Edeb:
Terbiye. Kavlen, fiilen insanlara lütuf ile muamele etmek. Güzel ahlâk. Usluluk. Hayâ.
* Ist: Sünnet-i Resul'e (A.S.M.) uygun hareket etmek.
* Utanılacak şeylerden insanı koruyan meleke; kuvve-i râsiha-i nefsiye.
* Edebiyat ve ondan bahseden ilim.
(Kur'anın edebi ise: Öyle bir hüznü verir ki, âşıkane hüzündür. Yetimâne değildir. Firak-ul ahbabdan gelir. Fakd-ül ahbabdan gelmez. Lemeat)
Edeb-i kelâm:
Söz güzelliği, söz zarifliği.
* Edb: İfade arasında bayağı ve çirkin tabirlerin bulunmaması. İfadenin güzel oluşu.
Edeb-i muâşeret:
Beraber yaşayışta, hoş ve İslâmca yaşama ve geçinme usulleri. Peygamberin (A.S.M.) sünnetine uygun olan hareket. İnsanlara karşı edebli olma, insanca ve İslâmca yaşama âdâbı. Adâba dair sünnet-i peygamberiyeye uymak.
(... İki cihanın rahat ve selâmetini iki harf tefsir eder, kazandırır: Dostlarına karşı mürüvvetkârâne muaşeret ve düşmanlarına sulhkârâne muâmele etmektir. M.)
K:Yeni Lûgat
Terbiye. Kavlen, fiilen insanlara lütuf ile muamele etmek. Güzel ahlâk. Usluluk. Hayâ.
* Ist: Sünnet-i Resul'e (A.S.M.) uygun hareket etmek.
* Utanılacak şeylerden insanı koruyan meleke; kuvve-i râsiha-i nefsiye.
* Edebiyat ve ondan bahseden ilim.
(Kur'anın edebi ise: Öyle bir hüznü verir ki, âşıkane hüzündür. Yetimâne değildir. Firak-ul ahbabdan gelir. Fakd-ül ahbabdan gelmez. Lemeat)
Edeb-i kelâm:
Söz güzelliği, söz zarifliği.
* Edb: İfade arasında bayağı ve çirkin tabirlerin bulunmaması. İfadenin güzel oluşu.
Edeb-i muâşeret:
Beraber yaşayışta, hoş ve İslâmca yaşama ve geçinme usulleri. Peygamberin (A.S.M.) sünnetine uygun olan hareket. İnsanlara karşı edebli olma, insanca ve İslâmca yaşama âdâbı. Adâba dair sünnet-i peygamberiyeye uymak.
(... İki cihanın rahat ve selâmetini iki harf tefsir eder, kazandırır: Dostlarına karşı mürüvvetkârâne muaşeret ve düşmanlarına sulhkârâne muâmele etmektir. M.)
K:Yeni Lûgat