Benlik gücü ve ahlak gelişimi, iç denetim ve iç disiplin kurulmasında önemli rol oynar.
Güçlü Benlik:
Düşünmeden yapılan hareketlerin ve isteklerin (içten gelen ani hareket ve isteklerin) kontrol edilmesini sağlar.
Ahlaki Düşünce:
Çocuğun hangi hareket ve düşünceleri kontrol etmesi gerektiğini düşünmesini sağlar.
Benlik Gücünü Kurmak
Bunun için izlenebilecek iki yol vardır.
1. Çocuğun Uzmanlık Duygularını Arttırmak:
* Karar vermeleri gereken fırsatlar sağlamalıyız.
* Verdiğimiz seçenekler ona uygun olmalı, çok zor olmamalıdır.
* Seçimlerine saygı duymalı ve gerçekleştiremeyecekleri seçenekler sunmamalıyız.
* Kararların sonuçlarını yaşamasına izin vermeliyiz. (Ancak o zaman sorumluluk içeren seçimler yapabilirler)
2. Çocuğun Yetenek Duygularını Arttırmak:
* Bazı çocuklar yalnız kötü bir şey yapınca fark edilirler, buda olumsuz çocuk-öğretmen ilişkisinin sürekli olmasına sebep olur. Bu olumsuzluk ise öz değer duygularını desteklemez. Bu nedenle öğretmen olumlu davranışları sıkça görüp fark etmelidir.
* Öz değerlerin kaynağı öğretmenin düşüncesi değildir. Öz değerleri destekleyen bir yeteneğe sahip olmaktır. Neyle ilgili olursa olsun bir şey yapabilen kişi olarak kendini tanıması önemlidir.
AHLAK GELİŞİMİ
Vicdanın içselleştirilmesini sağlayan iki unsur vardır.
1. Yetişkinle çocuk arasında sevginin ve bakım sağlayan bir ilişkinin var olması.
2. Tüme varım tekniklerinin kullanılması, sebep vermek, yani çocuğa bir şeyi neden yapması veya yapmaması gerektiğini sebeplerle açıklamak.
Ahlak Gelişiminin Devreleri:
I. Anlaşma Öncesi Düzeyi:
1. Dış güce sorgulamasız bir boyun eğme vardır. Doğru – yanlış, ödüllendirilen ve cezalandırılan olarak görülür. Kurallar sorgusuz kabul edilir. Öz ilgi kararları etkileyen tek şeydir. Ahlaki düşünce kişinin niyetinden çok olayın fiziksel sonuçlarına dayalıdır.
2. Doğru – yanlış kişinin kendi ihtiyaçlarının veya başkalarının ihtiyaçlarının giderilmesine bağlıdır. İstediğini elde etmek için iyi davranır. Bu karşılıklı alışveriş içerir.
II. Anlaşma Düzeyi:
3. Doğru, başkalarını memnun eden davranışlardır (iyi kız – kötü kız). Davranış, altında yatan niyet ile yargılanır.
4. Yasa ve emir! Doğru davranış bir kimsenin görevini yapması, otoriteye saygı duyması ve kuralları takip etmesidir. Çünkü kurallar doğrudur.
III. Anlaşma Sonrası Düzeyi:
5. Yasalar değişebilir. Doğru bütün toplumun deneyip kabul ettiği kişisel değerlere dayalıdır.
6. Doğru bireysel vicdan ile tanımlanır. Öyle bir bireysel vicdan ki: insan hakları eşitliğine ve insanların kişisel onurlarına saygı duyan adalet ilkelerini içerir.
Bu sıralamaya göre okul öncesi dönemdeki çocuklar; 1.ve 2 numaralı devrelerdedir.
Yani çocuklar için kural ne ise doğru odur. Bir kural ebeveyn veya öğretmen öyle dediği için doğrudur. (Sebep sormaz, sorgulamazlar.)
Yargılamaları gözlenebilir sonuçlara bağlıdır.
Niyetten çok sonuçlara bakarlar bu nedenle kaza ile oldu diye açıklansa bile, biri onu düşürdüğü için gücenir. Yetişkinlerde niyete dikkat ederek model olmalıdırlar.
Dört yaşındakiler ikinci devreye yaklaşırlar ve çok basit düzeydeki karşılıklı alışverişi adalet olarak kabul edebilirler. Bu pazarlık kavramını kazandıkları dönemdir. (Bir şey isterken pazarlık etmek)
Çocuk benmerkezcidir. Kurala bağlı sebepler yerine karşıdaki kişiye bağlı sebepler kullanmalıyız. Başkalarının duygularına duyarlı olmayı öğretebilmek için hatırlatma yoluna gitmeye ihtiyaç vardır “Eğer sen olsaydın?” yaklaşımı ağır bir rol değişimi içerir. Bu çocuk için çok karmaşıktır. Bu yüzden “Hatırlıyor musun?” yaklaşımı daha iyidir. Bu kolay anlaşılır ve kendi hareketlerinin başkalarının duygularını nasıl etkilediğini düşünmelerine yardım eder.
Nalân SOYSAL
EĞİTİMCİ – YAZAR
Güçlü Benlik:
Düşünmeden yapılan hareketlerin ve isteklerin (içten gelen ani hareket ve isteklerin) kontrol edilmesini sağlar.
Ahlaki Düşünce:
Çocuğun hangi hareket ve düşünceleri kontrol etmesi gerektiğini düşünmesini sağlar.
Benlik Gücünü Kurmak
Bunun için izlenebilecek iki yol vardır.
1. Çocuğun Uzmanlık Duygularını Arttırmak:
* Karar vermeleri gereken fırsatlar sağlamalıyız.
* Verdiğimiz seçenekler ona uygun olmalı, çok zor olmamalıdır.
* Seçimlerine saygı duymalı ve gerçekleştiremeyecekleri seçenekler sunmamalıyız.
* Kararların sonuçlarını yaşamasına izin vermeliyiz. (Ancak o zaman sorumluluk içeren seçimler yapabilirler)
2. Çocuğun Yetenek Duygularını Arttırmak:
* Bazı çocuklar yalnız kötü bir şey yapınca fark edilirler, buda olumsuz çocuk-öğretmen ilişkisinin sürekli olmasına sebep olur. Bu olumsuzluk ise öz değer duygularını desteklemez. Bu nedenle öğretmen olumlu davranışları sıkça görüp fark etmelidir.
* Öz değerlerin kaynağı öğretmenin düşüncesi değildir. Öz değerleri destekleyen bir yeteneğe sahip olmaktır. Neyle ilgili olursa olsun bir şey yapabilen kişi olarak kendini tanıması önemlidir.
AHLAK GELİŞİMİ
Vicdanın içselleştirilmesini sağlayan iki unsur vardır.
1. Yetişkinle çocuk arasında sevginin ve bakım sağlayan bir ilişkinin var olması.
2. Tüme varım tekniklerinin kullanılması, sebep vermek, yani çocuğa bir şeyi neden yapması veya yapmaması gerektiğini sebeplerle açıklamak.
Ahlak Gelişiminin Devreleri:
I. Anlaşma Öncesi Düzeyi:
1. Dış güce sorgulamasız bir boyun eğme vardır. Doğru – yanlış, ödüllendirilen ve cezalandırılan olarak görülür. Kurallar sorgusuz kabul edilir. Öz ilgi kararları etkileyen tek şeydir. Ahlaki düşünce kişinin niyetinden çok olayın fiziksel sonuçlarına dayalıdır.
2. Doğru – yanlış kişinin kendi ihtiyaçlarının veya başkalarının ihtiyaçlarının giderilmesine bağlıdır. İstediğini elde etmek için iyi davranır. Bu karşılıklı alışveriş içerir.
II. Anlaşma Düzeyi:
3. Doğru, başkalarını memnun eden davranışlardır (iyi kız – kötü kız). Davranış, altında yatan niyet ile yargılanır.
4. Yasa ve emir! Doğru davranış bir kimsenin görevini yapması, otoriteye saygı duyması ve kuralları takip etmesidir. Çünkü kurallar doğrudur.
III. Anlaşma Sonrası Düzeyi:
5. Yasalar değişebilir. Doğru bütün toplumun deneyip kabul ettiği kişisel değerlere dayalıdır.
6. Doğru bireysel vicdan ile tanımlanır. Öyle bir bireysel vicdan ki: insan hakları eşitliğine ve insanların kişisel onurlarına saygı duyan adalet ilkelerini içerir.
Bu sıralamaya göre okul öncesi dönemdeki çocuklar; 1.ve 2 numaralı devrelerdedir.
Yani çocuklar için kural ne ise doğru odur. Bir kural ebeveyn veya öğretmen öyle dediği için doğrudur. (Sebep sormaz, sorgulamazlar.)
Yargılamaları gözlenebilir sonuçlara bağlıdır.
Niyetten çok sonuçlara bakarlar bu nedenle kaza ile oldu diye açıklansa bile, biri onu düşürdüğü için gücenir. Yetişkinlerde niyete dikkat ederek model olmalıdırlar.
Dört yaşındakiler ikinci devreye yaklaşırlar ve çok basit düzeydeki karşılıklı alışverişi adalet olarak kabul edebilirler. Bu pazarlık kavramını kazandıkları dönemdir. (Bir şey isterken pazarlık etmek)
Çocuk benmerkezcidir. Kurala bağlı sebepler yerine karşıdaki kişiye bağlı sebepler kullanmalıyız. Başkalarının duygularına duyarlı olmayı öğretebilmek için hatırlatma yoluna gitmeye ihtiyaç vardır “Eğer sen olsaydın?” yaklaşımı ağır bir rol değişimi içerir. Bu çocuk için çok karmaşıktır. Bu yüzden “Hatırlıyor musun?” yaklaşımı daha iyidir. Bu kolay anlaşılır ve kendi hareketlerinin başkalarının duygularını nasıl etkilediğini düşünmelerine yardım eder.
Nalân SOYSAL
EĞİTİMCİ – YAZAR