Bölgede genelde yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçen Akdeniz iklimi egemendir. Ancak yüksekliğe bağlı olarak iklim özellikleri oldukça önemli farklılaşmalar gösterir. Dağların denize bakan yamaçlarında ve arkalarında çukur alanlar ise karasal etkilerin arttığı bir iklim tipine rastlanır. Gene de Akdeniz’in etkisi nedeniyle bu kesimlerdeki iklim , İç Anadolu’daki kadar şiddetli karasal özellikler taşımaz.
En sıcak ay ortalaması kıyılarda 27-28 derece , iç kısımlar 23-25 derecedir; en soğuk ay ortalaması ise kıyıda 10 derece dolayında iken iç kısımlarda 1,5-2 dereceye kadar iner. Benzer biçimde, yıllık ortalama sıcaklık kıyılarda 18-20 derece, iç kısımlarda ise 12-14 derece kadardır.
Akdeniz Bölgesi genellikle güney ve güneybatıdan gelen hava kütleleri ile cephelerin etkisi altındadır. Bunlara bağlı olarak da yağışlar orografik ya da cepheseldir. Yağış miktarı genellikle dağların uzanış biçimlerine ve nemli rüzgarlara açık olan yüzeylerindeki konumlarına, yani bakılarına göre değişir. Kıyı kesimlerinde, bakı koşullarına bağlı olarak yılda ortalama 700-1300 mm. tutarında yağış düşer. Bu değer iç kesimlerde 400 mm. dolaylarındadır. Bölgede genellikle, bir Akdeniz iklimi özelliği olan kış yağışları egemendir. İç kesimlere gidildikçe karasal iklim etkisi ile yağışlar ilkbahara kayar; gene de en çok yağış kışın düşer. Kıyılarda yağışlar genellikle yağmur şeklindedir ; kar, 5-10 yılda bir yağar; don olayına da oldukça az rastlanır. Dağların yüksek kesimlerinde ve Göller Yöresi’nde kışın kar yağışları etkili olur; don olayı ise hemen hemen bütün kış sürer. Yaz kuraklıkları iç kesimlerde olmakla birlikte kıyılardaki kadar şiddetli değildir.
Bölgede egemen rüzgarlar çoğunlukla kuzey rüzgarlarıdır. Ancak rüzgar rejimi, topografik koşullara ve deniz komşuluğa göre yerel değişikliklere uğrar. Kıyılarda yazın genellikle batı ve güney yönlü rüzgarlar eser. Zaman zaman deniz ve kara meltemleri etkili olur.
Akdeniz bölgesinde doğal bitki örtüsü sıcak ve kurak yazlardan etkilenmiştir. Bu nedenle kurakçıl bir nitelik taşır ve kolaylıkla bozulma eylemi gösterir. Orman örtüsü çalılık halini almış, çalılıklarda yer yer seyrekleşmiş, hatta ovalık yerlerde büsbütün ortadan kalkmıştır. Günümüzde Akdeniz Bölgesi’nde görülen bitki örtüsü, başlangıçtaki karakterini tümüyle kaybetmiş gibidir.
Akdeniz bölgesinde doğal bitki örtüsü beş gruba ayrılır. Kıyıda 500-600 m yüksekliğe kadar olan yerlerde şiddetli yaz kuraklığına uyan, kışın da yeşil kalan makilerdir. Boyları 3-5 m’yi geçmeyen bu bitkiler delice, kocayemiş, sandal ve zakkum en yaygın olanlarıdır. Bu bitkiler terra rossa denen killi demirli ve az kireçli topraklarda yetişir. Kireçli topraklarda yetişen daha seyrek bitki tiplerine garig adı verilir.
600-1200m arasında kızıl çam ve meşelerin egemen olduğu karışık ormanlar yada yamaç ormanları ortaya çıkar. Kızıl çamların aralarında yer yer meşelikler, daha yükseklere doğru ise halep çamı ile kara çamlar görülür. Bu kesimde kahverengi orman toprakları yaygındır. Yüksek kesimlerde yağış etkisiyle toprakta yıkanma (podzolleşme) görülür.
1200-2100m arasında ise yüksek ormanlar diye adlandırılan ve seydir, köknar ile kayınlardan oluşan orman kuşağı yer alır. Özellikle batı ve orta toroslarda saf sedir ormanları vardır. Bu katın tipik tanıtıcı ağaçları toros köknarı, lübnan sediri , sarı çam ve çeşitli ardıç türleridir. Amanos dağında ise Karadeniz Bölgesi'ndeki bitki örtüsüne ve özellikle doğu kıyınına rastlanır. Bu katta podzolik karakterli topraklar yaygındır.
2000m’nin üstünde iğne yapraklı ağaçlar seyrekleşir ve bodurlaşır. Bu alan 2100-2300m sonra erer ve Alp çayırları denen , renkli çiçeklerle bezenmiş yazları da kurumayan yüksek otluklara geçilir. Bu katta kestane renkli çayır toprakları yaygındır.
Göller yöresi ve Tekke yarımadasındaki yüksek ovalarda step bitkileri yetiştirilir. Buradaki stepler gerçekte ot stepleri değil, meşe ormanının tahribi sonucu oluşmuş ağaç stepleridir. Ova kenarlarında, tahripten kurtulmuş ardıç ve kara çam topluluklarına da rastlanır. Steplerde daha çok kireçli kahverengi ve kestane renkli topraklar yaygındır.
Bölgede, tipik Akdeniz bitkisi olmadıkları halde yerel koşullara uyum sağlamış Avustralya okaliptüsleri ile kurakçıl Amerika bitkilerinden kaktüsler ve agavlar da oldukça geniş alanları kaplar.