Dinin önemi

Münzevi

KF Ailesinden
Özel Üye
Din tarihin bütün devirlerinde ve bütün toplumlarda daima mevcut olanevrensel ve köklü bir olgudur. İnsana hitap eden ve insan için söz konusuolan din, insanla beraber var olmuş ve tarih boyunca varlığını sürdürmüştür.Din insanlığın vazgeçilmez bir gerçeği olması sebebiyle bundan böyle devarlığını devam ettirecektir. Tarihin hangi devresine bakılırsa bakılsın dinsizbir toplum görülmemektedir. İnsanlık tarihinin her döneminde din, canlılığınıkorumuş ve insan hayatının ayrılmaz bir vasfı olma karakterini sürdürmüştür. Bunun da temel sebebi, insanın dinî bir varlık olması, başka birifadeyle dinî duygunun, fıtrî (doğuştan gelen) bir özellik olarak insanın kendiöz varlığı hakkındaki şuur ile birlikte ortaya çıkması, bu şuur ile birliktegelişmesidir.Din duygusu insanın doğuştan beraberinde getirdiği bir duygudur. İnsan,her zaman ve her yerde yüce, kudretli ve ulu bir varlığa sığınma, onagüvenme ve ondan yardım dileme ihtiyacını hissetmiştir. Bu sığınma vegüvenme duygusu, din ile karşılanmaktadır.Dinin fıtrî oluşu Kur’an’da şu şekilde belirtilmektedir: "Sen yüzünü birhanîf olarak dine, Allah’ın fıtratına çevir ki O, insanları bu fıtrat üzerine yaratmıştır.Allah’ın yaratması değiştirilemez" (er-Rûm 30/30).İnsan, yapısı itibariyle dine muhtaçtır. Çünkü insan ruh ve bedendenibarettir. Bedenî ihtiyaçları karşılamak nasıl hayatın bir gereği ise, mânevîvarlığın devamı da ruhî ihtiyaçlarının karşılanmasına bağlıdır. Onun buihtiyaçlarını karşılayan en köklü müessese ise dindir. İnsanın, yüce birkudretin mevcudiyetini kabul edip ona yönelmesi, dua ve niyaz ile onasığınması, doğuştan getirdiği sığınma, güvenme ve bağlanma duygularınınen güzel karşılığıdır. Bu güvenme, sığınma ve bağlanma duyguları insandaöylesine köklüdür ki tarih boyunca bütün insanlar şu veya bu şekilde birkişi, nesne veya varlığa kutsallık ve yücelik nisbet edip bağlanmışlardır.Kendisine yönelinecek, sığınılacak en mükemmel varlık ise şüphesiz kâinatınyaratıcısı olan Allah’tır. Çeşitli dinlerde farklı isimlerle anılan, çeşitlişekillerde tasvir edilen yüce kudret veya kutsal varlıkların özünde bu inançyatmaktadır.Her şeyi var eden bir yüce kudretin mevcudiyetini kabul edip ona bağlanmainsanı kuvvetlendirdiği gibi, dua, niyaz ve Allah’a sığınma insanıyüceltir.Din fertleri mukaddes duygu ve alışkanlıklarda birleştiren, toplumlarıyücelten ve geliştiren bir kurumdur. Din insanlara yön verip, onları iyi vefaydalı şeyler yapmaya yönelten bir hayat nizamıdır.Din aynı zamanda ahlâkî bir müessese olarak insanlara yön veren, enmükemmel kanunlar ve en sıkı nizamlardan daha kuvvetli bir şekilde kişiyiiçten kuşatan, kucaklayan ve yönlendiren bir disiplindir.İnsanın psikolojik yapı ve yaşayışında karşılaştığı yalnızlık, çaresizlik,korkular, üzüntü ve sarsıntılar, hastalıklar, musibet ve felâketler karşısındaona ümit, teselli ve güven sağlayan en son sığınak din olmuştur. Ayrıca dinî yaşayışın insanı ruhî bunalımlardan koruduğu; kendisine ve çevresinekarşı daha duyarlı ve dengeli yaptığı bilinmektedir.Dindeki âhiret inancının hem dünya hayatındaki davranışlarda etkili olduğuhem de insandaki ebediyet duygusuna cevap verdiği ortadadır.İnsanlığın mânevî ve zihnî gelişmesinde dinin önemli payı vardır.

Kunfeyekun.Org
Kaynak:Diyanet İlmihali
 
Üst