Gıybet Denen Kötü Şeyden Sakının
"Ey insanlar!... Birbirinizin gıybetini yapmayınız. İçinizden her hangi biri ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı! İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun" (Hucurât 49/12)
“Kim ki yanında Müslüman kardeşinin gıybeti yapıldığı halde, gücü yeterken ona yardım etmezse, Allah onu dünya ve ahirette zelil kılar” (Camiu’s-Sağîr, no: 8489)
“Kim bir Mümini bir gıybet edene karşı himaye ederse (korursa), Allah da onun için kıyamet günü etini Cehennem ateşinden koruyacak bir melek gönderir. Kim de Müslüman’a kötülenmesini dileyerek bir iftira atarsa Allah onu kıyamet günü Cehennem köprülerinden birinin üstünde söylediğinin (günahından paklanıp) çıkıncaya kadar hapseder.” (Ebû Dâvûd, Edeb 41)
"Ey kalbiyle değil, sadece diliyle iman edenler topluluğu! Müslümanların gıybetini yapmayınız, ayıplarını araştırmayınız. Zira kim kardeşinin ayıp ve kusurlarını araştırırsa Allah da onun kusurlarını araştırır. Allah, kimin kusurunu araştırırsa onu evinin içinde bile olsa rezil ve rüsva eder." (Ebû Dâvud, İbn Ebî Dünya)
"Gıybet odur ki, gıybet edilen adam hazır olsaydı ve işitseydi, kerahet edip darılacaktı. Eğer doğru dese, zaten gıybettir. Eğer yalan dese, hem gıybet, hem iftiradır; iki katlı çirkin bir günahtır."
"Gıybet, ehl-i adâvet ve haset ve inadın en çok istimal ettikleri alçak bir silâhtır. İzzet-i nefis sahibi, bu pis silâha tenezzül edip istimal etmez." (Bediüzzaman - Mektubat)
"Ey insanlar!... Birbirinizin gıybetini yapmayınız. İçinizden her hangi biri ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı! İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun" (Hucurât 49/12)
“Kim ki yanında Müslüman kardeşinin gıybeti yapıldığı halde, gücü yeterken ona yardım etmezse, Allah onu dünya ve ahirette zelil kılar” (Camiu’s-Sağîr, no: 8489)
“Kim bir Mümini bir gıybet edene karşı himaye ederse (korursa), Allah da onun için kıyamet günü etini Cehennem ateşinden koruyacak bir melek gönderir. Kim de Müslüman’a kötülenmesini dileyerek bir iftira atarsa Allah onu kıyamet günü Cehennem köprülerinden birinin üstünde söylediğinin (günahından paklanıp) çıkıncaya kadar hapseder.” (Ebû Dâvûd, Edeb 41)
"Ey kalbiyle değil, sadece diliyle iman edenler topluluğu! Müslümanların gıybetini yapmayınız, ayıplarını araştırmayınız. Zira kim kardeşinin ayıp ve kusurlarını araştırırsa Allah da onun kusurlarını araştırır. Allah, kimin kusurunu araştırırsa onu evinin içinde bile olsa rezil ve rüsva eder." (Ebû Dâvud, İbn Ebî Dünya)
"Gıybet odur ki, gıybet edilen adam hazır olsaydı ve işitseydi, kerahet edip darılacaktı. Eğer doğru dese, zaten gıybettir. Eğer yalan dese, hem gıybet, hem iftiradır; iki katlı çirkin bir günahtır."
"Gıybet, ehl-i adâvet ve haset ve inadın en çok istimal ettikleri alçak bir silâhtır. İzzet-i nefis sahibi, bu pis silâha tenezzül edip istimal etmez." (Bediüzzaman - Mektubat)