SORU
Günümüzdeki laiklik acaba dinimizle çatışmakta mıdır?
CEVAP
Değerli kardeşimiz;
Günümüzdeki laiklik, bütün dünyada farklı kesimlerin farklı zihniyetlerine paralellik göstermektedir. Dine karşı alerjileri olanlar, bunu dine karşı kullanmak istiyorlar. Dine karşı saygılı olan kesimin de bunu bütün dinlere karşı saygılı bir fenomen olarak algılamaları normaldir.
Anayasadaki ifadelere bakılırsa, devlet, laiklik ilkesiyle bütün dinlere karşı aynı mesafede durmayı, dinsizlere karışmadığı gibi, dindarlara da karışmamayı taahhüt eden bir görünüm sergilemektedir.
Buna göre, devlet laik olabilir, fakat fertler laik olamaz. Çünkü bir fert söz gelimi "Ben Müslüman değilim." veya "Filan dinden değilim." dediği zaman, "Ben dinsizim." demek istemiş olacaktır. Bireyler, din-dinsizlik perspektifinde tarafsız olamazlar. Dini olmayanın yeri dinsizliktir. Mantık açısından bunun başka izahı yoktur. Oysa, küfre razı olmak küfrün ta kendisidir.
Demek ki, fertler laik olamazlar. Ya dinsiz veya dindar olurlar. Ancak bazen az da olsa, devletin laiklik ilkesine taraftar olduğunu ifade etmek için "ben laikim" diyenler de çıkıyor. Yoksa, bizzat bir birey olarak kendilerini hem bir dine bağlı hem de laik olarak görenlerin bu tavırlarını cehaletlerine vermek gerekir.
Devlet bir kurum olarak, böyle bir prensibi benimsemişse, onun da görevi, hangi dine bağlı olursa olsun bütün din mensubu ve dinsiz olan vatandaşlarına karşı tarafsız olmaktır. Ve onların bu özgürlüklerine despotça yaklaşımlarda bulunmaması esastır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, laiklik yabancı kültürden bize geçmiş bir fenomendir. Kişilerin veya grupların kendi zihniyetlerine göre, dinimizle çatışan veya barışan bir esnekliğe sahip olarak şekillenebilmektedir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
Günümüzdeki laiklik acaba dinimizle çatışmakta mıdır?
CEVAP
Değerli kardeşimiz;
Günümüzdeki laiklik, bütün dünyada farklı kesimlerin farklı zihniyetlerine paralellik göstermektedir. Dine karşı alerjileri olanlar, bunu dine karşı kullanmak istiyorlar. Dine karşı saygılı olan kesimin de bunu bütün dinlere karşı saygılı bir fenomen olarak algılamaları normaldir.
Anayasadaki ifadelere bakılırsa, devlet, laiklik ilkesiyle bütün dinlere karşı aynı mesafede durmayı, dinsizlere karışmadığı gibi, dindarlara da karışmamayı taahhüt eden bir görünüm sergilemektedir.
Buna göre, devlet laik olabilir, fakat fertler laik olamaz. Çünkü bir fert söz gelimi "Ben Müslüman değilim." veya "Filan dinden değilim." dediği zaman, "Ben dinsizim." demek istemiş olacaktır. Bireyler, din-dinsizlik perspektifinde tarafsız olamazlar. Dini olmayanın yeri dinsizliktir. Mantık açısından bunun başka izahı yoktur. Oysa, küfre razı olmak küfrün ta kendisidir.
Demek ki, fertler laik olamazlar. Ya dinsiz veya dindar olurlar. Ancak bazen az da olsa, devletin laiklik ilkesine taraftar olduğunu ifade etmek için "ben laikim" diyenler de çıkıyor. Yoksa, bizzat bir birey olarak kendilerini hem bir dine bağlı hem de laik olarak görenlerin bu tavırlarını cehaletlerine vermek gerekir.
Devlet bir kurum olarak, böyle bir prensibi benimsemişse, onun da görevi, hangi dine bağlı olursa olsun bütün din mensubu ve dinsiz olan vatandaşlarına karşı tarafsız olmaktır. Ve onların bu özgürlüklerine despotça yaklaşımlarda bulunmaması esastır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, laiklik yabancı kültürden bize geçmiş bir fenomendir. Kişilerin veya grupların kendi zihniyetlerine göre, dinimizle çatışan veya barışan bir esnekliğe sahip olarak şekillenebilmektedir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet