Çok
Sıkıldım yine
Dolaşmak istiyorum
Kendi derlerimin serinliğinde
Yutkunmalarımın
Sensizliğinde, yumruklaşan
Parmaklarımın dinmeyen hazin çilesiyle
Sana sevgimi
Anlatamamanın hicranıyla
Sendeki duyarsız kalan zarif yüreğine
Kimseye
Bir şey söyleyememenin
Üzüntüsüyle, dalgaların efkârından
Yükselen
Nağmeyle, halimin hazanlaşan
Sakinliğinde, çok uzaklarda ki ümidimle
Söz vermiştik,
Her ne olursa da asla
Bizi vazgeçiremez kimse demiştik
Biz
Birbirimizin
Adeta ruh ikiziydik
Düşüncelerimizi
Tuval üzerine resmederken,
Renklerin izlerinden giderken,
Kalbin
Sahibini bilirken,
Nasip olmasına bu kadar yakınken
Birden
Fırçandan akseden
Resimlerde kara bulutların,
Gün
Batımının, hazanın,
Hüznün çizgileri ağır basıyordu.
Yemyeşil baharı
Güze çeviriyor, umutları
Dalgaların hırçınlığına emanet ediyor,
Zarifçe
Yağan yağmuru
Afete dönüştürüyordun.
Bu zaman
Diliminde sessizliğimi koruyor
Ve seni anlamaya çalışıyordum,
Fevkalade
Naif hislerinizin
Duyarlılığını bildiğim için,
Yüreğine inmek,
Seni o kapkaranlık vehimlerden
Bir hışımla
Çekip umudun vadisinde çay
İkram etmeyi o kadar çok diliyordum ki
Ama sen
Sadece hazin bir nazarla
Gözlerimden her zaman ışık saçan,
Yüreğimi bağlayan
Nazarlarını saklıyordun,
Bir türlü efkârını anlatamıyordun,
Darağacına
Mahkûm edilen
Suçsuz bir yareni resmediyordun
Kime
Neye kızacağımı,
Halini nasıl anlayacağımın
İpuçlarını bir türlü vermiyordun,
Kaderine
Teslim olmuş bir
Mürebbinin sakinliğinde,
Gözyaşlarının refakatiyle seyrediyordun
Dünyayı
Karşıma almayı göze
Almamanın bahanesi olur mu
Nefeslerin
Hükmünden arî olunur mu
Ömrün
kalanıyla hayat solunur mu
Hak aşkına
Aşka pranga vurulur mu
Anlat
Ne olur susma,
Suskunluğunu yüreğine kusama
Kalbini
Şeksiz şüphesiz bir anla
İtminanlık
İçinde ruhuna uzansana,
Bir
Nefsin sahibi olarak
Mizan senin uğrunda
Ne derler,
Vehimler, icbar edenler
Reddiye çekenler olmayacaklar yanında
Mustaaf CİLASUN