Davul, sevinçli günlerde çalınan, bir kasnak ve iki tarafına gerilen deriden ibaret bir çalgı aletidir. Hz. Peygamber (s.a.s.) bazı evlenme merasimlerinde ve bayram günlerinde kız çocuklarının def çalarak şarkı söylediklerini duymuş ve bunu engellememiştir. Hatta Hz. Âişe'nin büyütüp evlenmesine öncülük ettiği yetim bir kızın damad evine götürülürken, niçin defçi bulundurmadıklarını Hz. Âişe'den sormuştur. (Tirmizî, Nikâh, 6; et-Tâc, II, 275: Tecrid-i Sarîh Tercemesi, III, 151-157)
Davul, defin büyükçe şeklidir. Küçüğünün meşrû olup, aynı nitelikteki bir büyüğünün meşrû olmaması çelişki doğurur. Bu yüzden, İslâm hukukçularının çoğunluğu ordunun veya kafilenin uğurlanması, karşılanması, düğünlerde misafir karşılanması, müslümanları sahur yemeğine uyandırmak gibi sebeplerle davul çalmayı caiz görmüşlerdir. Ancak davul da beraberinde içkiyi getirir ve davullu eğlentilerin içkili olması örf halini alırsa, artık davul, haramı birlikte getiren bir alet hâlini alabilir. İnsanları heyecanlandırdığı için de başka meşrû olmayan sonuçlara yol açabilir. Bu yüzden davullu eğlentilerin bu gibi haramlara götürmemesi asıldır.
Hamdi DÖNDÜREN
Davul, defin büyükçe şeklidir. Küçüğünün meşrû olup, aynı nitelikteki bir büyüğünün meşrû olmaması çelişki doğurur. Bu yüzden, İslâm hukukçularının çoğunluğu ordunun veya kafilenin uğurlanması, karşılanması, düğünlerde misafir karşılanması, müslümanları sahur yemeğine uyandırmak gibi sebeplerle davul çalmayı caiz görmüşlerdir. Ancak davul da beraberinde içkiyi getirir ve davullu eğlentilerin içkili olması örf halini alırsa, artık davul, haramı birlikte getiren bir alet hâlini alabilir. İnsanları heyecanlandırdığı için de başka meşrû olmayan sonuçlara yol açabilir. Bu yüzden davullu eğlentilerin bu gibi haramlara götürmemesi asıldır.
Hamdi DÖNDÜREN