Hâtif:
Gayıptan haber veren cinnî.
* Sesi işitilen ve kendisi görülmeyen, seslenici. Ses verici, çağırıcı.
(Hem kâhinler gibi, “hâtif” denilen, şahsı görünmeyen ve sesi işitilen cinnîler,Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın geleceğini mükerreren haber vermişler.
Ezcümle, Zeyyab ibnü’l-Hâris’e, hâtif-i cinnî böyle bağırmış, onun ve başkasının sebeb-i İslâmı olmuş:
ياَ ذَيَابُ ياَ ذَيَابُ اِسْمَعِ الْعَجَبَ الْعُجَابَ
بُعِثَ مُحَمَّدٌ بِالْكِتَابِ يَدْعُو بِمَكَّةَ فَلاَ يُجَابُ
3
Yine bir hâtif-i cinnî, Sâmia bin Karreti’l-Gatafânî’ye böyle bağırmış, bazılarını imana getirmiştir:
جَاءَ الْحَقُّ فَسَطَعَ وَدُمِّرَ باَطِلٌ فَانْقَمَعَ
4 Mektûbat)
Dipnot-3
“Ey Zeyâb, ey Zeyâb! Acaibin en acibine kulak ver: Muhammed kitapla gönderildi; Mekke ahalisini çağırıyor, ama onu dinlemiyorlar.” Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1:335-337; Süyûtî, el-Hasâisü’l-Kübrâ, 1:358; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 181.
Dipnot-4
“Hak geldi, nur saçtı. Bâtıl ise, mahvoldu, kökü kazındı.” Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:748; Süyûtî, el-Hasâisü’l-Kübrâ, 1:252.
K:Yeni Lûgat
Gayıptan haber veren cinnî.
* Sesi işitilen ve kendisi görülmeyen, seslenici. Ses verici, çağırıcı.
(Hem kâhinler gibi, “hâtif” denilen, şahsı görünmeyen ve sesi işitilen cinnîler,Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın geleceğini mükerreren haber vermişler.
Ezcümle, Zeyyab ibnü’l-Hâris’e, hâtif-i cinnî böyle bağırmış, onun ve başkasının sebeb-i İslâmı olmuş:
ياَ ذَيَابُ ياَ ذَيَابُ اِسْمَعِ الْعَجَبَ الْعُجَابَ
بُعِثَ مُحَمَّدٌ بِالْكِتَابِ يَدْعُو بِمَكَّةَ فَلاَ يُجَابُ
Yine bir hâtif-i cinnî, Sâmia bin Karreti’l-Gatafânî’ye böyle bağırmış, bazılarını imana getirmiştir:
جَاءَ الْحَقُّ فَسَطَعَ وَدُمِّرَ باَطِلٌ فَانْقَمَعَ
Dipnot-3
“Ey Zeyâb, ey Zeyâb! Acaibin en acibine kulak ver: Muhammed kitapla gönderildi; Mekke ahalisini çağırıyor, ama onu dinlemiyorlar.” Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1:335-337; Süyûtî, el-Hasâisü’l-Kübrâ, 1:358; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 181.
Dipnot-4
“Hak geldi, nur saçtı. Bâtıl ise, mahvoldu, kökü kazındı.” Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:748; Süyûtî, el-Hasâisü’l-Kübrâ, 1:252.
K:Yeni Lûgat