Yine Hz. Aişe demiştir ki: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, ashabından altı kişi içerisinde yemek yiyordu. Derken bir bedevi geldi. (Besmele çekmeksizin) iki lokmada yutuverdi. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Eğer bu adam besmele çekseydi yemek hepinize yeterdi! buyurdu."
Tirmizi, Et'ime 47, (1859).
3843 - Vahşi İbnu Harb an ebihi an ceddihi Vahşi İbnu Harb el-Habeşi anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın Ashabı dediler ki: "Ey Allah'ın Resûlü! biz yiyoruz, ancak bir türlü doymuyoruz (ne yapalım)?" Bunun üzerine, Resûlullah: "Ayrı ayrı yemekte olmayasınız?" diye sordu. "Evet" dediler. Resûlullah da: "Öyleyse yemeğinizde toplanın (bir sofra kurarak hep beraber yiyin), yemeğe Allah'ın ismini zikrederek (Bismillahirrahmanirrahim diyerek) başlayın. Böyle yaparsanız yemeğiniz, hakkınızda mübarek kılınır."
Ebu Davud, Et'ime 15, (3764); İbnu Mace, Et'ime 17, (3286).
Bana ait olan senin ruhundur. Sana ait olan işlediğin amelindir. İkimizin arasında olan ise senin dua etmen, benim de duana karşılık vermemdir.
Ey âdemoğlu! Takva sahibi ol, beni tanırsın. Açlık çek, beni görürsün. Yalnız bana ibadete yönel, bana ulaşırsın. Amelini gösterişten temiz tut, sana muhabbet elbisesini giydireyim. Beni zikretmek için vakit ayır, seni meleklerimin yanında anayım.
Bir günah işleyeceğinde, günahın küçüklüğüne değil, onunla kime isyan ettiğine bak! Sana bir rızk verildiğinde, rızkın azlığına değil, onu sana kimin verdiğine bak.
Tedbir gibi güzel geçim, halka zarar vermekten kaçınmak gibi vera, edepten daha yüce bir muhabbet, tövbe gibi şefaatçı, ilim gibi ibadet yoktur.
Her kim ki bildiğiyle amel ederse Allah ona bilmediği ilimleri öğretir.
Her kim bir zenginin yanına çıkar ve ona sırf zenginliği sebebiyle tevazuda bulunursa dininin üçte biri gider.
Her kim dünya için hüzünlenir ve kederlenirse bana kızmış gibidir. kim bir musibetten şikâyette bulunursa benden şikâyette bulunmuş olur.
Ey âdemoğlu! ben ancak benim rızam için yapılan ameli kabul ederim.
Kaynak:Kutsi Hadis