Okullar başlarken…
Soru: Ev ödevlerine her zaman aynı saatte mi başlamalıdır?
Cevap: Hayır, fakat günün akışı içinde, belli bir zamanda başlanır. Böylece öğrenme motivasyonunda bir otomatikleşme sağlanır. Her gün aynı saatte çalışma, çocukta alışkanlık haline gelir ve daha iyi öğrenir.
Soru: Çocukların okuldan geldikten sonra bir süre dinlenme molası vermeleri gerekli mi? Bu ne kadar sürmelidir?
Cevap: Çocuklar bireysel olarak farklıdır. Bazı çocuklar, okuldan sonra doğrudan derslerini yapmaya başlar ve durdurulamazlar. Hemen bu konuyu kafalarından atmak isterler. Bazıları, bir dinlenme molasına ihtiyaç duyar. Her çocuğun en verimli çalışma zamanı değişebilir ve biz bunu gözlemle anlayabiliriz. Aslında en doğru olanı, öncelikle ev ödevini yapması ve sonrasında dersini bitirmenin huzuruyla, üzerinde baskı olmadan günü rahat geçirmesidir.
Soru: Çalışma masasında rahat çalışması için çocuğumun neye ihtiyacı var?
Cevap: Çalışma için ihtiyacı olan her şey muntazam toplanmış olmalı ve kullanıma hazır durmalı, fakat çalışma sahasını daraltmamalıdır. Defter ve kitaplarını renkli kâğıtlarla kaplarsak, çocuk daha zevkle çalışır. Ayrıca, gereksiz eşyaların erişim mesafesinde bulunmaması gerekir. Böylelikle dikkati dağılmaz.
Soru: Çocuklarım ille de ben yanlarında oturunca ders çalışabiliyor. Ne yapmalıyım?
Cevap: Çocuklarımız ders çalışırken, yanlarında oturup onların her yaptığını dikkatle gözlediğimiz zaman, hata yapmalarını önlemeye yardımcı oluruz. Kendi başlarına hata yapma ihtimali artar. Ancak hata yapmak da öğrenmek için bir fırsattır. Arada bir de yalnız bırakarak, kendi başlarına çaba göstermek konusunda güvenlerinin pekişmesine fırsat tanıyalım.
Biz yakınlarındaysak güven içinde gayret gösterirler. Ancak yanlarından ayrıldığımız zaman, endişeler başlar ve yaptıkları işi bırakabilirler. Derse nasıl başlayacaklarını, önce ne yapacaklarını sorarsak, yanlarındayken de bağımsız davranmalarını sağlayabiliriz. Böylece, gerçekten yardım etmemiz gerekip gerekmediğini de anlamış oluruz.
Çocuklar bir süre çalıştıktan sonra, yaptıkları kadarını göstermelerini isteyelim. Doğru yolda olup olmadıklarını kontrol etmiş oluruz. Hem hata yapmış olsalar da çok ilerlemediklerinden, düzeltmek için çok zaman harcamaları gerekmeyecektir. Biz de yanlışı kısa yoldan, nasıl düzeltecekleri konusunda fikir veririz.
Soru: Sürekli okul ve öğretmen değiştirmek yanlış mıdır?
Cevap: Elbette doğru değildir. Çocuk, alıştığı arkadaşları ve öğretmeni arayacaktır. Yeni sınıfında tekrar çevre oluşturmak, kemikleşmiş arkadaş gruplarına kendini kabul ettirmek gayretine girecektir.
Soru: Anne baba, özellikle akşamları televizyon seyrederken, çocuğa ‘dersin var’ veya ‘konu senin için uygun değil’ diye yasaklıyor. Çocuğa karşı bu tutum ne kadar adil olur?
Cevap: Tabii ki adil değildir ve yanlıştır. Çocuk zahmet içinde ders çalışmaya uğraşırken, aklı televizyonda kalacaktır. Böylelikle de anne babasına kızgınlık duyacak, dersi iyi vakit geçirmesine engel bir faaliyet olarak görüp soğuyacaktır. Anne babanın televizyonu kapatarak seyretmediklerini göstermeleri, çocuğun derse hevesini ve sevgisini artıracaktır. Bu fedakârlığı çocuğumuz için yapalım.
Soru: Çocuklara kural konduğu halde uymuyorsa, ‘ceza versen de yapmayacağım’ diyorlarsa ne yapalım?
Cevap: Çocuklar böyle kurallara karşı çıkarak, hem güçlerini hem de anne babanın tutarlı olup olmadığını ölçerler. Öncelikle kural koyarken dikkatli olalım. Gerçekten böyle bir kurala ihtiyaç var mı? Varsa uygulanması için titiz davranalım ve disiplinli bir şekilde takip edelim. Çocuk, bizim katı olduğumuzu anladığında, kurala uyacak ve bize de kendine de güveni artacaktır. Ama bir kez kuralı çiğnedimi, devamı gelir ve disiplin işe yaramaz olur.
Soru: 9 yaşında bir kızım var. Odasında televizyonu var. Ders çalışırken televizyon izlemeyi tercih ediyor. Ders notları ise 4-5 arası. Daha ciddi ders çalışmasını sağlamak için ne yapmalıyız?
Cevap: Aldığı notlar, zekâsının yüksek oluşuna ve sınıfta dersi dinlemesine bağlı olabilir. Bu, fazla ders çalışmasa da iyi not alabilir demektir. Ama ileriki sınıflarda durum böyle olmaz. Hemen televizyonu çocuğun odasından çıkarın. Dersle birlikte, TV izlemek olmaz. Çocuk dikkatini ya derse ya da televizyona yöneltir. Bu yüzden ders verimi düşer.
Soru: Kızım düşük not aldığında, kızarım korkusuyla söylemiyor. Onun güvenini kazanıp doğruyu söylemesi için ne yapabilirim?
Cevap: Kendisine kızmayacağımız konusunda garanti verelim ve bundan emin olmasını sağlayalım. Yardımcı olmak istediğimizi, düşük notlarını da bilmemiz gerektiğini izah edelim. Zamanla güveni gelişecektir.
Soru: Çocuğum çok çalışırsa sınavda daha başarılı olur mu?
Cevap: Ders çalışma süresi ile alınan not birbiriyle tam bağlantılı değildir. Sadece çok çalışmak değil, verimli çalışmak gerekir.
Soru: Baskı verimli çalışmasını sağlar mı?
Cevap: Çok baskı ile çocuğun çok çalışacağını ve o kadar çok öğreneceğini düşünmek yanlıştır. Şunu bilelim, kendisi istemeden, sırf anne babasının baskısıyla çalışan öğrenci, aslında çalışırmış gibi görünür ama verimli çalışamaz, iyi öğrenemez.
Soru: Başarısız çocuğumu ödülle derse zorlamalı mıyım?
Cevap: Çocuğumuzu rüşvete alıştırmayalım. Diyelim, sınıfı geçerse ona bisiklet almayı taahhüt ettik. Çocuktaki atılım duygusunu köreltmekten başka bir şeye yaramaz. Çocuk kendi kendini doyurmak için öğrenmek ve öğrendiklerinden olumlu bir kişilik edinmek yerine, dıştan gelecek bir ödüllendirme için kendini öğrenmeye zorlar. Hâlbuki dersi severek çalışmalıdır, ödül için değil.
Soru: Anne babası dağınık olmadığı halde, lise son sınıfa giden oğlumun dolabı, kitapları her şeyi dağınık. Orada burada bulunuyor. Ne yapsak değiştiremiyoruz. Önerileriniz nelerdir?
Cevap: Titizlikle takip edelim ve bıkmadan usanmadan düzenini kontrol edelim. Odasını düzeltmezse harçlığını keselim. Toparladığında onu tebrik edelim, memnuniyetimizi bildirelim, tekrar düzenlenmesi için teşvik edelim.
Soru: Çocuğa ders konusunda aşırı yüklenmek doğru mudur?
Cevap: Çocuğumuzla birlikte çalışırken veya çocuğumuzun derslerine yardım ederken öfkeleniyor ve kızıyorsak, onu çok zorlamaya başlamışız demektir. Acaba öğrencilik hayatımız başarısız mı geçti? Çocuğumuzdan bunun rövanşını mı almasını istiyoruz? Yok, biz sakinliğimizi koruyor, ama çocuklarımız huzursuzsa şu konuları gözden geçirelim:
• Ondan yapmasını beklediğimiz şey çok mu zor?
• Biraz soluklanmak veya bir şeyler yemek ihtiyacında mı?
• Derse ara verilmesini mi istiyor?
Bu durumda mola verelim. Bir süre istirahattan sonra yeniden çalışmaya başlayalım.
Soru: Başarıyı ve takdiri kolayca kazanmak için uydurmaya başlayan çocuk için ne yapmalıyız?
Cevap: Onunla açıkça konuşalım. Bu durumun farkında olduğumuzu, böyle yaparak bir yere varamayacağını söyleyelim. Ayrıca takdirde de aşırıya gitmeyelim.
DOÇ. DR. SEFA SAYGILI
Soru: Ev ödevlerine her zaman aynı saatte mi başlamalıdır?
Cevap: Hayır, fakat günün akışı içinde, belli bir zamanda başlanır. Böylece öğrenme motivasyonunda bir otomatikleşme sağlanır. Her gün aynı saatte çalışma, çocukta alışkanlık haline gelir ve daha iyi öğrenir.
Soru: Çocukların okuldan geldikten sonra bir süre dinlenme molası vermeleri gerekli mi? Bu ne kadar sürmelidir?
Cevap: Çocuklar bireysel olarak farklıdır. Bazı çocuklar, okuldan sonra doğrudan derslerini yapmaya başlar ve durdurulamazlar. Hemen bu konuyu kafalarından atmak isterler. Bazıları, bir dinlenme molasına ihtiyaç duyar. Her çocuğun en verimli çalışma zamanı değişebilir ve biz bunu gözlemle anlayabiliriz. Aslında en doğru olanı, öncelikle ev ödevini yapması ve sonrasında dersini bitirmenin huzuruyla, üzerinde baskı olmadan günü rahat geçirmesidir.
Soru: Çalışma masasında rahat çalışması için çocuğumun neye ihtiyacı var?
Cevap: Çalışma için ihtiyacı olan her şey muntazam toplanmış olmalı ve kullanıma hazır durmalı, fakat çalışma sahasını daraltmamalıdır. Defter ve kitaplarını renkli kâğıtlarla kaplarsak, çocuk daha zevkle çalışır. Ayrıca, gereksiz eşyaların erişim mesafesinde bulunmaması gerekir. Böylelikle dikkati dağılmaz.
Soru: Çocuklarım ille de ben yanlarında oturunca ders çalışabiliyor. Ne yapmalıyım?
Cevap: Çocuklarımız ders çalışırken, yanlarında oturup onların her yaptığını dikkatle gözlediğimiz zaman, hata yapmalarını önlemeye yardımcı oluruz. Kendi başlarına hata yapma ihtimali artar. Ancak hata yapmak da öğrenmek için bir fırsattır. Arada bir de yalnız bırakarak, kendi başlarına çaba göstermek konusunda güvenlerinin pekişmesine fırsat tanıyalım.
Biz yakınlarındaysak güven içinde gayret gösterirler. Ancak yanlarından ayrıldığımız zaman, endişeler başlar ve yaptıkları işi bırakabilirler. Derse nasıl başlayacaklarını, önce ne yapacaklarını sorarsak, yanlarındayken de bağımsız davranmalarını sağlayabiliriz. Böylece, gerçekten yardım etmemiz gerekip gerekmediğini de anlamış oluruz.
Çocuklar bir süre çalıştıktan sonra, yaptıkları kadarını göstermelerini isteyelim. Doğru yolda olup olmadıklarını kontrol etmiş oluruz. Hem hata yapmış olsalar da çok ilerlemediklerinden, düzeltmek için çok zaman harcamaları gerekmeyecektir. Biz de yanlışı kısa yoldan, nasıl düzeltecekleri konusunda fikir veririz.
Soru: Sürekli okul ve öğretmen değiştirmek yanlış mıdır?
Cevap: Elbette doğru değildir. Çocuk, alıştığı arkadaşları ve öğretmeni arayacaktır. Yeni sınıfında tekrar çevre oluşturmak, kemikleşmiş arkadaş gruplarına kendini kabul ettirmek gayretine girecektir.
Soru: Anne baba, özellikle akşamları televizyon seyrederken, çocuğa ‘dersin var’ veya ‘konu senin için uygun değil’ diye yasaklıyor. Çocuğa karşı bu tutum ne kadar adil olur?
Cevap: Tabii ki adil değildir ve yanlıştır. Çocuk zahmet içinde ders çalışmaya uğraşırken, aklı televizyonda kalacaktır. Böylelikle de anne babasına kızgınlık duyacak, dersi iyi vakit geçirmesine engel bir faaliyet olarak görüp soğuyacaktır. Anne babanın televizyonu kapatarak seyretmediklerini göstermeleri, çocuğun derse hevesini ve sevgisini artıracaktır. Bu fedakârlığı çocuğumuz için yapalım.
Soru: Çocuklara kural konduğu halde uymuyorsa, ‘ceza versen de yapmayacağım’ diyorlarsa ne yapalım?
Cevap: Çocuklar böyle kurallara karşı çıkarak, hem güçlerini hem de anne babanın tutarlı olup olmadığını ölçerler. Öncelikle kural koyarken dikkatli olalım. Gerçekten böyle bir kurala ihtiyaç var mı? Varsa uygulanması için titiz davranalım ve disiplinli bir şekilde takip edelim. Çocuk, bizim katı olduğumuzu anladığında, kurala uyacak ve bize de kendine de güveni artacaktır. Ama bir kez kuralı çiğnedimi, devamı gelir ve disiplin işe yaramaz olur.
Soru: 9 yaşında bir kızım var. Odasında televizyonu var. Ders çalışırken televizyon izlemeyi tercih ediyor. Ders notları ise 4-5 arası. Daha ciddi ders çalışmasını sağlamak için ne yapmalıyız?
Cevap: Aldığı notlar, zekâsının yüksek oluşuna ve sınıfta dersi dinlemesine bağlı olabilir. Bu, fazla ders çalışmasa da iyi not alabilir demektir. Ama ileriki sınıflarda durum böyle olmaz. Hemen televizyonu çocuğun odasından çıkarın. Dersle birlikte, TV izlemek olmaz. Çocuk dikkatini ya derse ya da televizyona yöneltir. Bu yüzden ders verimi düşer.
Soru: Kızım düşük not aldığında, kızarım korkusuyla söylemiyor. Onun güvenini kazanıp doğruyu söylemesi için ne yapabilirim?
Cevap: Kendisine kızmayacağımız konusunda garanti verelim ve bundan emin olmasını sağlayalım. Yardımcı olmak istediğimizi, düşük notlarını da bilmemiz gerektiğini izah edelim. Zamanla güveni gelişecektir.
Soru: Çocuğum çok çalışırsa sınavda daha başarılı olur mu?
Cevap: Ders çalışma süresi ile alınan not birbiriyle tam bağlantılı değildir. Sadece çok çalışmak değil, verimli çalışmak gerekir.
Soru: Baskı verimli çalışmasını sağlar mı?
Cevap: Çok baskı ile çocuğun çok çalışacağını ve o kadar çok öğreneceğini düşünmek yanlıştır. Şunu bilelim, kendisi istemeden, sırf anne babasının baskısıyla çalışan öğrenci, aslında çalışırmış gibi görünür ama verimli çalışamaz, iyi öğrenemez.
Soru: Başarısız çocuğumu ödülle derse zorlamalı mıyım?
Cevap: Çocuğumuzu rüşvete alıştırmayalım. Diyelim, sınıfı geçerse ona bisiklet almayı taahhüt ettik. Çocuktaki atılım duygusunu köreltmekten başka bir şeye yaramaz. Çocuk kendi kendini doyurmak için öğrenmek ve öğrendiklerinden olumlu bir kişilik edinmek yerine, dıştan gelecek bir ödüllendirme için kendini öğrenmeye zorlar. Hâlbuki dersi severek çalışmalıdır, ödül için değil.
Soru: Anne babası dağınık olmadığı halde, lise son sınıfa giden oğlumun dolabı, kitapları her şeyi dağınık. Orada burada bulunuyor. Ne yapsak değiştiremiyoruz. Önerileriniz nelerdir?
Cevap: Titizlikle takip edelim ve bıkmadan usanmadan düzenini kontrol edelim. Odasını düzeltmezse harçlığını keselim. Toparladığında onu tebrik edelim, memnuniyetimizi bildirelim, tekrar düzenlenmesi için teşvik edelim.
Soru: Çocuğa ders konusunda aşırı yüklenmek doğru mudur?
Cevap: Çocuğumuzla birlikte çalışırken veya çocuğumuzun derslerine yardım ederken öfkeleniyor ve kızıyorsak, onu çok zorlamaya başlamışız demektir. Acaba öğrencilik hayatımız başarısız mı geçti? Çocuğumuzdan bunun rövanşını mı almasını istiyoruz? Yok, biz sakinliğimizi koruyor, ama çocuklarımız huzursuzsa şu konuları gözden geçirelim:
• Ondan yapmasını beklediğimiz şey çok mu zor?
• Biraz soluklanmak veya bir şeyler yemek ihtiyacında mı?
• Derse ara verilmesini mi istiyor?
Bu durumda mola verelim. Bir süre istirahattan sonra yeniden çalışmaya başlayalım.
Soru: Başarıyı ve takdiri kolayca kazanmak için uydurmaya başlayan çocuk için ne yapmalıyız?
Cevap: Onunla açıkça konuşalım. Bu durumun farkında olduğumuzu, böyle yaparak bir yere varamayacağını söyleyelim. Ayrıca takdirde de aşırıya gitmeyelim.
DOÇ. DR. SEFA SAYGILI