Ehl-i hadaret:
Şehirlerde yaşayan. Medeni.
Ehl-i hak:
f. İmân, İslâmiyet ve Hak yolunda olan. Hak mezhebde olan. Hakka, hakikata vâsıl olmuş olan.
Ehl-i hâl:
f. Hâlden anlayıp, duruma göre idâre eden kimse. İlâhi tecellilere ve mânevi feyze mazhar olan.
Ehl-i hibre:
f. Ehl-i vukuf. Bilirkişi. Meselenin künhüne vâkıf mütehassıs zât.
Ehl-i hidâyet:
Hidâyette ve doğru yolda olanlar. Hidâyete erişmiş kimseler.
Ehl-i hikmet:
Hikmet ehli, hikmet bilen.
Ehl-i hükümet:
Hükümete mensup kimseler, milleti idare edenler.
K:Yeni Lûgat
Şehirlerde yaşayan. Medeni.
Ehl-i hak:
f. İmân, İslâmiyet ve Hak yolunda olan. Hak mezhebde olan. Hakka, hakikata vâsıl olmuş olan.
Ehl-i hâl:
f. Hâlden anlayıp, duruma göre idâre eden kimse. İlâhi tecellilere ve mânevi feyze mazhar olan.
Ehl-i hibre:
f. Ehl-i vukuf. Bilirkişi. Meselenin künhüne vâkıf mütehassıs zât.
Ehl-i hidâyet:
Hidâyette ve doğru yolda olanlar. Hidâyete erişmiş kimseler.
Ehl-i hikmet:
Hikmet ehli, hikmet bilen.
Ehl-i hükümet:
Hükümete mensup kimseler, milleti idare edenler.
K:Yeni Lûgat