Ahiret İnancı insana hangi davranışları kazandırır?

  • Konuyu başlatan Kayıtsız Üye
  • Başlangıç tarihi
K

Kayıtsız Üye

Ziyaretçi
Ahiret inancı insana hangi davranışları kazandırır?
 

asya_kurt

◄ كُن فَيَكُونُ ►
Özel Üye
ahiret3.jpg





ANLATIM
Ahirete iman herşeyden önce insana bir hedef ve yön verir.
Yaratılışındaki gaye, hikmet ve hedefi öğretir. Bu inanca sahip olan kişilerin oluşturduğu toplum doğruluktan ayrılmaz. Kazancını doğru yerlerde arar. Hileye, aldatma ve rüşvete yaklaşmaz. Kendi hakkını bildiği gibi başkalarının hakkını da gözeterek kimseye haksızlık yapmaz.

Bu inanca sahip kişi, dini ve dünyevi görevlerini eksiksiz yerine getirir.
Çünkü mükafat ve ceza gününün varlığına inanarak herkesin bu dünyada yaptıklarının hesabını Allah’ın huzurunda vereceğini bilir. Bu inanç, insanların kalbinde barış duygularının gelişmesine yol açar. Barış duygusu ile adalet gerçekleştirilir. Adalet duygusuna sahip olan insan da kendisini mutlak adaletin gerçekleşeceği kıyamet gününe tam anlamıyla hazır duruma getirir.

Bu inanç kişilerin ümitlerini yeniler. Acılarını hafifletir.
Hayat boyu karşılaştığı zorluklara katlanmasını sağlar. Ahirete iman, insanı hayır işlemeye, kötülüklerden kaçınmaya ve üstünlükleri benimsemeye yöneltir. Ahirete inanan kişi, son nefesini verme anında geçmişini düşünür, yaptığı hayırlı işlerden dolayı huzur duyar. Çünkü ölüm onun için bir yok oluş değil, sonsuz bir yaşamın başlangıcıdır. Ahiret inancı dünya yaşamına aşırı bağlılığı önler. Başkalarına karşı iyilik etme fikrini geliştirir.

Ahirete iman insanda tam bir sorumluluk duygusu getirir.
Hukuki ve Ahlaki yönden çok önemli bir yaptırım olur. Her insanın başına bir polis veya asker dikemeyeceğimize göre ahirette hesap verme duygusu insanların kendi kendilerini kontrol etmelerini sağlar. Toplumda şiddet ve terör olayları azalır. İşlemiş olduğu her hareketin, söylemiş olduğu her sözün kaydedildiğine ve mutlaka ahirette onun hesabını vereceğine inanan kimse, daha dikkatli hareket etmek, konuştuğu sözlerin kötü ve gönül kırıcı olmamasına özen gösterir.

Unutmamamız gereken bir husus, cennet ve cehennemin bu dünyada kazanılacağıdır.
Bu yüzden dünya ahiretin tarlasıdır. Dünya tarlasına ne ekilirse ahirette de o biçilir. Onun için her insan ölüm gelmeden önce aklını kullanıp dünyanın değerini bilmelidir. İnsan dünyaya bir kez gelir ve ölünceye kadar ne yapabilmiş ise onu azık olarak ahirete götürür. İyilik yapmış olan, gittiği yerde o iyiliğin sevap ve ödülünü bulur. Kötülük yapanlar da onun cezasını görürler. Bu yüzden ahirette yiyeceğimiz azığı şimdiden iyi hazırlamaya çalışmalı ve ahirete yarayacak hayırlı işler yapmalıyız.

Ahireti kazanmak için dünyayı hor görmemiz ve kötülememiz gerekmez.
Elbette ki dünya hayatı ahiretin yanında daha kısadır. Göz açıp kapanıncaya kadar geçer. İnsanlara verdiği mutluluk sınırlıdır. Fakat kazanmak istediğimiz ahiretin yolu bu dünyadan geçer. Bu yüzden her insanın bu dünyayı elde etmeye çalışması gerekecektir. Gerçek müslüman hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi de ahiret için çalışır. Ahireti kazanacağım diye dünyayı ve nimetlerini terketmemeli, dünyayı kazanacağım diye ahiret için hazırlık yapmayı ihmal etmemelidir. Ne dünya için ahireti, ne de ahiret için dünyayı terketmelidir. Her ikisine de eşit ağırlık vererek hem bu dünyayı hem de ahireti kazanmaya çalışmalıdır. Böylece dünya-ahiret dengesini kurmalıdır.

Ahirete inanan insanlar huzurlu ve mutludurlar.
Çünkü ahirette vereceği hesabın korkusuyla, dünyada kimseye zulüm ve kötülük yapmazlar. İnsanları sever ve yardım ederler. Aç gözlü olmazlar, kötülük düşünmezler. Allah’ın hoşnutluğu ve rızasını kazanmak ve cennetle ödüllendirilmek için sürekli iyilik yaparlar. Ahirete inanan kişi kendisine verilen görevi eksiksiz ve zamanında yapmaya çalışır. Çünkü yapmadığı takdirde bunun hesabını ahirette vereceğini bilir. Kendisine bir şey emanet edildiğinde ona ihanet etmez. Güven duyulan bir insan olur. Başkalarının malına, canına, namusuna , hakkına ve hürriyetine zarar vermez. Böyle kimselerin oluşturduğu toplumda karşılıklı sevgi, saygı, ve güven olduğu gibi huzur ve mutluluk da olur. Ahiret inancı, kişilerin birbiriyle yardımlaşmalarını, birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde olmalarına katkıda bulunur. İnsan daima iyiyi, ve doğruyu araştırır. Hazıra konmayı, kısa yollardan haksız kazançlar elde etmeyi düşünmez. Dinin emir ve yasaklarından, güzel ahlakın kurallarından ayrılmaz. Kimseye kötülük etmez, zarar vermez. Zamanını ve kendisine verilen nimetleri boşa harcamaz. Aklını, bilgisini ve gücünu israf ederek kötüye kullanmaz. Düzenli ve huzurlu olur. İnsanlara saygılı ve merhametli olur.

Anlatım: Dr. Mustafa Akman, İzmir
 
Üst