DIŞ GÖRÜNÜŞE GÖRE HÜKÜM VERMEK,GİZLİ DURUMLARI ALLAH’A BIRAKMAK
Yüce Allah , şöyle buyurmuştur:
<< Eğer tevbe eder , namaz kılar, zekat verirlerse onları serbest bırakınız.>>( Tevbe:5)
HADİSLER
İbni Ömer (r.a), Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu, demiştir:
“ Allah’tan başka ilah olmadığına,Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna şahitlik etmelerine , namaz kılmaları ve zekat vermelerine kadar insanlarla savaşmakla emrolundum.
Eğer bunları yaparlarsa,benim elimden mallarını ve kanlarını korumuş olurlar.İslâmın koyduğu haklar bunun dışındadır. Diğer (görülmeyen) konulardaki hesapları ise Allah’a aittir.”
(Müttefekun aleyh)
***************
Tarık b. Eşyem (r.a), Rasûlullah (s.a.v)’i şöyle buyururken işittim, demiştir:
“ Kim, Allah’tan başka ilah olmadığını söyler, Allah’ın dışındaki kulluk edilenleri inkar ederse, bu kimsenin malı ve kanı dokunulmaz/saygın olur.(Görülmeyen konulardaki ) hesabı ise Allah’a aittir.”
( Müslim)
******************
Mikdâd b. Amr (r.a)’ dan. Şöyle demiştir:“Rasûlullah (s.a.v)’e:
“ Ey Allah’ın Rasûlü, şu konuda ne dersin: Kâfirlerden bir adamla karşılaşıp vuruşsak , sonunda kılıçla iki elimden birini vurup koparsa, arkasından bir ağaca sığınıp: “ Allah’a teslim oldum/Müslüman oldum.” Derse, Ey Allah’ın Rasûlü, bunu dedikten sonra hâlâ onu öldürebilir miyim?” dedim. O da:
“ Öldüremezsin” buyurdu.
“ Ey Allah’ın Rasûlü, bu adam elimin birisini kopardıktan sonra bunu söyledi?” dedim. Rasûlullah (s.a.v):
“ Onu öldürürsen, onu öldürmeden önce (Müslüman olduğun için nasıl ki senin kanın helal değilse) o da senin gibidir. Sen de onun söylediği (islama girdiğini belirten) sözünü söylemezden önceki durumuna düşersin, kanın helal olur.” Buyurdu.
( Müttefekun aleyh)
*********************
Üsâme b. Zeyd (r.a) :
”Rasûlullah (s.a.v) bizi Cüheyne kabilesinin el- Huraka kolu üzerine göndermişti. Sabahleyin onlar su başında iken baskın yaptık. Ben ve ensardan bir kimse onlara erişip,etrafını kuşattık. O da : “ Lâ ilâhe illallâh “ dedi. Ensardan olan elini çekti , bense süngümle vurup onu öldürdüm. Medine’ye geldiğimizde bu durum Hz. Peygambere ulaştı, bana :
“ Ey Üsâme! Lâ ilâhe illallâh dedikten sonra onu öldürdün mü?” buyurdu.
“Ey Allahın Rasûlü , bunu yalnızca ölümden kurtulmak için söylemişti.” Dedim.
Tekrar: “ Ey Üsâme Lâ ilâhe illallâh dedikten sonra onu öldürdün mü?” buyurdu.
Rasûlullah sürekli aynı kelimeyi tekrar edip duruyordu öyle ki , keşke bu olaydan önce Müslüman olmasaydım diye temenni bile ettim.”
(Hadis müttefekun aleyhtir.)
Diğer bir rivâyette ise şu ayrıntı vardır.
Rasûlullah (s.a.v): “ O, Lâ ilâhe illallah dedi ve sen onu öldürdün ha! “ buyurdu.
Ben :" Ey Allah’ın Rasûlü , bunu ancak ve ancak silah korkusuyla söyledi” dedim.
“ Bunu (gerçekten kalben) söyleyip söylemediğini öğrenmen için kalbini mi yardın?” buyurdu ve bu sözü bana sürekli tekrarladı. Öyle ki; keşke islâma bugün girmiş olaydım diye temenni bile ettim.”
Açıklama:
( Üsâme b. Zeyd (r.a)’nın “ Keşke bu olaydan önce Müslüman olmasaydım” şeklindeki sözü, ashabın büyük pişmanlık duyacakları bir iş yaptığında söylediği bir sözdür. Bunun bir benzerini başka bir sahabeden de görmekteyiz. ( Tirmizî, Tefsir, Hûd, 7)
*******************************************
Cündeb b. Abdullah (r.a)’dan. Şöyle demiştir: “Rasûlullah Müslümanlardan bir takım kimseleri müşrik bir topluluğun üzerine göndermişti.
İki ordu karşılaştığında müşriklerden bir adam , Müslümanlardan birini hedefine aldığında onu vurup öldürüyormuş . Müslümanlardan bir zât – ki bu kimsenin Üsâme b. Zeyd olduğunu konuşurduk- bu adamın gafil bir zamanını yakalamış. Kılıcı tepesine kaldırdığında o kimse “ Lâ ilâhe illallah “ demiş ama yinede onu öldürmüş. Daha sonra zafer müjdecisi Rasûlullah (s.a.v)’ e geldi. Rasûlullah , haberciye durumu sordu o da olan biteni bildirdi , hatta öldürülen adamı ve Üsâme’nin ona ne yaptığını da bildirdi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber, onu çağırdı ve:
“ O adamı niçin öldürdün?” buyurdu.
Üsâme: "Ey Allah’ın Rasûlü , Müslümanlar içerisinde çok can yaktı – bir takım isimleri sayarak- falanı falanı öldürdü.Ben de onun üzerine saldırdım kılıcı gördüğünde “ Lâ ilâhe illallah “ dedi” dedi.
Rasûlullah (s.a.v) : “ O’nu öldürdün mü? “ buyurdu.
“Evet” dedi.
Rasûlullah(s.a.v): “ Peki, kıyâmet günü “ Lâ ilâhe illallah “ karşına geldiğinde ne yapacaksın?” buyurdu.
Üsâme : “ Ey Allah’ın Rasûlü, benim için bağışlanma dile.” Dedi.
Rasûlullah : “ Peki, kıyâmet günü “ Lâ ilâhe illallah “ karşına geldiğinde ne yapacaksın?” buyurdu.
Rasûlullah(s.a.v) ona : “ Peki, kıyâmet günü “ Lâ ilâhe illallah “ karşına geldiğinde ne yapacaksın?” sözünden başka bir şey demiyordu.”
(Hadisi Müslim rivâyet etmiştir.)
***********************************************
Abdullah b. Utbe (r.a)dan. Şöyle demiştir: “ Ömer b. Hattab (r.a)’ı şöyle derken işitim: “ Rasûlullah (s.a.v) döneminde insanlar vahiyle kontrol edilirlerdi. Şimdi ise artık vahiy kesilmiştir. Biz , sizi ancak bize görünen amellerinize göre yargılayabiliriz.
Kim bize iyi şeyler gösterirse ona güvenle yaklaşırız. Niyetini bilmek bizim işimiz değildir. Niyeti konusunda onu Allah hesaba çeker. Kim bize kötü birşay gösterirse ona güvenmeyiz. Niyetinin aslında iyi olduğunu söylese bile onu doğru görmeyiz / ona inanmayız.”
(Bûharî’den rivâyettir.)
Kaynak: Riyâzü’s-Sâlihîn (S:230-231-232-233)
Yüce Allah , şöyle buyurmuştur:
<< Eğer tevbe eder , namaz kılar, zekat verirlerse onları serbest bırakınız.>>( Tevbe:5)
HADİSLER
İbni Ömer (r.a), Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu, demiştir:
“ Allah’tan başka ilah olmadığına,Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna şahitlik etmelerine , namaz kılmaları ve zekat vermelerine kadar insanlarla savaşmakla emrolundum.
Eğer bunları yaparlarsa,benim elimden mallarını ve kanlarını korumuş olurlar.İslâmın koyduğu haklar bunun dışındadır. Diğer (görülmeyen) konulardaki hesapları ise Allah’a aittir.”
(Müttefekun aleyh)
***************
Tarık b. Eşyem (r.a), Rasûlullah (s.a.v)’i şöyle buyururken işittim, demiştir:
“ Kim, Allah’tan başka ilah olmadığını söyler, Allah’ın dışındaki kulluk edilenleri inkar ederse, bu kimsenin malı ve kanı dokunulmaz/saygın olur.(Görülmeyen konulardaki ) hesabı ise Allah’a aittir.”
( Müslim)
******************
Mikdâd b. Amr (r.a)’ dan. Şöyle demiştir:“Rasûlullah (s.a.v)’e:
“ Ey Allah’ın Rasûlü, şu konuda ne dersin: Kâfirlerden bir adamla karşılaşıp vuruşsak , sonunda kılıçla iki elimden birini vurup koparsa, arkasından bir ağaca sığınıp: “ Allah’a teslim oldum/Müslüman oldum.” Derse, Ey Allah’ın Rasûlü, bunu dedikten sonra hâlâ onu öldürebilir miyim?” dedim. O da:
“ Öldüremezsin” buyurdu.
“ Ey Allah’ın Rasûlü, bu adam elimin birisini kopardıktan sonra bunu söyledi?” dedim. Rasûlullah (s.a.v):
“ Onu öldürürsen, onu öldürmeden önce (Müslüman olduğun için nasıl ki senin kanın helal değilse) o da senin gibidir. Sen de onun söylediği (islama girdiğini belirten) sözünü söylemezden önceki durumuna düşersin, kanın helal olur.” Buyurdu.
( Müttefekun aleyh)
*********************
Üsâme b. Zeyd (r.a) :
”Rasûlullah (s.a.v) bizi Cüheyne kabilesinin el- Huraka kolu üzerine göndermişti. Sabahleyin onlar su başında iken baskın yaptık. Ben ve ensardan bir kimse onlara erişip,etrafını kuşattık. O da : “ Lâ ilâhe illallâh “ dedi. Ensardan olan elini çekti , bense süngümle vurup onu öldürdüm. Medine’ye geldiğimizde bu durum Hz. Peygambere ulaştı, bana :
“ Ey Üsâme! Lâ ilâhe illallâh dedikten sonra onu öldürdün mü?” buyurdu.
“Ey Allahın Rasûlü , bunu yalnızca ölümden kurtulmak için söylemişti.” Dedim.
Tekrar: “ Ey Üsâme Lâ ilâhe illallâh dedikten sonra onu öldürdün mü?” buyurdu.
Rasûlullah sürekli aynı kelimeyi tekrar edip duruyordu öyle ki , keşke bu olaydan önce Müslüman olmasaydım diye temenni bile ettim.”
(Hadis müttefekun aleyhtir.)
Diğer bir rivâyette ise şu ayrıntı vardır.
Rasûlullah (s.a.v): “ O, Lâ ilâhe illallah dedi ve sen onu öldürdün ha! “ buyurdu.
Ben :" Ey Allah’ın Rasûlü , bunu ancak ve ancak silah korkusuyla söyledi” dedim.
“ Bunu (gerçekten kalben) söyleyip söylemediğini öğrenmen için kalbini mi yardın?” buyurdu ve bu sözü bana sürekli tekrarladı. Öyle ki; keşke islâma bugün girmiş olaydım diye temenni bile ettim.”
Açıklama:
( Üsâme b. Zeyd (r.a)’nın “ Keşke bu olaydan önce Müslüman olmasaydım” şeklindeki sözü, ashabın büyük pişmanlık duyacakları bir iş yaptığında söylediği bir sözdür. Bunun bir benzerini başka bir sahabeden de görmekteyiz. ( Tirmizî, Tefsir, Hûd, 7)
*******************************************
Cündeb b. Abdullah (r.a)’dan. Şöyle demiştir: “Rasûlullah Müslümanlardan bir takım kimseleri müşrik bir topluluğun üzerine göndermişti.
İki ordu karşılaştığında müşriklerden bir adam , Müslümanlardan birini hedefine aldığında onu vurup öldürüyormuş . Müslümanlardan bir zât – ki bu kimsenin Üsâme b. Zeyd olduğunu konuşurduk- bu adamın gafil bir zamanını yakalamış. Kılıcı tepesine kaldırdığında o kimse “ Lâ ilâhe illallah “ demiş ama yinede onu öldürmüş. Daha sonra zafer müjdecisi Rasûlullah (s.a.v)’ e geldi. Rasûlullah , haberciye durumu sordu o da olan biteni bildirdi , hatta öldürülen adamı ve Üsâme’nin ona ne yaptığını da bildirdi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber, onu çağırdı ve:
“ O adamı niçin öldürdün?” buyurdu.
Üsâme: "Ey Allah’ın Rasûlü , Müslümanlar içerisinde çok can yaktı – bir takım isimleri sayarak- falanı falanı öldürdü.Ben de onun üzerine saldırdım kılıcı gördüğünde “ Lâ ilâhe illallah “ dedi” dedi.
Rasûlullah (s.a.v) : “ O’nu öldürdün mü? “ buyurdu.
“Evet” dedi.
Rasûlullah(s.a.v): “ Peki, kıyâmet günü “ Lâ ilâhe illallah “ karşına geldiğinde ne yapacaksın?” buyurdu.
Üsâme : “ Ey Allah’ın Rasûlü, benim için bağışlanma dile.” Dedi.
Rasûlullah : “ Peki, kıyâmet günü “ Lâ ilâhe illallah “ karşına geldiğinde ne yapacaksın?” buyurdu.
Rasûlullah(s.a.v) ona : “ Peki, kıyâmet günü “ Lâ ilâhe illallah “ karşına geldiğinde ne yapacaksın?” sözünden başka bir şey demiyordu.”
(Hadisi Müslim rivâyet etmiştir.)
***********************************************
Abdullah b. Utbe (r.a)dan. Şöyle demiştir: “ Ömer b. Hattab (r.a)’ı şöyle derken işitim: “ Rasûlullah (s.a.v) döneminde insanlar vahiyle kontrol edilirlerdi. Şimdi ise artık vahiy kesilmiştir. Biz , sizi ancak bize görünen amellerinize göre yargılayabiliriz.
Kim bize iyi şeyler gösterirse ona güvenle yaklaşırız. Niyetini bilmek bizim işimiz değildir. Niyeti konusunda onu Allah hesaba çeker. Kim bize kötü birşay gösterirse ona güvenmeyiz. Niyetinin aslında iyi olduğunu söylese bile onu doğru görmeyiz / ona inanmayız.”
(Bûharî’den rivâyettir.)
Kaynak: Riyâzü’s-Sâlihîn (S:230-231-232-233)