Resûlullâh'ın Ashâb-ı Kirâm’ı methettiği birçok hadîs-i şerîfden bazıları:
• “Ümmetimin en hayırlıları benim asrımdakiler (ashabım), sonra onları takib edenler (Tâbiîn), sonra onları takib edenlerdir (Tebe-i tâbiîn)…”
• “Beni gören Müslümana, yahut göreni görene ateş değmez.”
• “Beni görene, beni göreni görene müjdeler olsun…”
• “Beni görüp de iman edene, beni göreni görüp de bana iman edene müjde olsun. Onların hepsine müjde olsun ki en güzel âkıbet onlarındır...”
• “Ashâbımdan bir beldede vefât eden birisi o belde ahalisi için kıyâmet günü bir nur olur ve reisleri olarak gelir.”
• “Ashâbıma hürmet ediniz, zira onlar sizin hayırlılarınızdır.”
• “Ashâbım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayete erersiniz.”
• “Ashâbıma söğmeyiniz, sizden biriniz Uhud Dağı kadar altın infâk etse onlardan birinin bir avuç, hatta yarısı kadar infâkına yetişemez.”
• “Ümmetimin en kötüleri, Ashâbım aleyhine söz söylemeğe cüret edenleridir.”
• “Allâhü Teâlâ'ya Ashâbımın benden sonra ihtilâfından sordum, şöyle vahyetti: ‘Yâ Muhammed, muhakkak senin Ashâbın semadaki yıldızlar gibidir. Bazısı bazısından kuvvetlidir, lâkin hepsinin nûru vardır. Kim onların ihtilaflarından üzerinde oldukları bir şeyi alırsa o benim katımda hidayet üzeredir.”
“Ashâbımı bana bırakın. Nefsim kudretinde olan zât-ı â'lâ (Allâhü Teâlâ)ya yemin ederim ki siz Uhud dağı kadar veya dağlar kadar altını infak (Allah yolunda sarf) etseniz onların amellerine yetişemezsiniz.” (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)
• “Ümmetimin en hayırlıları benim asrımdakiler (ashabım), sonra onları takib edenler (Tâbiîn), sonra onları takib edenlerdir (Tebe-i tâbiîn)…”
• “Beni gören Müslümana, yahut göreni görene ateş değmez.”
• “Beni görene, beni göreni görene müjdeler olsun…”
• “Beni görüp de iman edene, beni göreni görüp de bana iman edene müjde olsun. Onların hepsine müjde olsun ki en güzel âkıbet onlarındır...”
• “Ashâbımdan bir beldede vefât eden birisi o belde ahalisi için kıyâmet günü bir nur olur ve reisleri olarak gelir.”
• “Ashâbıma hürmet ediniz, zira onlar sizin hayırlılarınızdır.”
• “Ashâbım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayete erersiniz.”
• “Ashâbıma söğmeyiniz, sizden biriniz Uhud Dağı kadar altın infâk etse onlardan birinin bir avuç, hatta yarısı kadar infâkına yetişemez.”
• “Ümmetimin en kötüleri, Ashâbım aleyhine söz söylemeğe cüret edenleridir.”
• “Allâhü Teâlâ'ya Ashâbımın benden sonra ihtilâfından sordum, şöyle vahyetti: ‘Yâ Muhammed, muhakkak senin Ashâbın semadaki yıldızlar gibidir. Bazısı bazısından kuvvetlidir, lâkin hepsinin nûru vardır. Kim onların ihtilaflarından üzerinde oldukları bir şeyi alırsa o benim katımda hidayet üzeredir.”
“Ashâbımı bana bırakın. Nefsim kudretinde olan zât-ı â'lâ (Allâhü Teâlâ)ya yemin ederim ki siz Uhud dağı kadar veya dağlar kadar altını infak (Allah yolunda sarf) etseniz onların amellerine yetişemezsiniz.” (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)