Basralı birkaç Kâri (yani Kur'ân-ı Kerim'i usûl ve kaidesine göre okuyan kimseler) Hz. İbni Abbas (ra)’ın yanına geldiler ve "Bizim bir komşumuz var, çok oruç tutar ve çok teheccüd kılar. Onun ibâdetlerine bakınca bizden her birimiz ona imreniyor ve bir de onun gibi ibâdet yapabilsek diye temenni ediyor. O kızını yeğeniyle nikâhladı. Ancak garibin yanında çeyiz için hiç bir şey yoktur" dediler.
Hz. İbni Abbas (r.a) onları alıp evine götürdü. Bir sandık açtı. İçinden altı tane kese çıkardı ve o adama vermeleri için keseleri onlara teslim etti. Onlar alıp gideceklerdi ki, Hz. İbni Abbas (r.a), "Biz ona insaflı davranmadık. Bu mal ona teslim edilirse o fakir çok zorlanacak ve çeyiz hazırlığı telaşına düşecektir. Bu yüzden onun meşguliyeti artacak ve ibâdetlerinde zorluk olacaktır. Bu bedbaht dünyanın ibâdet eden bir mü'mine güçlük çıkaracak kadar derecesi yoktur. Biz bir dindar kişiye hizmet etsek şanımızdan ne eksilir ki? Öyleyse bu mal ile bütün düğün hazırlıklarını hepimiz birlikte yapalım eşyaları hazırlayalım ve ona teslim edelim" dedi.
Onlar da buna razı oldular. O para ile bütün eşyaları mükemmel olarak hazırlayıp o fakire teslim ettiler.
Hz. İbni Abbas (r.a) onları alıp evine götürdü. Bir sandık açtı. İçinden altı tane kese çıkardı ve o adama vermeleri için keseleri onlara teslim etti. Onlar alıp gideceklerdi ki, Hz. İbni Abbas (r.a), "Biz ona insaflı davranmadık. Bu mal ona teslim edilirse o fakir çok zorlanacak ve çeyiz hazırlığı telaşına düşecektir. Bu yüzden onun meşguliyeti artacak ve ibâdetlerinde zorluk olacaktır. Bu bedbaht dünyanın ibâdet eden bir mü'mine güçlük çıkaracak kadar derecesi yoktur. Biz bir dindar kişiye hizmet etsek şanımızdan ne eksilir ki? Öyleyse bu mal ile bütün düğün hazırlıklarını hepimiz birlikte yapalım eşyaları hazırlayalım ve ona teslim edelim" dedi.
Onlar da buna razı oldular. O para ile bütün eşyaları mükemmel olarak hazırlayıp o fakire teslim ettiler.