16. KUDSİ HADİS
Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:
"'Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?'^
Sizler çoğu defa hayırları söyler ama zıddını işlersiniz. Kendinizin sakınmadığı nice şeylerden
6 Saf 61/2.
başkalarını sakındırırsınız. Nice şeyleri başkalarına emreder, fakat kendiniz yapmazsınız. Yine yiyemeyeceğiniz nice malı toplar ve tövbeyi günden güne, yıldan yıla ertelersiniz, sonra size mühlet verilmez.
Yoksa yanınızda ölüme karşı bir güvence mi var? Ya da cehenneme karşı bir kurtuluş beratınız mı mevcut? Yoksa cenneti hak edip kurtulduğunuza dair bir bilgiye mi sahipsiniz?
Sizinle rahman arasında bir rahmet (bağı) mi var?
Nimetler sizi şımarttı. İhsanlar sizi ifsat etti. Uzun emel sizi dünya ile aldattı. Sağlık ve afiyet içinde olmak sizi yanıltmasın; günleriniz belirli, nefesleriniz sayılıdır. Elinizde kalan ömrü kendi hesabınıza âhiret için kullanın.
Ey âdemoğlu! Sen her gün alıştığın işinle uğraşıp duruyorsun; fakat annenden doğduktan sonra her gün, ömründen birazını yok etmekte ve her geçen gün içine girene kadar seni kabre biraz daha yaklaştırmaktadır.
Ey âdemoğlu! Sizin dünyadaki haliniz bala düşen sineğe benzemektedir; o bala her düşüşünde ona yapışıp içinde kalır. İşte siz de böylesiniz.
Kendisini başkaları için ateşte yakıp yok eden odun gibi olmaktan sakın!"
Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:
"'Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?'^
Sizler çoğu defa hayırları söyler ama zıddını işlersiniz. Kendinizin sakınmadığı nice şeylerden
6 Saf 61/2.
başkalarını sakındırırsınız. Nice şeyleri başkalarına emreder, fakat kendiniz yapmazsınız. Yine yiyemeyeceğiniz nice malı toplar ve tövbeyi günden güne, yıldan yıla ertelersiniz, sonra size mühlet verilmez.
Yoksa yanınızda ölüme karşı bir güvence mi var? Ya da cehenneme karşı bir kurtuluş beratınız mı mevcut? Yoksa cenneti hak edip kurtulduğunuza dair bir bilgiye mi sahipsiniz?
Sizinle rahman arasında bir rahmet (bağı) mi var?
Nimetler sizi şımarttı. İhsanlar sizi ifsat etti. Uzun emel sizi dünya ile aldattı. Sağlık ve afiyet içinde olmak sizi yanıltmasın; günleriniz belirli, nefesleriniz sayılıdır. Elinizde kalan ömrü kendi hesabınıza âhiret için kullanın.
Ey âdemoğlu! Sen her gün alıştığın işinle uğraşıp duruyorsun; fakat annenden doğduktan sonra her gün, ömründen birazını yok etmekte ve her geçen gün içine girene kadar seni kabre biraz daha yaklaştırmaktadır.
Ey âdemoğlu! Sizin dünyadaki haliniz bala düşen sineğe benzemektedir; o bala her düşüşünde ona yapışıp içinde kalır. İşte siz de böylesiniz.
Kendisini başkaları için ateşte yakıp yok eden odun gibi olmaktan sakın!"