Dünyanın bu mesajlara ihtiyacı var!

YİĞİDO

Üye
Kademeli
Dünyanın bu mesajlara ihtiyacı var!
27 Ağustos 2011 Cumartesi 06:46
Geçen haftaki yazımın sonuna şöyle bir not düşmüştüm: “Avrupa mesajlarımın ikinci ve önemli bölümünü bir sonraki yazımda arz edeceğim.” Şimdi o mesajlarımın ikinci ve önemli bölümünü arz ediyorum:

Sevgili kardeşlerim, Wintersvijk’teki, ve Avrupa’daki can dostlarım! Geldiğim günden bu tarafa size çeşitli konularda mesajlar veriyor, dinimiz, dünyamız ve istikbalimizle alakalı düşüncelerimi arz ediyorum. Ne yazık ki Avrupa’ya ayırdığımız sürenin de sonuna gelmiş bulunuyoruz. Sizlerden giderayak birkaç ricam ve size son birkaç mesajım olacak.
Bayram öncesi bu mesajlara şiddetle ihtiyacımız var. Aslında sadece sizin değil, başta benim, sonra yurt içi ve yurt dışındaki bütün Müslüman kardeşlerimizin bu mesajlara ihtiyaçları olduğuna ve herkesin bu mesajları, bütün Müslümanlara ulaştırması lazım geldiğine inanıyorum.

Bu seneki kadir gecesi ve Ramazan bayramı mesaj metnimiz bu ve benzeri makaleler olsun. Lütfen herkes bu mesajları herkese ulaştırsın. Çünkü ancak bu ve benzeri mesajlarla akan kanları ve gözyaşlarını durdurabiliriz. Ancak bu mesajlarla dünyamızı anarşi ve terör belasından kurtarabiliriz.

DİNE HİZMET

1-Allah, dinini ve o dinin kitabı olan Kur’an-ı Kerim’i koruyacağını ilan etmiş. (1) Bu hususta Allah’ın bize ve hiç kimseye ihtiyacı da yok. Biz Ona muhtacız. Ve biz ancak Onun dinine ve Kur’an’ına hizmet ederek kendimizi korumuş olacağız. İki dünyanın cehenneminden kurtulmuş olacağız.
Öyleyse toptan, birlik-beraberlik içinde Allah’ın dinine hizmeti her şeyin üstünde ve her şeyden önemli görelim. Eğer sevdiğimiz her şeyi Allah ve Rasulü’nden, Allah ve Rasulü’nün dinine hizmetten daha önemli ve daha sevimli görürsek, iki yakamızın bir araya gelmeyeceğini, türlü türlü belalardan, anarşi ve terörden kurtulamayacağımızı bilelim. Tevbe sûresinin 24. Ayetini lütfen tekrar tekrar mealiyle birlikte mutlaka okuyalım.

MUHABBET

2-Muhabbete en layık şey, muhabbettir. Muhabbeti sevelim. Mümin kardeşlerimize değil, içimizdeki düşmanlığa düşman olalım. Ne güzel buyurmuş Şanlı Peygamber (s.a.v): “Birbirinize kızmayın, birbirinize hased etmeyin, birbirinize sırtınızı dönmeyin. Ey Allah’ın kulları kardeş olun. Bir Müslüman’a, üç günden fazla diğer Müslüman kardeşi için küs durması haramdır.” (2)
3-Sevgili Peygamberimizin şu sözü de kulaklarımıza küpe olmalı. Buyurmuşlar ki: “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe mümin olamazsınız. Size, birbirinizi sevdirecek şeyi söyleyeyim mi? Selamı aranızda yayınız.” (3)

ARA BULMA

4- Arası bozulmuş Müslüman kardeşlerimizin arasını bulalım. (4) Bu Allah’ın emri ve muradıdır. Barıştan yana olmayan azgın tarafla yola gelinceye kadar gerekirse savaşalım. (5)
Efendimiz sordu:
-Size kıldığınız namazdan, tuttuğunuz oruçtan daha çok sevap getiren bir şey söyleyeyim mi? Herkes bir ağızdan bağırdı:
-Buyurun ey Allah’ın Rasûlü. Bunun üzerine Peygamberimiz:
-Arası bozulmuş iki kişinin arasını bulmaktır.” (6) buyurdular.
Bu hadisiyle Allah Rasulü Efendimiz, namazın ve orucun daha az önemli olduğuna değil, arası bozulmuş iki kişinin arasını bulmanın bu kadar önemli olduğuna dikkat çekmiştir.

5-Birbirimizin meziyet ve başarılarıyla iftihar edelim.
6-Birlik ve beraberliğimizi koruyalım, manasız tartışmalara girmeyelim, birbirinizi kırmayalım, kırsa da derhal özür dileyip birbirimizden helallik alalım. Çünkü her an her birimize veya hepimize ahiretin kapısı açılabilir.

AB VE ABD

7-Dağınık isek, toplanalım. Dağılmış isek birleşelim. Elin oğluna bir bakın. İnancı teslis olanlar, bir araya gelmişler, tevhide gitmişler. Avrupa Birliği oluşturmuş, (AB) güç kazanmışlar, herkesi arkalarından koşturuyorlar. Yine devletleri bir araya getirmişler, bu birlikteliğin adına ABD demişler, süpergüç olmuşlar. İnancı tevhid olanlar ise tefrikaya düşmüşler, güçlerini kaybetmişler. Başkalarının arkasından koşuyorlar, sürünüyorlar, dövülüyorlar, sövülüyorlar, sömürülüyorlar, açlıktan susuzluktan, kıtlıktan kırılıyorlar. Bu inancı tevhid olanlar için bir ayıp ve bir kayıp değil midir? Kur’an: “Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın, ayrılmayın.” (7) demiyor mu?
Üç tane bir, ayrı ayrı durursa bir kuvvetinden öteye geçemez. Ama üç tane bir yan yana, omuz omuza durursa yüz on bir (111) kuvvetini kazanır. Dört tane dört ayrı ayrı durursa, dört kuvvetini geçemez. Ama yan yana, omuz omuza durursa dört bin dörtyüz kırk dört (4444) kuvvetini kazanır.

8-Ayrı ayrı camilerde, bölgelerde olabilirsiniz. Irkınız, renginiz, diliniz ayrı olabilir. Müslümansanız siz birsiniz, kardeşsiniz. Allah: “Müminler kardeştir” (8) buyuruyor. Peygamberimiz,
‏{الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ، لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَيُسْلِمُهُ، وَمَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أَخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ، وَمَنْفَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرُبَاتِيَوْمِ الْقِيَامَةِ، وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَالْقِيَامَةِ‏} “Müslüman Müslümanın kardeşidir ona zulmetmez; onu düşmana teslim etmez. Kim bir Müslüman kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah da kıyamette onun bir sıkıntısını giderir. Kim de bir Müslümanın ayıbını örterse, Allah da kıyamette onun bir ayıbını örter.” (9)

IRKÇILIK

Sadece ırkçılık davasından değil, ırkçılık kokan her şeyden ve herkesten uzak durmalıyız. Çünkü bizi yaratan Allah’ın ve Onun Sevgili Peygamberinin ırkçılığa rızası yoktur.

Peygamberimizin şu mübarek sözü ne kadar açık, net ve anlamlıdır: “Hepiniz Âdem’densiniz, Âdem ise topraktandır. Arap’ın Arap olmayana üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak ve ancak takva iledir. (10) buyuruyor.

KARDEŞLİK

Birbirinize bağrınızı açın. Kardeşlik ve sevgi şarabından için, kendinizden geçin. Bir buz parçası gibi olan enaniyeti=benliği, Kur’an kevserinden süzülen tatlı ve büyük havuza atın, eritin. Buz değil, biz olun. Damla iken okyanusa dönüşün. Eğer ben der, enaniyet davası güderseniz, bir buz parçası olan benliğinizi yine koruyamayacaksınız. Buharlaşacak ve yok olacaksınız.

RIZA

9-Amelinizde Allah’ın rızası olsun. O razı olursa bütün dünya küsse kıymeti yok. O sizden razı değil ise bütün dünya sizi alkışlasa onun da kıymeti yok. Biz Allah’ın eseriyiz. Onu razı etmeye mecburuz. Allah’ın terbiyesine muhtacız. Allah bizi, hep nasihatla terbiye etmek ister. Nasihattan anlamadık mı bazen bazen musibetleri devreye sokar. Bizi yontar. Onun bizi, yontmasına itiraz etmemeliyiz. Onun yontması, kemale erdirme operasyonundan başka bir şey değildir. Onun tahribi tamirdir. Daneyi çürütür, yüz dane yapar.

ŞEFKAT-HÜRMET

10-Büyüklerinize hürmet, küçüklerinize şefkatte kusur etmeyiniz. Allah’ın emri, Peygamberin sözleri kulaklarımıza küpe olmalı. Buyurmuş ki şanlı Peygamber: “Büyüklerimize hürmet, küçüklerimize şefkat göstermeyen bizden değildir.” (11)

11-Mihrablardaki, kürsülerdeki, minberlerdeki hocalarınıza, dine hizmeti hayatının gayesi haline getirmiş âlimlerinize, hürmette, hizmette kusur etmeyin. Çünkü Peygamber tilavetli, kıraetli ve Peygamber ahlaklı hocalarımız ve alimlerimiz, Peygamberin vekilleri ve varisleridir.
12-Sizden önce ahrete gitmiş olan ana-baba, evlat ve sair yakınlarınızı unutmayın. Dua ve Fatihalarınızla, hayır ve hasenatınızla onları anın. Kabirlerini ziyaret edin. Empati yapın, kendinizi onların yerine koyun. O kabirleri kendi kabriniz görün. İbret alın. Ölmeden önce ölün. Hesap günü gelmeden kendinizi hesaba çekin.

NAMAZ

13-Müslüman olan herkes beş vakit namazı ekmek gibi, hava gibi, su gibi zorunlu ihtiyaçlar arasına almalı, asla ihmal etmemelidir. Çünkü kâinatta en yüksek hakikat imandır, imandan sonra da namazdır. Namaz, insanlığın en akıllıları olan peygamberlerin birinci gündem maddesidir. Bunun içindir ki Peygamberimizin:
a-Terk ettiği bir vakit dahi namazı yoktur,
b-Keyfî olarak kazaya bıraktığı namazı yoktur.
c-Geç kıldığı namaz yoktur.
d-Huşusuz ve tadil-i erkânsız kıldığı namaz yoktur.
e-Cemaatsiz kıldığı namaz yoktur.
Gözümün nuru namaz, (12) demiş, cesedde başın yeri ne ise, dinde namazın yeri odur,(13) buyurmuş. Namazınız ve orucunuz yoksa bayramınız yok demektir. Çünkü namazı ve orucu olmayan hakiki sevinçten ve gerçek huzurdan mahrum kalır. (14)

ÇOCUKLAR

14-Kendinizden çok, çocuklarınızı ve onların geleceğini düşünün. Yüce Rabbimiz, “kendinizi ve aile efradınızı ateşten koruyun.” (15) Buyuruyor. Hangi ateşten? Uyuşturucu ateşinden, dinsizlik ve ahlaksızlık ateşinden, namazsızlık ateşinden, kabir ateşinden, mahşer ateşinden, cehennem ateşinden koruyun. Onlar için yurtlar, yuvalar, okullar, Kur’an kursları açın. Bunları açmış olan dindar insanlara, hizmet kahramanlarına yardım edin, moral verin, yanlarında olun. Çocuklarınızı, dünya ve ahirette kendinize davacı (16) değil, duacı (17) yapın.

CÖMERTLİK-CİMRİLİK

15-Cennete ve cennetin sahibine kavuşmak istiyorsanız, sevdiklerinizden Allah yolunda harcayın. (18) Açları ve açıkta olanları düşünün. Bu yolda harcamaktan korkmayın. Cimriliğe davet eden şeytandır, cömertliğe davet eden Allah’tır. (19) “Cömert Allah’a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri, Allah’tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır.” (20)

YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

16-Düşmanlıkta ve günahta değil, iyilikte ve takvada, hayır ve hasenatta yarışın, yardımlaşın. Kubbedeki taşlar düşmemek için birbirine dayanırlar. Kâinattaki yardımlaşma ve dayanışma da bize bu dersi veriyor. Güneş ışığının ve yağmurun gelmesi, yer ve gök dayanışmasının, yardımlaşmasının sonucu değil midir?
Peygamberimiz, savaşa giden ordusunu silahla kuşandırmak için yardım kampanyasını başlattı. Herkes bir şeyler getirdi. Hz. Ömer malının yarısını getirdi. Hz. Ebubekir, malının hepsini getirdi. Geriye ne bıraktın diyen Peygamberimize Ebubekir:
-Allah ve Rasulünü bıraktım, cevabını vermişti. Bu manzarayı gören Hz. Ömer hayıflandı. Anam-babam sana feda olsun ey Ebubekir! Bu günkü yarışta seni geçeceğimi sanmıştım, fakat yine seni geçemedim, dedi. (21)

TESETTÜR-ÖRTÜNME

17-Allah’ın ve Rasulü’nün tesettür (örtünme) ölçüleri nedir? Sorun, öğrenin riayet edin. Müstehcen kılık ve kıyafetleriyle hem kendilerini, hem de başkalarını günah çamuruna ve cehennem azabına sokanlardan olmayın.

KADİR GECENİZ VE YAKLAŞAN BAYRAMINIZ

18-Ramazanı şerifiniz, yaklaşan kadir geceniz mübarek olsun. Allah sizi, bizi ve evlatlarımızı Avrupa’nın deniyyet ve sefahet okyanusunda boğulmaktan, köpek balıklarına yem olmaktan, ahlaksızlığa ve uyuşturucuya kurban gitmekten korusun. Hepiniz muhabbet fedaisi ve cennet gençleri olasınız. Allah’a emanet olunuz, değerli kardeşlerim.

MİSAFİR GETİRMEDİĞİ ŞEYE GÖNLÜNÜ BAĞLAMAZ

19-Güzel Adam’ın güzel bir sözü var: Sen bu dünyada misafirsin, bu menzilden ayrıldığın gibi bu şehirden de çıkacaksın. ...ve keza bu fani dünyadan da çıkacaksın. Öyleyse aziz olarak çıkmaya çalış.” Yine der ki: “Misafir, getirmediği şeye gönlünü bağlamaz.”
Biz de Avrupa’da müsafirdik. Siz sevgili kardeşlerimizden başka gönlümüzü bir şeye kaptırmadan inşallah Pazartesi Türkiye’ye dönüyoruz. Bir gün bu fani dünyadan da ayrılacağız. Dünyanın cazibesine değil de, dünya ve ahiretin sahibi olan Yüce Allah’ın cezbesine kapılarak dünyadan ayrılanlara ne mutlu!

ŞÜKÜR VE TEŞEKKÜR

20-Nimetlerin hakiki sahibi olan Allah’a sonsuz şükür, Allah’ın nimetlerini iftarda ve sahurda sofralarımıza taşıyan, Bizi evlerinde ağırlayan, ağırlamak isteyip te fırsat bulamadığı için ağırlayamayan başta Winterswijk’teki ve Avrupa’nın diğer şehirlerindeki beyefendi ve hanımefendi kardeşlerime şükranlarımı arz ediyorum. Sizi dualarım arasına alıyorum. Hem de dualarınızı bekliyor, haklarınızı helal etmenizi rica ediyorum. Allah dinimize, dinin hizmetinde olan devletimize, ülkemize, mutluluğumuza, sihhatimize, sevdiklerimize zeval vermesin. Vesselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh.

DİPNOTLAR:
1-Bkz. Hicr, 15 / 9
2-Ebu Davud, Edep, 49
3-Müslim îman 93-94. Ayrıca bk.Tirmizî Et'ime 45 Kıyamet 56; İbni Mace Mukaddime 9 Edeb 11)
4-Bkz. Hucurat, 49 / 10
5-Bkz. Hucurat, 49 / 9
6-Ebu Davud, Edep, 52
7-Bkz. Al-i İmran, 3 / 103
8-Hucurat, 49 / 10
9-Buhari, Mezalim, 3
10-Bkz. Ahmet b. Hanbel, 5411
11-Tirmizî, Birr, 15
12-Nesâî, İşretü’n-Nisa, 1
13-El-Mucemül-Evsat, 2/383; Mecmeuz-Zevaid, 1/292
14-Bkz. Karakaş, Vehbi, Niçin Namaz, Nasıl Namaz ve Namaza Nasıl Başlanır?
15-Bkz. Tahrim, 66 / 6
16-Bkz. Ahzab, 33 / 67
17-Bkz. İbrhim, 14 / 40
18-Bkz. Al-i İmran, 3/ 92
19-Bkz. Bakara, 2 / 268
20-Tirmizî, Birr, 40
21-Bkz. Karakaş, Vehbi, Niçin Zekât, 108-109
 
Üst