
FATİH SULTAN MEHMED
Fâtih Sultan Mehmed Han devrinde memleketin her tarafında, her karış toprağında adalet, hak ve hukuk hakim durumda idi. Kanun önünde bütün insanlar eşitti.
Zengin ile fakir, sultan ile köylü aynı hakka sahipti. Gayr-i müslimlerin haklarına ise, onları vedîatullah, yani devlete Allah tarafından emanet edilmiş, korunmaya muhtaç kimseler olarak kabul olunduklarından daha çok riayet edilirdi. Bu yüzden gayr-i müslimleri hiç kimse incitmezdi. Osmanlı'nın bu adaletini gören hıristiyanlar, onlara adeta aşık oldular. Bilhassa Rumeli'deki fütuhatın sür 'atle genişlemesinde bu dillere destan Osmanlı adaleti pek müessir olmuştur.
Osmanlı Devleti'nde iffet ve namus da teminat altında idi. Fâtih, Bosna'nın fethinden sonra çıkarttığı bir fermanda:
"Sakın ola, Sırp kızları su almak için çeşme başlarına geldiklerinde, askerlerim oralarda bulunmayalar!.." demesi de, İmparatorluktaki iffet ve namus teminatının bir tezahürüdür. Fâtih bu fermanı ile, hem askerlerini, hem de teminatı altındaki hıristiyan teb'anın kızlarının iffetini muhafaza etmiş oluyordu.
alıntı