Ebu Said el-Hudri -radıyallâhu anh-’dan gelen bir rivayette Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
اللهم إني أسألك بحق السائلين عليك وبحق ممشاي هذا فإني لم أخرج أشراً ولا بطراً ولا رياء ولا سمعة خرجت
اتقاء سخطك وابتغاء مرضاتك فأسألك أن تعيذني من النار وأن تغفر لي ذنوبي إنه لا يغفر الذنوب إلا أنت أقبل
الله بوجهه واستغفر له سبعون ألف ملك
“Kim evinden namaz için yola çıkarsa “Allah’ım! senden isteyenlerin ve şu yürüdüğüm yolun hakkı için senden istiyorum. Gösteriş, riya ve böbürlenmek için değil. Senin gazabından sakınmak, rızana nail olmak için yola çıktım. Beni ateşten korumanı günahlarımı bağışlamanı istiyorum. Senden başka kimse günahları bağışlayamaz” duasını yapsın. Böyle deyince Allah ona yönelir ve yetmiş bin melek ona istiğfar eder.”
Münziri, bu hadis için şöyle demektedir: “Hadis, tartışmalı bir senetle rivayet edilmiştir Şeyhimiz Hafız Ebu Hasan hadisi ‘hasen’ kabul etmektedir.”[1]
Hafız İbni Hacer “hadis ‘hasen’ dir” demiş, Ebu Huzeyme’de “Kitabu’t-Tevhid” te zikretmiştir. İmam Ahmed, Ebu Nuaym, İbni Sinni’de hadisi rivayet etmişlerdir. [2]
Iraki’de “hadis ‘hasen’ dir” demiştir[3]
Hafız Busayri “İbni Huzeyme “sahih” inde zikretmiştir” demiştir. [4]
Hafız Şerefüddin Dimyati “Allah’ın izniyle isnadı ‘hasen’ dir demiştir[5]
Allame muhakkık muhaddis Seyyid Ali bin Yahya el-Alevi, “Hidayetü’l-Mütehabbitin” adlı güzel risalesinde: “Hafız Abdülgani el-Makdisi hadisi ‘hasen’ kabul etmiş İbni Ebi Hatem’de makbul görmüştür” demiştir.
Netice olarak bu rivayetin, İbni Huzeyme, Münziri, onun hocası Ebu Hasan, Iraki, Busayri, –“kaside-i Bürde” sahibi olan Busayri değildir- İbni Hacer, Şeref Dimyati, Abdülgani el-Makdisi ve İbni Ebi Hatem gibi büyük hadis imamları ve hafızları tarafından ‘sahih’ ve ‘hasen’ görülen bir hadis olduğu anlaşılmıştır.
Artık hadis hakkında birisinin söz söylemesine gerek kalmış mıdır acaba? Bu işinin ehli dev hadis âlimlerinin söylediklerinden sonra, hadi ilminde daha yeni emeklemeye başlayan tıfılların sözlerine hangi akıl sahibi itibar eder acaba? [6]
[1] El-Münziri, “et-Tergib ve’t-Terhib” 2/458
[2]İbni Hacer, “Netaicü’l-Efkâr” 1/272
[3]Iraki’nin “İhyai Ulumiddin” in hadislerini tahriç için yazdığı “Muğni” adlı eseri 1/323
[4] Busayri, “Misbahu’z-Zücace” 1/98
[5] Dimyati, “el-Metcerü’r-Rabih” s:471
[6] Ebû Said el-Hudri’den nakledilen “senden isteyenlerin hakkı için istiyorum Allahım” ifadeleriyle nakledilen hadisi şerifi “Adabu’l-Meşyi ila’s-Salat” adlı eserinde zikretmiş ve onunla amel etmeye teşvik etmiştir. İbni Huzeyme ve diğer davet imamlarının Hadisi ‘sahih’ ve ‘hasen’ kabul etmesinden sonra hiç kimseye itiraz etme imkanı kalmamıştır. Allah bizi yanlış anlamalardan muhafaza etsin.
اللهم إني أسألك بحق السائلين عليك وبحق ممشاي هذا فإني لم أخرج أشراً ولا بطراً ولا رياء ولا سمعة خرجت
اتقاء سخطك وابتغاء مرضاتك فأسألك أن تعيذني من النار وأن تغفر لي ذنوبي إنه لا يغفر الذنوب إلا أنت أقبل
الله بوجهه واستغفر له سبعون ألف ملك
“Kim evinden namaz için yola çıkarsa “Allah’ım! senden isteyenlerin ve şu yürüdüğüm yolun hakkı için senden istiyorum. Gösteriş, riya ve böbürlenmek için değil. Senin gazabından sakınmak, rızana nail olmak için yola çıktım. Beni ateşten korumanı günahlarımı bağışlamanı istiyorum. Senden başka kimse günahları bağışlayamaz” duasını yapsın. Böyle deyince Allah ona yönelir ve yetmiş bin melek ona istiğfar eder.”
Münziri, bu hadis için şöyle demektedir: “Hadis, tartışmalı bir senetle rivayet edilmiştir Şeyhimiz Hafız Ebu Hasan hadisi ‘hasen’ kabul etmektedir.”[1]
Hafız İbni Hacer “hadis ‘hasen’ dir” demiş, Ebu Huzeyme’de “Kitabu’t-Tevhid” te zikretmiştir. İmam Ahmed, Ebu Nuaym, İbni Sinni’de hadisi rivayet etmişlerdir. [2]
Iraki’de “hadis ‘hasen’ dir” demiştir[3]
Hafız Busayri “İbni Huzeyme “sahih” inde zikretmiştir” demiştir. [4]
Hafız Şerefüddin Dimyati “Allah’ın izniyle isnadı ‘hasen’ dir demiştir[5]
Allame muhakkık muhaddis Seyyid Ali bin Yahya el-Alevi, “Hidayetü’l-Mütehabbitin” adlı güzel risalesinde: “Hafız Abdülgani el-Makdisi hadisi ‘hasen’ kabul etmiş İbni Ebi Hatem’de makbul görmüştür” demiştir.
Netice olarak bu rivayetin, İbni Huzeyme, Münziri, onun hocası Ebu Hasan, Iraki, Busayri, –“kaside-i Bürde” sahibi olan Busayri değildir- İbni Hacer, Şeref Dimyati, Abdülgani el-Makdisi ve İbni Ebi Hatem gibi büyük hadis imamları ve hafızları tarafından ‘sahih’ ve ‘hasen’ görülen bir hadis olduğu anlaşılmıştır.
Artık hadis hakkında birisinin söz söylemesine gerek kalmış mıdır acaba? Bu işinin ehli dev hadis âlimlerinin söylediklerinden sonra, hadi ilminde daha yeni emeklemeye başlayan tıfılların sözlerine hangi akıl sahibi itibar eder acaba? [6]
[1] El-Münziri, “et-Tergib ve’t-Terhib” 2/458
[2]İbni Hacer, “Netaicü’l-Efkâr” 1/272
[3]Iraki’nin “İhyai Ulumiddin” in hadislerini tahriç için yazdığı “Muğni” adlı eseri 1/323
[4] Busayri, “Misbahu’z-Zücace” 1/98
[5] Dimyati, “el-Metcerü’r-Rabih” s:471
[6] Ebû Said el-Hudri’den nakledilen “senden isteyenlerin hakkı için istiyorum Allahım” ifadeleriyle nakledilen hadisi şerifi “Adabu’l-Meşyi ila’s-Salat” adlı eserinde zikretmiş ve onunla amel etmeye teşvik etmiştir. İbni Huzeyme ve diğer davet imamlarının Hadisi ‘sahih’ ve ‘hasen’ kabul etmesinden sonra hiç kimseye itiraz etme imkanı kalmamıştır. Allah bizi yanlış anlamalardan muhafaza etsin.