ALLAH KORKUSU ile ilgili hadisler ( 2)
Abdullah b. Amr (r.a)’dan. Hz. Peygamber (s.a.v), İbrahim (a.s)’ın sözü olan , Yüce Allah’ ın;
<< Rabb’im, şüphesiz ki onlar (putlar) insanların çoğunun sapmasına sebep oldular. Şimdi kim bana uyarsa o, bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık sen , çok bağışlayan ve çok merhamet edensin.>> ( İbrahim:36)
Ayeti ile, İsa (a.s)’ın sözü olan;
<< Eğer sen onlara azap edersen onlar senin kullarındır. Eğer sen onları bağışlarsan, şüphesiz sen güçlüsün , hikmet sahibisin.>> ( Mâide:118 )
Âyetini okudu ( onların ümmetine böyle dua etmesi üzerine kendisi de) ellerini kaldırdı ve:
“ Allah’ım, ümmetim , ümmetim…” dedi ve ağladı.
Bunun üzerine Yüce Allah:
“ Ey Cebrâil! Muhammed’e git - Her ne kadar Rabb’in en iyi bilen olsa da,yine de - O’na “ Seni ağlatan nedir?” diye sor.” Buyurdu.
Cebrâil (a.s) kendisine geldi ve niye ağladığını sordu. Rasûlullah (s.a.v) de ne dediğini Ona bildirdi. – Halbuki Allah , bunları çok iyi bilmektedir.- Bu cevap üzerine Allah:
“ Ey Cebrâil! Muhammed’e git ve: “ Biz ümmetin konusunda seni memnun edeceğiz, seni üzüntüde bırakmayacağız” de “ buyurdu.
( Müslim)
*****************
Muâz b. Cebel (r.a)’dan. Şöyle demiştir:
“ Hz. Peygamber (s.a.v)’in terkisinde bir merkebin üzerinde idim, bana:
“ Ey Muâz, Allah’ın kulları üzerindeki hakkı ile kulların Allah üzerindeki hakkının ne olduğunu biliyor musun?” buyurdu, ben de:
“ Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.” Dedim.
“ Şüphesiz, Allah’ın kulları üzerindeki hakkı, Ona hiçbir şeyi ortak koşmayarak kulluk etmeleri, kulların Allah üzerindeki hakları ise, kendisine hiçbir şeyi ortak koşmayanlara azap etmemesidir.” Buyurdu, ben de:
“ Ey Allah’ın Rasûlü , bunu halka müjdelemeyeyim mi?” dedim, O da:
“ Hayır müjdeleme, buna güvenip kalırlar.” Buyurdu.”
( Müttefekun aleyh)
******************
El- Berâ b. Âzib (r.a)’ dan. Hz. Peygamber (s.a.v):
“ Müslüman kabirde sorguya çekildiğinde ‘ Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna ‘ şehadet getirir. Bunun böyle olması, Allah’ın:
<< Allah, (kalplerinde) yerleşmiş değişmez söz ile iman edenlerin ayaklarını sabit kılar.>> (İbrahim: 27 )
Ayetinden dolayıdır.” Buyurmuştur.
( Müttefekun aleyh)
****************
Enes b. Mâlik (r.a)’dan.Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“ Şüphesiz ki ,kafir bir kimse bir iyilik yaptığında, dünyada bu iyiliğinin tadı tattırılır.Mü’mine gelince, Allah, onun iyiliklerini ahireti için saklar. Dünyada ise kulluğuna ( taatına) göre rızık verir.”
Diğer bir rivayet ise şöyledir:
“ Şüphesiz ki Allah, mü’minin iyilikleri konusunda hiç bir haksızlık yapmaz. İyiliğinin karşılığını dünyada verir, ahirette de onun sevabını verir. Kâfire gelince, Allah için yaptığı iyiliklerin tadını dünyada tadar. Ahirete vardığında ise ,karşılığını alabileceği hiç bir iyilik kalmaz.”
( Müslim )
**************
İbni Abbâs (r.a)’dan. Şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v)’i şöyle buyururken işittim:
“ Müslüman bir kimse ölür de , Allah’a ortak koşmayan kırk kişi onun namazını kılarsa, Allah , cenaze hakkında onların hayır dualarını ( şefaatlerini ) kesinlikle kabul eder.”
( Müslim )
Kaynak: Riyâzü’s-Sâlihîn
S: 250 -251 - 252
Abdullah b. Amr (r.a)’dan. Hz. Peygamber (s.a.v), İbrahim (a.s)’ın sözü olan , Yüce Allah’ ın;
<< Rabb’im, şüphesiz ki onlar (putlar) insanların çoğunun sapmasına sebep oldular. Şimdi kim bana uyarsa o, bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık sen , çok bağışlayan ve çok merhamet edensin.>> ( İbrahim:36)
Ayeti ile, İsa (a.s)’ın sözü olan;
<< Eğer sen onlara azap edersen onlar senin kullarındır. Eğer sen onları bağışlarsan, şüphesiz sen güçlüsün , hikmet sahibisin.>> ( Mâide:118 )
Âyetini okudu ( onların ümmetine böyle dua etmesi üzerine kendisi de) ellerini kaldırdı ve:
“ Allah’ım, ümmetim , ümmetim…” dedi ve ağladı.
Bunun üzerine Yüce Allah:
“ Ey Cebrâil! Muhammed’e git - Her ne kadar Rabb’in en iyi bilen olsa da,yine de - O’na “ Seni ağlatan nedir?” diye sor.” Buyurdu.
Cebrâil (a.s) kendisine geldi ve niye ağladığını sordu. Rasûlullah (s.a.v) de ne dediğini Ona bildirdi. – Halbuki Allah , bunları çok iyi bilmektedir.- Bu cevap üzerine Allah:
“ Ey Cebrâil! Muhammed’e git ve: “ Biz ümmetin konusunda seni memnun edeceğiz, seni üzüntüde bırakmayacağız” de “ buyurdu.
( Müslim)
*****************
Muâz b. Cebel (r.a)’dan. Şöyle demiştir:
“ Hz. Peygamber (s.a.v)’in terkisinde bir merkebin üzerinde idim, bana:
“ Ey Muâz, Allah’ın kulları üzerindeki hakkı ile kulların Allah üzerindeki hakkının ne olduğunu biliyor musun?” buyurdu, ben de:
“ Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.” Dedim.
“ Şüphesiz, Allah’ın kulları üzerindeki hakkı, Ona hiçbir şeyi ortak koşmayarak kulluk etmeleri, kulların Allah üzerindeki hakları ise, kendisine hiçbir şeyi ortak koşmayanlara azap etmemesidir.” Buyurdu, ben de:
“ Ey Allah’ın Rasûlü , bunu halka müjdelemeyeyim mi?” dedim, O da:
“ Hayır müjdeleme, buna güvenip kalırlar.” Buyurdu.”
( Müttefekun aleyh)
******************
El- Berâ b. Âzib (r.a)’ dan. Hz. Peygamber (s.a.v):
“ Müslüman kabirde sorguya çekildiğinde ‘ Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna ‘ şehadet getirir. Bunun böyle olması, Allah’ın:
<< Allah, (kalplerinde) yerleşmiş değişmez söz ile iman edenlerin ayaklarını sabit kılar.>> (İbrahim: 27 )
Ayetinden dolayıdır.” Buyurmuştur.
( Müttefekun aleyh)
****************
Enes b. Mâlik (r.a)’dan.Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“ Şüphesiz ki ,kafir bir kimse bir iyilik yaptığında, dünyada bu iyiliğinin tadı tattırılır.Mü’mine gelince, Allah, onun iyiliklerini ahireti için saklar. Dünyada ise kulluğuna ( taatına) göre rızık verir.”
Diğer bir rivayet ise şöyledir:
“ Şüphesiz ki Allah, mü’minin iyilikleri konusunda hiç bir haksızlık yapmaz. İyiliğinin karşılığını dünyada verir, ahirette de onun sevabını verir. Kâfire gelince, Allah için yaptığı iyiliklerin tadını dünyada tadar. Ahirete vardığında ise ,karşılığını alabileceği hiç bir iyilik kalmaz.”
( Müslim )
**************
İbni Abbâs (r.a)’dan. Şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v)’i şöyle buyururken işittim:
“ Müslüman bir kimse ölür de , Allah’a ortak koşmayan kırk kişi onun namazını kılarsa, Allah , cenaze hakkında onların hayır dualarını ( şefaatlerini ) kesinlikle kabul eder.”
( Müslim )
Kaynak: Riyâzü’s-Sâlihîn
S: 250 -251 - 252