Soru
Buluğ çağına giren ilkokul kız çocuklarını başörtüsü yasağından dolayı devlet okullarından men edip, eğitimine son vermek doğru bir karar mıdır? Böyle bir durumda nasıl davranılması gerekiyor?
Cevabımız
Değerli Kardeşimiz;
Dinimizin baş örtüsü emri açıktır. Başı örtmek veya örtmemek kişisel bir tercihtir.
Kur'an-ı Kerîm'de kadınların örtünmeleri ile ilgili olarak Ahzâb suresinde, "Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mümin kadınlara (dışarı çıktıkları zaman) örtülerini üstlerine salmalarını söyle. Onların tanınıp incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir." buyurulmuştur (Ahzâb 33/59).
Bu ayetten sonra inen Nûr suresinin 31. ayetinde ise; "Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar; ırzlarını korusunlar. Kendiliğinden görünen kısmı hariç, zînetlerini açmasınlar. Baş örtülerini, yakalarının üzerine salsınlar. Süslerini kocaları, babaları, kayınpederleri, oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, mümin kadınlar, ellerinin altında bulunan köleleri, erkekliği kalmamış hizmetçiler yahut henüz kadınların mahrem yerlerini anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetlerinin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz." buyurulmuştur.
Kur'an'daki bu hükümlerin yanında Hz. Peygamber de, vücut hatlarını belli edecek tarzda, karşı cinsi tahrik edecek şekilde, dar ve şeffaf giyinmeyi yasaklamıştır.
Bu ayetler ve Hz. Peygamber'in hadislerinden, avret mahallinin namazda olduğu gibi namaz dışında örtülmesinin de farz olduğu, bu uzuvların açılmasının yasaklandığı anlaşılmaktadır.
Örtünmenin zorunlu olduğuna şu âyet de delildir: "Evlenme ümidi kalmamış yaşlı kadınların zinetlerini (bütünüyle) açmaksızın (dış) elbiselerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur. Ama iffetli olmaları onlar için daha hayırlıdır..." (Nûr, 24/60)
Ayet, evlenme ümidi olan kadınların avret mahallerini açmalarının günah olduğuna işaret etmektedir. Peygamberimiz, sahâbe, tâbiîn ve daha sonraki nesillerde asırlardan beri örtünme ve başörtüsü uygulana gelmiştir. İslâm dini tesettüre böyle önem vermekle birlikte, örtünmenin şekli konusunda ayrıntıya girmemiş, bunu örf ve âdete bırakmıştır. Böylece her çağda ve her bölgede bu emrin yerine getirilmesine imkan verilmiştir. Sonuç olarak tesettür evrensel, sürekli bir hüküm; örtünmenin şekli ise yereldir.
Tesettür ve Türban Özel Dosyası için tıklayınız.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör
Buluğ çağına giren ilkokul kız çocuklarını başörtüsü yasağından dolayı devlet okullarından men edip, eğitimine son vermek doğru bir karar mıdır? Böyle bir durumda nasıl davranılması gerekiyor?
Cevabımız
Değerli Kardeşimiz;
Dinimizin baş örtüsü emri açıktır. Başı örtmek veya örtmemek kişisel bir tercihtir.
Kur'an-ı Kerîm'de kadınların örtünmeleri ile ilgili olarak Ahzâb suresinde, "Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mümin kadınlara (dışarı çıktıkları zaman) örtülerini üstlerine salmalarını söyle. Onların tanınıp incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir." buyurulmuştur (Ahzâb 33/59).
Bu ayetten sonra inen Nûr suresinin 31. ayetinde ise; "Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar; ırzlarını korusunlar. Kendiliğinden görünen kısmı hariç, zînetlerini açmasınlar. Baş örtülerini, yakalarının üzerine salsınlar. Süslerini kocaları, babaları, kayınpederleri, oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, mümin kadınlar, ellerinin altında bulunan köleleri, erkekliği kalmamış hizmetçiler yahut henüz kadınların mahrem yerlerini anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetlerinin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz." buyurulmuştur.
Kur'an'daki bu hükümlerin yanında Hz. Peygamber de, vücut hatlarını belli edecek tarzda, karşı cinsi tahrik edecek şekilde, dar ve şeffaf giyinmeyi yasaklamıştır.
Bu ayetler ve Hz. Peygamber'in hadislerinden, avret mahallinin namazda olduğu gibi namaz dışında örtülmesinin de farz olduğu, bu uzuvların açılmasının yasaklandığı anlaşılmaktadır.
Örtünmenin zorunlu olduğuna şu âyet de delildir: "Evlenme ümidi kalmamış yaşlı kadınların zinetlerini (bütünüyle) açmaksızın (dış) elbiselerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur. Ama iffetli olmaları onlar için daha hayırlıdır..." (Nûr, 24/60)
Ayet, evlenme ümidi olan kadınların avret mahallerini açmalarının günah olduğuna işaret etmektedir. Peygamberimiz, sahâbe, tâbiîn ve daha sonraki nesillerde asırlardan beri örtünme ve başörtüsü uygulana gelmiştir. İslâm dini tesettüre böyle önem vermekle birlikte, örtünmenin şekli konusunda ayrıntıya girmemiş, bunu örf ve âdete bırakmıştır. Böylece her çağda ve her bölgede bu emrin yerine getirilmesine imkan verilmiştir. Sonuç olarak tesettür evrensel, sürekli bir hüküm; örtünmenin şekli ise yereldir.
Tesettür ve Türban Özel Dosyası için tıklayınız.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör