Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile sonunda. ”O” (celle celaluhu) kimsenin bilmediği patikalar açar. Sen şu an göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri vardır. Şükret! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi dilediği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.
Dünya gemisi üzerinde her an seyahat eden insanın, ben âhirete gitmem, demesi ne kadar ahmakânedir
Bu gemi âhirete gitmektedir
Gitmemeye kudreti yeten var ise, buyursun aşağı insin!
Uzaklık mı..? O bizim için değil dost! Biz yürek devletiyiz ötelere uzanan… Açarız avucumuzu, Dostlarla o dem yürek yüreğe konuşuruz. Gözyaşımız vardır bizi ayakta tutan, Bir de gönül selamımız. Dost için geceleri tatlı uykumuzu böleriz. Dost için secdeye kapanır dua ederiz. Dostun muhabbetiyle gelir hak selamı, Bize en güzel hediye dost kelamı.
Muhammed İkbal şöyle feryâd ederdi:
Yazıklar olsun!
Artık aşkın vecdi ve heyecanı kalmadı…
Artık Müslümanların damarlarındaki kan dahi kurudu.
Namazlara bakın; saflar eğri, secdeler ruhsuz,
kalplerde huzur yok!
İçten gelen o ilâhî cezbe kaybolmuş! ..’
Ey ihsanları bitmek tükenmek bilmeyen ve kullarını lütuf sağanaklarıyla sırılsıklam hale getiren Yüceler Yücesi Rabbimiz! Ne kadar belâ, musîbet ve hastalık varsa, Sen bizi, onların tamamından muhafaza buyur!
Hz. Eyyûb’un hastalığı afiyet haline dönüşünce, o gece seher vaktinde bir âh eyledi.Sebebini sorduklarında;
“Her gece seher vaktinde <Ey bizim hastamız nasılsın?> diye ses duyardım.
Şimdi o vakit geldi; <Ey sıhhatli kulumuz nasılsın?> sesini duyamadım.
Onun için ağlıyorum” buyurdu.