Ezanın okunuşu

  • Konuyu başlatan Kayıtsız Üye
  • Başlangıç tarihi
K

Kayıtsız Üye

Ziyaretçi
70 yaşında iman ehli bir kardeşinizim. Ezanın kulakları sağır edecek kadar yüksek sesle (hoperlodan okunması) hariç rahatsız olmak aklımın köşesinden bile bugüne kadar geçmemiştir. Geçen sene ramazanla birlikte semtimize de bir hoperlo konuldu. Iyi de oldu. çünki, bazı hava şartlarında ezan sesini duyabilmek için kapı önüne çıkarak ezanın okunuşunu dinlemek istiyordum.
Okunan ezanlar, şimdiye kadar alıştığımız ezan bir tarafa, acaip, sonu gelmeyen uzatmalar, anlaşılan imamlar ses sanatkarlarına taş çıkaracak şekilde telafuzlar beni istemesem de çok rahaksız etti. Peygamberimiz zamanında ezanın nasıl okunduğu konusunda bir bilgi var mı? 70 sene duymadığımız bu ezanlar neden? Ezan suistimal mi ediliyor? Eğer böyle bir niyet var ise, ben, bütün iman emli kardeşlerimle yüce yaratan allahıma sığınıyorum.
 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
70 yaşında iman ehli bir kardeşinizim. Ezanın kulakları sağır edecek kadar yüksek sesle (hoperlodan okunması) hariç rahatsız olmak aklımın köşesinden bile bugüne kadar geçmemiştir. Geçen sene ramazanla birlikte semtimize de bir hoperlo konuldu. Iyi de oldu. çünki, bazı hava şartlarında ezan sesini duyabilmek için kapı önüne çıkarak ezanın okunuşunu dinlemek istiyordum.
Okunan ezanlar, şimdiye kadar alıştığımız ezan bir tarafa, acaip, sonu gelmeyen uzatmalar, anlaşılan imamlar ses sanatkarlarına taş çıkaracak şekilde telafuzlar beni istemesem de çok rahaksız etti. Peygamberimiz zamanında ezanın nasıl okunduğu konusunda bir bilgi var mı? 70 sene duymadığımız bu ezanlar neden? Ezan suistimal mi ediliyor? Eğer böyle bir niyet var ise, ben, bütün iman emli kardeşlerimle yüce yaratan allahıma sığınıyorum.


Ezanın uzatılarak okunmasında ölçü nedir, ezandan ölüler istifade edebilir mi?

Ezan cümlelerinin sonlarının dört eliften fazla uzatılması caizdir.
Ezan ve kamette müezzin ayakta kıbleye doğru yönelir. "Hayye ale's-salâh" derken sağa, "Hayye ale'l-felâh" derken sola döner. Ezanı minareden okuyorsa, sağ taraftan sol tarafa doğru dolaşarak okur. Sesinin gür çıkması için iki parmağıyla veya eliyle kulağını kapatır.

Ezan ve kametin sözleri sırasınca ve tertibe göre okunmalıdır. Tertipsiz olarak okunan ezan ve kamet yeterli sayılmakla birlikte, iade edilmesinin daha iyi olacağı söylenmiştir.

Ezanda esas olan ilandır.

Ezan okunurken her cümle arasında biraz bekleme yapılır ve ikinci cümlelerde ses biraz daha yükseltilir. Buna teressül veya irtisâl denilir. Kamet ise duraklama yapmaksızın seri okunur. Buna da "hadır" denilir.

Teressül, mühlet vermektir. Yani müezzin, ezan okurken iki cümle arasına, okuduğu cümle kadar bir susma aralığı koymalıdır. Yalnız bu sükût iki tekbir arasında değil de iki tekbirden sonraki cümleler arasında yapılmalıdır.

Kelimeleri bir harf veya hareke ekleyerek değiştirmeyecek şekilde teğannî ile ezan okumak güzeldir. Kelimeler değiştirildiği takdirde teğannî ile ezan okumak caiz görülmemiştir. (bk. Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı, Ahmet Ceziri, 1/211)

Diğer taraftan, ezanı yüksek bir yerde okuyup sesi de yükselterek, komşulara duyurmak ve kendine de meşakkat vermemek sünnettir.

Nitekim,
"Müezzinin sesinin ulaştığı son hudud içerisinde, onun sesini duyan hiç bir cin, hiç bir insan ve hiç bir şey yoktur ki, kıyamet gününde o müzzine şahitlik etmesin.”

anlamındaki hadisi şerife göre, müezzinin sesini ulaştığı her şey onun lehine şahitlik edecektir. (bk. Buhârî, Ezân 5, Tevhîd 52, Bed’ü’l–halk 12)

Diğer bir hadis ise şöyledir:
“Müezzin, sesinin gittiği yer boyunca mağfiret olunur. Yaş ve kuru her şey onun lehinde şahitlik eder, namaza katılan kimseye yirmi beş kat namaz yazılır ve iki namaz arasındaki (günahları) affedilir." (Ebu Dâvud, Salât 31, (515); Nesâî, Ezân 14)
Ezanın güzel ve makamlı bir şekilde okunmasının, tarihi akış içerisinde ne derece önemli katkısı olduğu inkâr edilemez. Bu nedenle ehil olanların ezanın lafızlarını bozmadan teğanni ile okunmasında bir sakınca olmaz.

Nitekim bir ayette
“Güzel sözler ancak O’na yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükseltir.” (Fatır, 35/10) buyurulmuştur.
Peygamber Efendimiz (asv) kabristana veya herhangi bir kabre uğradığında selâm verirdi. Oradaki ölülerin ziyaretçileri tanıdıklarını, konuştukları sözü ve verdikleri selâmı da idrak ettiklerini yine Efendimiz (asv) haber vermişlerdir. (bk. Zebîdî, İthâfü's-sâde, X, 365)

Buna göre, okunan manevi sözlerden vefat etmiş müminlerin ruhları da etkilenebilir ve okuyana sevap kazandırabilirler. Ancak soruda geçen anlamda bir hadis rivayeti bulamadık.

/sorularlaislamiyet
 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
70 yaşında iman ehli bir kardeşinizim. Ezanın kulakları sağır edecek kadar yüksek sesle (hoperlodan okunması) hariç rahatsız olmak aklımın köşesinden bile bugüne kadar geçmemiştir. Geçen sene ramazanla birlikte semtimize de bir hoperlo konuldu. Iyi de oldu. çünki, bazı hava şartlarında ezan sesini duyabilmek için kapı önüne çıkarak ezanın okunuşunu dinlemek istiyordum.
Okunan ezanlar, şimdiye kadar alıştığımız ezan bir tarafa, acaip, sonu gelmeyen uzatmalar, anlaşılan imamlar ses sanatkarlarına taş çıkaracak şekilde telafuzlar beni istemesem de çok rahaksız etti. Peygamberimiz zamanında ezanın nasıl okunduğu konusunda bir bilgi var mı? 70 sene duymadığımız bu ezanlar neden? Ezan suistimal mi ediliyor? Eğer böyle bir niyet var ise, ben, bütün iman emli kardeşlerimle yüce yaratan allahıma sığınıyorum.


Ezanı makamla okumak, örneğin sabah ezanının saba makamında okunması bidat mıdır?

Değerli kardeşimiz;
Sadece saba makamı değil, diğer bir çok makamlar da saadet asrında uygulanmadıkları noktasından hareketle bunların bidat olduğu, yani daha sonra meydana çıktığı söylenebilir.

Ancak bunun bid’a-yı seyyie mi, yoksa bid’a-yı hasene mi yani dinin hoş görmediği bir yenilik mi yoksa hoş gördüğü bir yenilik mi olduğunu söylemek kolay değildir. Nitekim Peygamber efendimiz zamanında minareler yoktu. Ancak daha sonra yapılan minareler İslamın şiarı haline gelmiş, bütün İslam alemi tarafından kabul görmüştür.

Fıkıh kitaplarında meşhur olan ifadesiyle “temtit” yani ezanı aşırı uzatmak mekruh görülmüştür(bk. Nevevî, el-Mecmu’, 3/108).

Alimlerin belirttiğine göre, ezan sözlerinin tam anlaşılmasına engel olan “Telhîn” yapmak/aşırı uzatmak, nağmeler yapmak da mekruhtur(Nevevi, a.g.e, 3/110; V. Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslamî,1/551).

Ezan okuyan müezzinin gür ve güzel sesli olması müstehaptır. Rivayete göre, Peygamberimiz Ezanla ilgili rüyayı gören Abdullah b. Zeyd’in değil, sesi gür olan Hz. Bilal’in ezan okumasını tercih etmiştir. Başka bir zamanda da, 20 sahabinin seslerine bakmış, aralarında en gür ve güzel sesli olan Ebu Mahzure’ye ezanı talim etmiştir(V. Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, 1/545).

Bu açıklamalardan anlaşılıyor ki, ezanın sözlerinin anlaşılmasına engel olmayan nağmelerle, çok aşırı olmayan uzatmalarla, özellikle dinleyenler üzerinde olumlu etki meydana getiren güzel makamlarla ezan okumakta bir sakınca yoktur.

Zaman da büyük bir müfessirdir, kaydını gösterse itiraz edilmez. Buna göre her tarafta güzel ve gür seslerle seslendirilen nağmeler duymaya alışık olan bu günkü insanların kulağına güzel ve gür sesle, nağmeli makamlarla Ezan-ı Muhammediyi dinletmek bidat da olsa, bir bid’a-yı hasene olduğunu düşünüyoruz.

Bu gün İslam aleminin her tarafında değişik makamlarda ezanın okunması, İslam alimlerinin buna cevaz verdiğinin bir göstergesidir. Yeter ki Ezanın vakarına, azametine, şanına ve mehabetine halel getirmesin, bir şarkı-türkü gibi okunmasın..

/Sorularla İslamiyet
 
Üst