Hasb:
(Haseb) Birisinin sülâlesi cihetinden iftihar yolu ile saydığı iyilik. Mal, din, millet. Kerem, fiil ve amelde yüksek şeref, iyi iş, sâlih amel. Şeref, asalet, şan, kadr ve haysiyet.
* Dolayı, cihetiyle, gereğince.
Hasb-el beşeriyye:
İnsanlık hali olarak, insanlık dolayısıyla.
Hasb-el hamiye:
Hamiyet icabı, hamiyet için.
Hasb-el kader:
Kader cihetiyle.
(Malûmdur ki, insan, hasbelkader çok yollara sülûk eder. Ve o yolda çok musibet ve düşmanlara rast gelir. Bazan kurtulursa da, bazan da boğulur. Ben de kader-i İlâhînin sevkiyle pek acip bir yola girmiştim. Ve pek çok belâlara ve düşmanlara tesadüf ettim. Fakat acz ve fakrımı vesile yaparak Rabbime iltica ettim. İnayet-i ezeliye, beni Kur’ân’a teslim edip, Kur’ân’ı bana muallim yaptı. İşte, Kur’ân’dan aldığım dersler sâyesinde o belâlardan halâs olduğum gibi, nefis ve şeytanla yaptığım muharebelerden de muzafferen kurtuldum.M.)
Hasb-el îcâb:
Durum icabı olarak, hâl ve durum iktiza ettiği için, durum dolayısıyla.
Hasb-el iktiza:
İktiza ettiği için, gerektiğinden dolayı.
Hasb-el lüzum:
İcabettiği için.Gerektiği gibi.
Hasb-el mevsim:
Mevsime göre.
K:Yeni Lûgat
(Haseb) Birisinin sülâlesi cihetinden iftihar yolu ile saydığı iyilik. Mal, din, millet. Kerem, fiil ve amelde yüksek şeref, iyi iş, sâlih amel. Şeref, asalet, şan, kadr ve haysiyet.
* Dolayı, cihetiyle, gereğince.
Hasb-el beşeriyye:
İnsanlık hali olarak, insanlık dolayısıyla.
Hasb-el hamiye:
Hamiyet icabı, hamiyet için.
Hasb-el kader:
Kader cihetiyle.
(Malûmdur ki, insan, hasbelkader çok yollara sülûk eder. Ve o yolda çok musibet ve düşmanlara rast gelir. Bazan kurtulursa da, bazan da boğulur. Ben de kader-i İlâhînin sevkiyle pek acip bir yola girmiştim. Ve pek çok belâlara ve düşmanlara tesadüf ettim. Fakat acz ve fakrımı vesile yaparak Rabbime iltica ettim. İnayet-i ezeliye, beni Kur’ân’a teslim edip, Kur’ân’ı bana muallim yaptı. İşte, Kur’ân’dan aldığım dersler sâyesinde o belâlardan halâs olduğum gibi, nefis ve şeytanla yaptığım muharebelerden de muzafferen kurtuldum.M.)
Hasb-el îcâb:
Durum icabı olarak, hâl ve durum iktiza ettiği için, durum dolayısıyla.
Hasb-el iktiza:
İktiza ettiği için, gerektiğinden dolayı.
Hasb-el lüzum:
İcabettiği için.Gerektiği gibi.
Hasb-el mevsim:
Mevsime göre.
K:Yeni Lûgat