Fahr:
Övünme. Yaptığını sayarak övünme. Övülmeye sebeb olacak kimse. Fazilet. Büyüklük. Şeref.
Fahr-i kâinât:
(Fahr-i Âlem, Zübde-i Kâinat, Seyyid-i Kâinat) Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (A.S.M.) nâmları. Bütün âlemin kendisi ile şeref bulduğu, iftihar ettiği Hz. Muhammed (A.S.M.). (Bak: Mefhar)
Fahrî:
Karşılıksız olarak. Parasız olarak.
* İftiharla. Övünerek.
Fahriye:
Bir kimsenin kendini medih için söylediği söz veya şiir. Fahre mensub ve müteallik olan.
Fahriyyen:
Gönülden isteyerek. Karşılıksız olarak.
K:Yeni Lûgat
Övünme. Yaptığını sayarak övünme. Övülmeye sebeb olacak kimse. Fazilet. Büyüklük. Şeref.
Fahr-i kâinât:
(Fahr-i Âlem, Zübde-i Kâinat, Seyyid-i Kâinat) Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (A.S.M.) nâmları. Bütün âlemin kendisi ile şeref bulduğu, iftihar ettiği Hz. Muhammed (A.S.M.). (Bak: Mefhar)
Fahrî:
Karşılıksız olarak. Parasız olarak.
* İftiharla. Övünerek.
Fahriye:
Bir kimsenin kendini medih için söylediği söz veya şiir. Fahre mensub ve müteallik olan.
Fahriyyen:
Gönülden isteyerek. Karşılıksız olarak.
K:Yeni Lûgat