Harâb:
Viran. Issız. Yıkık. Perişan.
Harâb-âbâd:
f. Harabiyetle dolu olan yer. Tam harabe.
Harâbât:
f. Harabiyetle dolu olan yer. Tam harabe.
Harâbe:
Harab yer. Şehir veya ev yıkıntısı. Perişan yerler.
(Meselâ, bu biçareSaid, Van’da ders-i hakaik-i Kur’âniye ile meşgul olduğum miktarca, Şeyh Said hâdisâtı zamanında vesveseli hükûmet, hiçbir cihette bana ilişmedi ve ilişemedi. Vakta ki neme lâzım dedim, kendi nefsimi düşündüm, âhiretimi kurtarmak için Erek Dağında harabe mağara gibi bir yere çekildim. O vakit sebepsiz beni aldılar, nefyettiler; Burdur’a getirildim.B.L)
Harâbezâr:
f. Viranelik. Yıkıntı yeri.
Harâbiyet:
(Harabî) Yıkılma. Yıkılış. Parçalanıp dağılış. Zillet ve sefalet içinde.
(Ve keza,kâinatın bir ağacı ölümden, dağılmaktan halâs olmadığı gibi, şecere-i hilkatten olan kâinat silsilesinin de harabiyetten kurtuluşu yoktur. Evet, eğer kâinat ömr-ü fıtrîsinden evvel haricî bir tahribata veya Sânii tarafından bir hedm ve kıyamete maruz kalmasa bile, fennî bir hesapla, kâinatın öyle bir günü gelecektir ki,
1اِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ ve
2اِذَا السَّمَاۤءُ انْشَقَّتْ gibi âyetlere mâsadak olacaktır ve insan-ı kebir denilen koca kâinat, şu boşluğu sekeratının bağırtılarıyla dolduracaktır.S.)
K:Yeni Lûgat
Viran. Issız. Yıkık. Perişan.
Harâb-âbâd:
f. Harabiyetle dolu olan yer. Tam harabe.
Harâbât:
f. Harabiyetle dolu olan yer. Tam harabe.
Harâbe:
Harab yer. Şehir veya ev yıkıntısı. Perişan yerler.
(Meselâ, bu biçareSaid, Van’da ders-i hakaik-i Kur’âniye ile meşgul olduğum miktarca, Şeyh Said hâdisâtı zamanında vesveseli hükûmet, hiçbir cihette bana ilişmedi ve ilişemedi. Vakta ki neme lâzım dedim, kendi nefsimi düşündüm, âhiretimi kurtarmak için Erek Dağında harabe mağara gibi bir yere çekildim. O vakit sebepsiz beni aldılar, nefyettiler; Burdur’a getirildim.B.L)
Harâbezâr:
f. Viranelik. Yıkıntı yeri.
Harâbiyet:
(Harabî) Yıkılma. Yıkılış. Parçalanıp dağılış. Zillet ve sefalet içinde.
(Ve keza,kâinatın bir ağacı ölümden, dağılmaktan halâs olmadığı gibi, şecere-i hilkatten olan kâinat silsilesinin de harabiyetten kurtuluşu yoktur. Evet, eğer kâinat ömr-ü fıtrîsinden evvel haricî bir tahribata veya Sânii tarafından bir hedm ve kıyamete maruz kalmasa bile, fennî bir hesapla, kâinatın öyle bir günü gelecektir ki,
K:Yeni Lûgat