Tirmizi'nin hasen derecesinde kabul ederek rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz -salât ve selâm üzerine olsun- şöyle buyurmuştur:
Bu hadis-i şeriften, anlaşılır ki farzların neler olup onların nasıl yerine getirileceğini, haramların neler olup onlardan nasıl kaçınılacağını ve insanı haramlardan uzaklaştırmakta yardımcı olacak şeyleri öğrenmeyi sağlayan Dînî ilimlerde, âlimlerde ve gerekli Dînî biligileri öğrenenlerde hayır vardır.
Hakkıyla âlim olabilmek için, bizzât âlimlerin huzurunda bulunarak onların ağzından Dînî bilgileri almakla, bu şerefli ilmlere büyük bir özen göstermekle, gayret göstermekle âlim olunur. Ancak hocasız kalarak bir sürü kittaplar okumakla alim olunamaz ve güvenilr de olunamaz.
Dînî bilgileri öğrenmiş olarak sayılanlar, yukarıda tarif edildiği gibi hakkıyla âlim olan birinin ağzından veya böyle bir âlimden sözlü olarak dersler görmüş bir hocanın ağzından duyarak öğrenen kimselerdir. Ancak bir insan sağlam ve güvenilir olan bir hocanın ağzından duymadan, hocasız olarak kendi başına kitaplar okumaya kalkışırsa bu durumda ilim talebesi/öğrencisi sayılmaz. O halde bu duruma dikkat edilmelidir ki, yanlış bir gidişattan gidilmesin.
Müfessir Ebu Hayyân el-Endelusî şöyle demiştir: "Tecrübesiz kişi zanneder ki kitaplar doğru yola iletir. Oysaki (bazı) kitaplarda öyle incelikler vardır ki onlar anlayışlı olanı hayrette bırakmıştır. Eğer ilmi (bilgiyi) hocasız olarak alırsan doğru yoldan saparsın
الدُّنْيَا مَلْعُونَةٌ، مَلْعُونٌ مَا فِيهَا، إِلاّ ذِكْر اللهِ تَعَالَى وَمَا وَالاهُ وَعَالِم أوْ مُتَعَلّم
Meali: "Dünya, Allâh Te^âlâyı zikretmek (Allâh'a itaatkarlık), buna yardımcı olacak şeyler, âlim ve müteallim (öğrenmiş olan) hariç lanetlenmiştir, içindekileri lanetlenmiştir."Bu hadis-i şeriften, anlaşılır ki farzların neler olup onların nasıl yerine getirileceğini, haramların neler olup onlardan nasıl kaçınılacağını ve insanı haramlardan uzaklaştırmakta yardımcı olacak şeyleri öğrenmeyi sağlayan Dînî ilimlerde, âlimlerde ve gerekli Dînî biligileri öğrenenlerde hayır vardır.
Hakkıyla âlim olabilmek için, bizzât âlimlerin huzurunda bulunarak onların ağzından Dînî bilgileri almakla, bu şerefli ilmlere büyük bir özen göstermekle, gayret göstermekle âlim olunur. Ancak hocasız kalarak bir sürü kittaplar okumakla alim olunamaz ve güvenilr de olunamaz.
Dînî bilgileri öğrenmiş olarak sayılanlar, yukarıda tarif edildiği gibi hakkıyla âlim olan birinin ağzından veya böyle bir âlimden sözlü olarak dersler görmüş bir hocanın ağzından duyarak öğrenen kimselerdir. Ancak bir insan sağlam ve güvenilir olan bir hocanın ağzından duymadan, hocasız olarak kendi başına kitaplar okumaya kalkışırsa bu durumda ilim talebesi/öğrencisi sayılmaz. O halde bu duruma dikkat edilmelidir ki, yanlış bir gidişattan gidilmesin.
Müfessir Ebu Hayyân el-Endelusî şöyle demiştir: "Tecrübesiz kişi zanneder ki kitaplar doğru yola iletir. Oysaki (bazı) kitaplarda öyle incelikler vardır ki onlar anlayışlı olanı hayrette bırakmıştır. Eğer ilmi (bilgiyi) hocasız olarak alırsan doğru yoldan saparsın
Moderatörün son düzenlenenleri: