Cenaze Duası

Eûzü bi’llâhimine’ş-şeytâni’r-racîm Bismi’llâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm

Hamd, büyük kitabında; "Vakit gelince herkes ölümün tadını tadacaktır ve sonra bizim huzurumuza gelecektir," diye buyuran Yüce Allah’a mahsustur. Salât ve selâm; "Sizin için en büyük vaiz ölümdür." sözü ile ümmetini uyaran Hazret-i Muhammed’in, O’nun temiz soyundan gelenlerin ve başlarına bir musibet geldiği zaman; “Biz ancak Yüce Allah’ın kullarıyız ve yine O’nun yüce huzuruna döneceğiz." diyen bütün Müslümanların üzerine olsun!

Ey "OL" emriyle sayısız âlemleri yaratan; saati dolunca ruhları almak gücüne sahip olan, emrinin dışında sineğin dahi kanadını kıpırdatmasına imkân olmayan; diri amma ölümsüz olan; yemeyen içmeyen; var olan fakat varlıklardan hiçbirine benzemeyen; yatmayan, uyumayan, her yerde sıfatıyla hâzır ve nâzır olan; bütün noksan sıfatlardan uzak bulunan Yüce Allah'ım!.. Şu anda yüce huzurunda sana bütün kalbimizle yalvarıyoruz okunan Kur'ân-ı Kerim'i yüksek dergâhında kabullerin en güzeliyle makbul ve muteber eyle...

Bundan elde edilen sevâbı ins ve cinn'in peygamberi, yaratıkların en şereflisi, insanların en mükemmeli Hazret-i Muhammed'in; yeryüzünde îmân bayrağını binbir türlü eziyetlere rağmen bıkmadan, yılmadan şeref ve ululukla omuzlarında taşıyan diğer peygamberlerin; küfrün ve keskin ve insafsız kılıcına karşı göğsünü siper eden ve gereğinde bu uğurda canını fedâ edebilen sahâbelerin, Müslümanların ruhlarına, özellikle az önce cenaze namazını kıldığımız, günâhları bağışlayıcı Yüce Allah'ın merhamet dergâhına sığınarak af ve mağfiret bekleyen bu mevtânın ruhuna eyle yâ Rabbi!..

Merhumun kusurlarını affeyle, günâhlarını mahveyle, kabrini cennet bahçelerinden bir bahçe; mezarını Kur'ân-ı Kerîm'in nûru ile aydın eyle; kabir azâbını bertaraf eyle; amellerini kendisine yoldaş eyle yâ Rabbi!..

Sorgu-suâl melekleri (münker-nekir) “Men Rabbuke ve men nebiyyuke ve mâ dinüke” yani Rabbın kim, Peygamberin kim, dinin nedir? diye sordukları zaman bu sorulan kolay, cevaplarına muktedir eyle yâ Rabbi!.. Burada yatan mevtâyı ve onun durumuna düştüğümüz zaman bizi amel defteri sağ taraftan verilen, tartıda sevâbları ağır gelen, kendilerine ölüm gelince " Ne olur yâ Rabbi!.. Bizi kısa bir zaman için dünyaya gönder de biz seni tasdik edelim ve sevdiğin kullarından olalım" demek zorunda kalmayacak olan kullarına katıp cennet ve cemâlinle şereflendir yâ Rabbi!..

Hepimizi, Güneş'in bütün sıcaklığı ile etrafı kasıp kavurduğu boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hak iddia ettiği, yerin üzerinde geçen bütün olayları haber verdiği, dillerin, ayakların şahitlik yaptığı ve kişinin hesap vermek endişesiyle anasından, babasından, karısından kardeşlerinden ve çocuklarından kaçtığı Mahşer Gününde, âlemlere rahmet olarak göndermiş olan Hazret-i Muhammed'in Hamd Sancağının altında topla yâ Rabbi!..

(Duâ eden orada bulunan Müslümanlara şöyle seslenir):

Aziz Müslümanlar, bu merhumu nasıl bilirsiniz? (Cemaat cevap verir.) Yüce Allah'ın yüce huzurunda burada söylediğiniz gibi iyiliğine dair şahitlik eder misiniz? (Cemaat cevap verir.) Âhiret'e ait hak ve hukukunuzu ona helâl eder misiniz? (Cemaat cevap verir.) Cenâb-ı Allah sizin hüsn-i zannınıza mazhar olan bu mevtanın kusurlarını affedip cümlenizden ve cümlemizden râzı olsun!..

Sübhâne Rabbike Rabbil-izzeti amma yesifûn ve selâmün alel-mürselin ve'l- hamdü lillâhi Rabbil- Alemin. EL -FATİHA.