Kim la ilahe illallah'ın manasını bilerek ölürse cennete girer. (Müslim)
Sizi dalalette görmedim mi ki Allah size benimle hidayet verdi.
(Müslim)
Müntefak'ın oğlu Rasulullah'a (sas):
'Ey Allah'ın Rasulü! Cahiliyede ölmüş olanlara geşmişte işlediği hayırlardan dolayı bir mükafat var mı?' diye sordu. Bunun üzerine Kureyş'ten bir müslüman: 'Vallahi senin baban Müntefak ateştedir' diyerek cevab verdi. Bu sözü duyunca sanki yüzümün cildi eti arasında çok şiddetli bir sıcaklık hissettim. Çünkü bunu bana insanlar arasında söyledi. Bundan dolayı Rasulullah'a (sas):
''Ey Allah'ın Rasulü! Senin baban böyle midir?' diye soracaktım, fakat daha güzel üslup kullanarak Rasuluıllah'a (sas):
''Ey Allah'ın Rasulü! Senin cahiliyede ölmüş ehlinin durumu nedir?' diye sordum. Resulullah (sas) bana şöyle cevap verdi:
'Benim cahiliyede ölmüş ehlim de aynı şekilde ateştedir. Mezarlığa git, yanından geçtiğin Amir, Kureyş ya da Devs kabilelerinden olan herhangi bir ölüye: 'Muhammed beni sana, seni üzecek bir haberle gönderdi. Ateşe yüzüstü ve karın üstü sürüneceksin' de.' Bunun üzere Resulullah'a (sas) şöyle dedim:
'Onlara niçin böyle yapılacaktır? Halbuki onlar ancak yapabileceklerini yapıyorlar, yaptıkları konusunda ıslahçı olduklarını zannediyorlar ve bundan başka bir şey yapamıyorlardı.' Bunun üzerine Rasulullah (sas) şöyle dedi:
'Çünkü Allah her yedi ümmet sonunda bir nebi gönderdi. Kim bu nebiye karşı gelirse sapıklardan, kim bu nebiye itaat ederse hidayete kavuşanlardan olur.'
(Ahmed)
(Bu hadisten anlaşılıyor ki cehalet asla mazaret olamaz; üstelik, bir sahabe Resulullah'tan (sas) erken cevap vermesi, bu konunun Rasulullah'ın (sas) devrinde herkesçe bilinen bir şey olduğunu isapatlamaktadır.)
Kadı üçtür: Biri cennetlik, ikisi cehennemliktir. Cennetlik olan, hakkı bilip öyle hükmedendir. Hakkı bilip hükmünde bile bile adaletsiz davranan cehennemliktir. Halka cahilane hükümde bulunan da cehennemliktir.
(Ebu Davud)
'Şurası muhakkak ki, kişi bazan Allah'ın gazabına sebeb olan bir kelam eder, kendisi o sözde bir mahzur görmez. Ama o söz sebebiyle, cehennem ateşinin yetmiş yıllık dibine iner.'
(İbn Mace)
Şüphesiz kişi kabrinde sorgulanır: Sen bu adam hakkında ne dersin. Mü'min kişi şöyle der: 'O Allah'ın kulu ve Resulüdür. Bize beyyinat ve hidayet getirdi. Şüphe ve tereddütte olan ise kemküm ederek, bilmiyorum, der. İnsanların bir şeyler dediğini duydum, ben de tekrarladım.'
(Müslim, Buhari)
Şüphesiz kul ne demeye geldiği belli olmayan bir kelime kullanır, onunla cehennemin en derin noktasına kayar.
(Buhari
sözlerin en güzeli
Sizi dalalette görmedim mi ki Allah size benimle hidayet verdi.
(Müslim)
Müntefak'ın oğlu Rasulullah'a (sas):
'Ey Allah'ın Rasulü! Cahiliyede ölmüş olanlara geşmişte işlediği hayırlardan dolayı bir mükafat var mı?' diye sordu. Bunun üzerine Kureyş'ten bir müslüman: 'Vallahi senin baban Müntefak ateştedir' diyerek cevab verdi. Bu sözü duyunca sanki yüzümün cildi eti arasında çok şiddetli bir sıcaklık hissettim. Çünkü bunu bana insanlar arasında söyledi. Bundan dolayı Rasulullah'a (sas):
''Ey Allah'ın Rasulü! Senin baban böyle midir?' diye soracaktım, fakat daha güzel üslup kullanarak Rasuluıllah'a (sas):
''Ey Allah'ın Rasulü! Senin cahiliyede ölmüş ehlinin durumu nedir?' diye sordum. Resulullah (sas) bana şöyle cevap verdi:
'Benim cahiliyede ölmüş ehlim de aynı şekilde ateştedir. Mezarlığa git, yanından geçtiğin Amir, Kureyş ya da Devs kabilelerinden olan herhangi bir ölüye: 'Muhammed beni sana, seni üzecek bir haberle gönderdi. Ateşe yüzüstü ve karın üstü sürüneceksin' de.' Bunun üzere Resulullah'a (sas) şöyle dedim:
'Onlara niçin böyle yapılacaktır? Halbuki onlar ancak yapabileceklerini yapıyorlar, yaptıkları konusunda ıslahçı olduklarını zannediyorlar ve bundan başka bir şey yapamıyorlardı.' Bunun üzerine Rasulullah (sas) şöyle dedi:
'Çünkü Allah her yedi ümmet sonunda bir nebi gönderdi. Kim bu nebiye karşı gelirse sapıklardan, kim bu nebiye itaat ederse hidayete kavuşanlardan olur.'
(Ahmed)
(Bu hadisten anlaşılıyor ki cehalet asla mazaret olamaz; üstelik, bir sahabe Resulullah'tan (sas) erken cevap vermesi, bu konunun Rasulullah'ın (sas) devrinde herkesçe bilinen bir şey olduğunu isapatlamaktadır.)
Kadı üçtür: Biri cennetlik, ikisi cehennemliktir. Cennetlik olan, hakkı bilip öyle hükmedendir. Hakkı bilip hükmünde bile bile adaletsiz davranan cehennemliktir. Halka cahilane hükümde bulunan da cehennemliktir.
(Ebu Davud)
'Şurası muhakkak ki, kişi bazan Allah'ın gazabına sebeb olan bir kelam eder, kendisi o sözde bir mahzur görmez. Ama o söz sebebiyle, cehennem ateşinin yetmiş yıllık dibine iner.'
(İbn Mace)
Şüphesiz kişi kabrinde sorgulanır: Sen bu adam hakkında ne dersin. Mü'min kişi şöyle der: 'O Allah'ın kulu ve Resulüdür. Bize beyyinat ve hidayet getirdi. Şüphe ve tereddütte olan ise kemküm ederek, bilmiyorum, der. İnsanların bir şeyler dediğini duydum, ben de tekrarladım.'
(Müslim, Buhari)
Şüphesiz kul ne demeye geldiği belli olmayan bir kelime kullanır, onunla cehennemin en derin noktasına kayar.
(Buhari
sözlerin en güzeli