Fer:
f. Işık, parlaklık, zinet, süs.
* Fazl ve vakar.
* İktidar; şevket, kuvvet.
Fer-i devlet:
Devletin kuvveti, devletin nüfuzu.
Fer':
Şube, kol. İkinci derecede olan. Dal budak.
* Bir aslın neticesi.
* Bir cemaatın şerefli ve daha meşhuru.
* Kazancı olan mukayyed mal. Hâzır ve muhâfaza altında olan.
* Yükseğe çıkmak ve iki nizalı olanın arasına girip ıslah etmek.
* Asıl mes'eleden kollara ayrılmış olan mesele. (L.R.)
* İki okçu tarafından atılan oklardan, bir fazla ok isabet ettirilmesi yerinde kullanılır bir tabirdir. Ok atanlar, bazı defa iki kişi değil, herbiri birkaçar kişiden terekküb etmek üzere iki taraf olduğu surette, taraflardan birinin fazla isabet ettirmesine de fer' denilirdi. (O.T.D.S.)
Fer:
(Ferr) Geri çekilme, kaçma, firar.
K:Yeni Lûgat
f. Işık, parlaklık, zinet, süs.
* Fazl ve vakar.
* İktidar; şevket, kuvvet.
Fer-i devlet:
Devletin kuvveti, devletin nüfuzu.
Fer':
Şube, kol. İkinci derecede olan. Dal budak.
* Bir aslın neticesi.
* Bir cemaatın şerefli ve daha meşhuru.
* Kazancı olan mukayyed mal. Hâzır ve muhâfaza altında olan.
* Yükseğe çıkmak ve iki nizalı olanın arasına girip ıslah etmek.
* Asıl mes'eleden kollara ayrılmış olan mesele. (L.R.)
* İki okçu tarafından atılan oklardan, bir fazla ok isabet ettirilmesi yerinde kullanılır bir tabirdir. Ok atanlar, bazı defa iki kişi değil, herbiri birkaçar kişiden terekküb etmek üzere iki taraf olduğu surette, taraflardan birinin fazla isabet ettirmesine de fer' denilirdi. (O.T.D.S.)
Fer:
(Ferr) Geri çekilme, kaçma, firar.
K:Yeni Lûgat