Yüce Allah şöyle buyurur:
Kur'ân-ı Kerim'de geçmiş peygamberlerin duaları zikredilir. Dua bu me'sur dualarla yapılabileceği gibi, kişinin kendi gönlünden kopanın anlatımı da olabilir. Ancak belli davranışlarda; meselâ kabir ziyaretlerinde, yemeklerden sonra, helâya girerken, yeni bir elbise giyerken, yolculuğa çıkarken... Hz. Muhammed (asv)'den nakledilmiş dualarla dua etmek hem sünnet, hem de daha güzeldir.
Dua eden kişi gönülden etmeli, duasında iyi şeyleri isteyerek kendisi de o doğrultuda çaba sarfetmelidir. Kişi duasında samimiyetini tavırlarıyla da ortaya koymalıdır.
Meselâ duasında Allah'ın emirlerine itaat eden samimi bir Müslüman olmayı ifade ediyorsa, hareketleriyle de böyle bir Müslüman olma çabası içerisinde olmalıdır. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır:
İmam Ahmed b. Hanbel'in Ebû Saîd el-Hudrî'den (r.a.) rivâyet ettiği bir hadîste:
Uykudan önce: "Ey Allah'ım senin adınla ölür ve dirilirim."
Uykudan sonra: "Bizi uyku gibi bir ölümle öldürdükten sonra dirilten Allah'a hamd olsun. Dönüş ancak O'nadır."
Sabahleyin: "Allah'ım senin yardımınla sabaha çıktık, senin yardımınla akşamladık, senin yardımınla yaşıyor, senin yardımınla ölüyoruz. Kabirden kalkış sanadır."
Akşamleyin: "Allah'ım, senden dünya ve âhirette selâmet isterim. Allah'ım, senden dînim, dünyam, ehlim ve malım hakkında beni bağışlamanı ve selâmete çıkarmanı isterim. Allah'ım, benim ayıplarımı örtüver. Korktuklarımdan emin kıl. Allah'ım, önümden arkamdan, sağımdan solumdan ve üzerimden gelecek belâları defederek beni koru. Altımdan gelecek ani belâlardan senin azametine sığınırım."
Evden Çıkarken: "Allah'ın ismiyle Allah'a güvendim. O'nun gücünden başka hiçbir güç yoktur."
Ezandan sonra: Ezanı tekrarlamak, salât ve selâm etmek ve "Allah'tan başka ilâh yoktur, o tektir ortağı yoktur, Muhammed kulu ve Resûlüdür, Rab olarak Allah'a, din olarak İslâm'a, peygamber olarak Muhammed'e râzı oldum." demek.
(1) bk. Buhârî, Cihad, 131; Daavât, 51; Tevhid 9; Ebû Dâvûd, Vitr, 26; İbn Hanbel, IV, 394, 402, 418; Müslim, Sahih IV, 2076.
sorularlaislamiyet
"İnsana bir darlık dokunduğu zaman yanı üzere yatarken, otururken yahut ayakta bize yalvarır, ama biz onun sıkıntısını giderince sanki kendisine dokunan bir darlıktan ötürü bize hiç yalvarmamış gibi hareket eder. İşte aşırı gidenlere yaptıkları iş böylesine süslü gösterilmiştir." (Yunus, 10/12)
Âyet ve hadîslerde dua teşvik edilmiştir:
"Rabbiniz, şöyle buyurdu: Bana dua edin, size cevap vereyim (duanızı kabul edeyim)." (Mü'minûn, 23/60).
Hz. Peygamber (asv) de şöyle buyurur:
" Allah katında duadan daha şerefli bir şey yoktur." (Tirmizî, Daavat,1; İbn Mace, Dua,1)
Dua aynı zamanda bir ibadettir. "Dua ibadetin ta kendisidir." (Tirmizî, el-Bakara Sûresi Tefsiri, 16)
Kur'ân-ı Kerim'de geçmiş peygamberlerin duaları zikredilir. Dua bu me'sur dualarla yapılabileceği gibi, kişinin kendi gönlünden kopanın anlatımı da olabilir. Ancak belli davranışlarda; meselâ kabir ziyaretlerinde, yemeklerden sonra, helâya girerken, yeni bir elbise giyerken, yolculuğa çıkarken... Hz. Muhammed (asv)'den nakledilmiş dualarla dua etmek hem sünnet, hem de daha güzeldir.
Dua eden kişi gönülden etmeli, duasında iyi şeyleri isteyerek kendisi de o doğrultuda çaba sarfetmelidir. Kişi duasında samimiyetini tavırlarıyla da ortaya koymalıdır.
Meselâ duasında Allah'ın emirlerine itaat eden samimi bir Müslüman olmayı ifade ediyorsa, hareketleriyle de böyle bir Müslüman olma çabası içerisinde olmalıdır. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır:
"Biliniz ki, Allah Teâlâ, kendisinden gafil bir kalbin duasını kabul etmez." (Tirmizî, Daavât, 64)
Şüphesiz ki Allah insanın kalbinden geçenleri ve ihtiyaçlarını bilir. Ancak dil ile dua etmenin insanın kendisinin eğitilmesi konusunda etkisi vardır. Ayrıca dua Allah'ın bir emrinin yerine getirilmesidir, bir ibadettir. Kur'ân-ı Kerim'de Hak Teâlâ kendisine nasıl dua edileceğini kullarına öğretir, resûllerinin dualarını bize haber verir. Müminler önce bu dualara bakmak ve böyle dualarla Allah'ı zikretmek durumundadırlar. Gerçekten bilmediğimizi ve en güzelini öğreten Allah'tır.
"... Ey rabbimiz unutur veya hata edersek bizi sorumlu tutma... " (Bakara, 2/286)
Eyüp Aleyhisselâm;
"Ya Rabbi, gerçekten benim başıma bela geldi. Halbuki sen merhametlilerin merhametlisisin." (Enbiya, 21/83);
Zekeriya (as);
"Rabbim, beni yalnız bırakma..." (Enbiya, 21/89);
Âdem (as),
"Ey Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik. Eğer sen bizi affetmez ve bize acımazsan mutlaka zarara uğrayanlardan oluruz. "(A'raf, 7/23)
diyerek dua etmişlerdir.
"Beni müslüman olarak öldür ve beni salih kullarına kat... " (Yusuf, 12/101)
duası Yusuf (as)'ın;
"Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni tenzih ederim. Ben zalimlerden idim. "
duası da Yunus (as)'ın duasıdır.
İmam Ahmed b. Hanbel'in Ebû Saîd el-Hudrî'den (r.a.) rivâyet ettiği bir hadîste:
"Duanın karşılıksız kalmayacağı, bilâkis üç şeyden birinin mutlaka meydana geleceği; ya kabul ya âhirete bırakma yahut eda edilen dua oranında günahın affedileceği,.." beyan buyurulmuştur.
Dua ederken seslerini aşırı şekilde yükseltenleri gören Rasûlullah (asv), şöyle buyurmuştu:
"Ey insanlar! Kendinize gelin. Çünkü siz bir sağırı veya uzaktaki birini çağırmıyor, ancak her şeyi işiten ve çok yakın bulunan birine dua ediyorsunuz. Sizin kendisine dua ettiğiniz size bineğinizin boynundan daha yakındır."(1)
Gönülden, gizlice, bağırmadan, samimiyetle dua edilir.
"Rabbınıza gönülden ve gizlice yalvarın. Doğrusu o, aşırı gidenleri sevmez."(Â'râf, 7/55)
Sünnet Olan Dualar
Uykudan önce: "Ey Allah'ım senin adınla ölür ve dirilirim."
Uykudan sonra: "Bizi uyku gibi bir ölümle öldürdükten sonra dirilten Allah'a hamd olsun. Dönüş ancak O'nadır."
Sabahleyin: "Allah'ım senin yardımınla sabaha çıktık, senin yardımınla akşamladık, senin yardımınla yaşıyor, senin yardımınla ölüyoruz. Kabirden kalkış sanadır."
Akşamleyin: "Allah'ım, senden dünya ve âhirette selâmet isterim. Allah'ım, senden dînim, dünyam, ehlim ve malım hakkında beni bağışlamanı ve selâmete çıkarmanı isterim. Allah'ım, benim ayıplarımı örtüver. Korktuklarımdan emin kıl. Allah'ım, önümden arkamdan, sağımdan solumdan ve üzerimden gelecek belâları defederek beni koru. Altımdan gelecek ani belâlardan senin azametine sığınırım."
Evden Çıkarken: "Allah'ın ismiyle Allah'a güvendim. O'nun gücünden başka hiçbir güç yoktur."
Ezandan sonra: Ezanı tekrarlamak, salât ve selâm etmek ve "Allah'tan başka ilâh yoktur, o tektir ortağı yoktur, Muhammed kulu ve Resûlüdür, Rab olarak Allah'a, din olarak İslâm'a, peygamber olarak Muhammed'e râzı oldum." demek.
(1) bk. Buhârî, Cihad, 131; Daavât, 51; Tevhid 9; Ebû Dâvûd, Vitr, 26; İbn Hanbel, IV, 394, 402, 418; Müslim, Sahih IV, 2076.
sorularlaislamiyet