Ey Allah’ım…
Sana bu mektubu kalbi yaşlı pişman bir gönül ile yazıyorum…
Senin bana ettiğin o yüce fedâkârlıklara ben hep isyan ile haram ile günâh ile karşılık verdim…
Senden gâfil olmadım amma; seni de tam bilemedim.
Allah’ım…
Sözünü duysam da hayatıma geçiremedim..
Senin sözün üstüne söylenenleri kendime kılavuz belledim..
Bilemedim ki senin sözünden öte söz yokmuş âlemde…
Ey yetimlerin yâreni..
Ben, senin yalnızca bir varlık olduğunu ve senin yalnızca yöneten sıfatını bilmişim bu küçük beynimle..
Oysa sen, herkesin anası, babası, yâreni olurmuşsun..
Kimsesizler senin yanında huzûr bulur,
Minicik yetim yavrular, sana duâ'larla buluşurmuş anasıyla babasıyla…
Ey gözümdeki yalan görüntülerin tek gerçeği…
Ben, seni düşünememişim..
Nimetlerine şükürsüz kalmış..
Kaybolmuşum…
Bu kadar güzellik içinde ben hep en kötüye el uzatmış senin rızanı hep göz ardı etmişim…
Ey gecelerin Nur’u!
Seni bu boş aklımdan da çıkarmışım bazı zamanlar…
Faydasız ne kadar iş var ise gözüme hep güzel görünmüş
Oysa, oysa senin o güzel Nûr’un sabredenlerle berabermiş..
Bilememişim..
Anlayamamışım..
Ey Sözlerin en güzelini, en anlamlısını söyleyen Güzel Allah’ım…Senin o en sevgiliyle bize ulaştırdığın güzel sözlerini iki harf olarak görmüş bu kör gözler..
Oysa senin o kelâmın..
Senin o güzel harflerin…
Harften öte alemdeki en güzel rûhânî çizgilerin..
Bakıldığında insana kor ateşler düşürürmüş..
Bilememişim…
Ey yaptıklarımı bilen, unutmayan ve tekrar bana izlettirecek olan Allah’ım
Bugüne kadar senden bi-haber dolaşan bu kulunu affet…
Ben, SEN'in kulun olma şerefini bilemedim..
Amma.. Amma, senin o müjdenle şimdi yeniden hayat buldum!
Sen; dersin ki bu bi-çâre kullarına;
«Diğerleri ise günahlarını itiraf ettiler, iyi bir ameli diğer kötü bir amelle karıştırdılar. (Tevbe ederlerse) umulur ki Allah onların tövbesini kabul eder. Çünkü Allah çok bağışlayan, pek esirgeyendir.» ( Tevbe 102 )
Bilen Sensin; amma ben, yine de o hesap günü gelmeden tüm günâhlarımı itirâf ediyor ve senden bağışlanma bekliyorum…
Rab’bim…
Günâhlarımın o çirkin yüzünden senin o Nûr güzelliğine sığınırım…
O hesap gününde beni utanacağım günahlarımla hesaba çekme…
Tevbe ettim Allah’ım…
Ve bu mektubu Dualârla sana gönderiyorum…
Kâbûl eyle…
AMİN SÜMME AMİN
Sana bu mektubu kalbi yaşlı pişman bir gönül ile yazıyorum…
Senin bana ettiğin o yüce fedâkârlıklara ben hep isyan ile haram ile günâh ile karşılık verdim…
Senden gâfil olmadım amma; seni de tam bilemedim.
Allah’ım…
Sözünü duysam da hayatıma geçiremedim..
Senin sözün üstüne söylenenleri kendime kılavuz belledim..
Bilemedim ki senin sözünden öte söz yokmuş âlemde…
Ey yetimlerin yâreni..
Ben, senin yalnızca bir varlık olduğunu ve senin yalnızca yöneten sıfatını bilmişim bu küçük beynimle..
Oysa sen, herkesin anası, babası, yâreni olurmuşsun..
Kimsesizler senin yanında huzûr bulur,
Minicik yetim yavrular, sana duâ'larla buluşurmuş anasıyla babasıyla…
Ey gözümdeki yalan görüntülerin tek gerçeği…
Ben, seni düşünememişim..
Nimetlerine şükürsüz kalmış..
Kaybolmuşum…
Bu kadar güzellik içinde ben hep en kötüye el uzatmış senin rızanı hep göz ardı etmişim…
Ey gecelerin Nur’u!
Seni bu boş aklımdan da çıkarmışım bazı zamanlar…
Faydasız ne kadar iş var ise gözüme hep güzel görünmüş
Oysa, oysa senin o güzel Nûr’un sabredenlerle berabermiş..
Bilememişim..
Anlayamamışım..
Ey Sözlerin en güzelini, en anlamlısını söyleyen Güzel Allah’ım…Senin o en sevgiliyle bize ulaştırdığın güzel sözlerini iki harf olarak görmüş bu kör gözler..
Oysa senin o kelâmın..
Senin o güzel harflerin…
Harften öte alemdeki en güzel rûhânî çizgilerin..
Bakıldığında insana kor ateşler düşürürmüş..
Bilememişim…
Ey yaptıklarımı bilen, unutmayan ve tekrar bana izlettirecek olan Allah’ım
Bugüne kadar senden bi-haber dolaşan bu kulunu affet…
Ben, SEN'in kulun olma şerefini bilemedim..
Amma.. Amma, senin o müjdenle şimdi yeniden hayat buldum!
Sen; dersin ki bu bi-çâre kullarına;
«Diğerleri ise günahlarını itiraf ettiler, iyi bir ameli diğer kötü bir amelle karıştırdılar. (Tevbe ederlerse) umulur ki Allah onların tövbesini kabul eder. Çünkü Allah çok bağışlayan, pek esirgeyendir.» ( Tevbe 102 )
Bilen Sensin; amma ben, yine de o hesap günü gelmeden tüm günâhlarımı itirâf ediyor ve senden bağışlanma bekliyorum…
Rab’bim…
Günâhlarımın o çirkin yüzünden senin o Nûr güzelliğine sığınırım…
O hesap gününde beni utanacağım günahlarımla hesaba çekme…
Tevbe ettim Allah’ım…
Ve bu mektubu Dualârla sana gönderiyorum…
Kâbûl eyle…
AMİN SÜMME AMİN