Cehennem Ateşi Üç Bin Yıl Yakılarak Simsiyah Ve Kapkaranlık Hale Gelmiştir

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Cehennem Ateşi Üç Bin Yıl Yakılarak Simsiyah Ve Kapkaranlık Hale Gelmiştir:

Tirmizî… Ebû Hüreyre’den rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle bu­yurmuştur:

Cehennem ateşi bin sene yakıldı; kızardı. Bin sene daha yakıldı; beyaz-laştı. Bin sene daha yakıldı; karardı. Artık o, simsiyah ve kapkaranlıktır.”

Cehennem Ateşinin Harareti Sönmez Alevine De Yaslanılmaz:
Hafız el-Beyhakî… Selman’dan rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“(Cehennemdeki) ateşin harareti sönmez ve alevine de yaslanılmaz.” Böyle dedikten sonra Rasûlullah (s.a.v.) şu âyet-i kerimeyi okudu: “Yakıcı azabı tadın, diyeceğiz.” (Âl-i imrân, 3/181)

İbn Merdeveyh… Enes’ten rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şu âyet-i kerimeyi okumuştur:

Ey inananlar! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden ko­ruyun. Onun yakıtı, insanlar ve taşlardır. Görevlileri, Allah’ın kendisine ver­diği emirlere baş kaldırmayan, kendilerine buyrulanları yerine getiren pek ha­şin meleklerdir.” (Tahrim, 66/6)

Bu âyet-i kerimeyi okuduktan sonra Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cehennem ateşi bin sene yakıldı; nihayet beyazlaştı. Bin sene daha yakıldı; nihayet kızardı. Bin sene daha yakıldı; nihayet karardı. Cehennem ateşi sim­siyahtır; alevi ışık Saçmaz.”

İbn Merdeveyh… Adey b. Adiy’den rivayet etti ki; Ömer b. Hattab (r.a.) şöyle demiştir: Cebrail, gelmeyi âdet edinmediği bir zamanda Peygamber (s.a.v.)’in yanma geldi. Peygamber (s.a.v.) ona dedi ki:

Ey Cebrail! Bana ne olmuş ki, seni, rengin değişmiş olarak görüyo­rum!

Ben sana gelecek değildim. Allah, ateşin açılmasını emredince sana geldim.

Ey Cebrail! Bana ateşin evsafını ve cehennemin niteliklerini anlat.

Doğrusu Cenab-ı Allah emretti de cehennem bin sene yakıldı; nihayet ateşi kızardı. Sonra bin sene daha yakıldı; nihayet ateşi beyazlaştı. Sonra bin sene daha yakıldı; nihayet ateşi karardı. Artık cehennem ateşi simsiyah ve kapkaranlıktır. Kıvılcımı ışık saçmaz, alevi de sönmez. Seni hak dinle gönde­ren zât’a yemin ederim ki; Allah’ın kendi kitabında anlattığı cehennem zincir­lerinden bir halka, dünya dağlarının üzerine konulacak olsa, o dağları eritir.

Ey Cebrail! Bu anlattıkların bana yeter. Kalbim paralanmasın!..” Böyle dedikten sonra Peygamber (s.a.v.) Cebrâile baktı; ağlamakta ol­duğunu gördü. Ve ona şöyle dedi:

Ey Cebrail! Allah katında böyle büyük bir yere sahib olduğun halde yine mi ağlıyorsun?!

— Niye ağlamıyayım ki? Allah’ın ilm-i ezelisinde bundan başka bir ha­le düşeceğim takdir edilmiş mi, edilmemiş mi, bilmiyorum ki. Örneğin daha önce İblis, meleklerle beraberdi. Harut ile Marut, meleklerdendi! (Bak sonra ne hale düştüler.)”

Peygamber (s.a.v.) ile Cebrail (a.s.) ağlamayı sürdürdüler. Nihayet onla­ra seslenildi ki: “Cenab-i Allah, gazaba uğramayacağınıza dair size âmân ver­miştir.” Bu sesi duyan Cebrail kalkıp gitti. Hz. Peygamber de dışarı çıktı. Ko­nuşup gülüşmekte olan bir gurup ashabının yanına gitti ve onlara şöyle dedi:

İleri tarafınızda cehennem olduğu halde gülüyor musunuz? Eğer benim bildiklerimi bilseydiniz az güler çok ağlar, yüksek yerlere çıkıp Allah’a yük­sek sesle yakarırdınız!

Bunun üzerine Cenab-ı Allah ona şöyle vahyetti: “Ey Muhammed! (s.a.v.) Se­ni müjdeleyici olarak gönderdim.” Bu vahyi alan Rasûlullah (s.a.v.), sahabi-lere şöyle buyurdu: “Size müjdeler olsun! Kendinizi ve amellerinizi düzeltin. Elden geldiğince (salah ve olgunluğa) yakın olun.”

Kaynak – Ölüm ve Ötesi – İbni Kesir
 

mekke-medine

KF Ailesinden
Özel Üye
Rabbim cümlemizi korusun cehennem ateşinden, Allah cc razı olsun paylaşım gayet güzel olmuş
 

zamannamaz

Tecrübeli
İleri tarafınızda cehennem olduğu halde gülüyor musunuz? Eğer benim bildiklerimi bilseydiniz az güler çok ağlar, yüksek yerlere çıkıp Allah’a yük­sek sesle yakarırdınız!

rabbim rabbim rabbim merhametin sonsuz neyimiz var elimizde günahtan başka merhametine sığınırız AFFET
 
Üst