RESSAM
Hz. Mevlana mürîdesi Gürcü Hatun'un paşa olan beyi, Kayseri'ye ta'yin olur. Gürcü Hatun, Selçuklu sarayının meşhur ressam ve nakkaşı Aynü'd-Devle'yi Hz. Mevlana'ya gizlice resmini çizip kendisine getirmesi için gönderir. Ressam, gafilane huzura çıkıp vaziyeti Hz. Mevlana'ya anlatır. O da metebessim bir şekilde:
"Sana emredileni arzu ettiğin şekilde yerine getir." der.
Ressam çizmeye başlar. Fakat, her çizdiğinde kağıttakini ayrı, karşısındakini ayrı görür. Tam yirmi adet kağıt eskitir.
Sonunda da aynı netice olur. Ressamın san'atı, kendi çizgilerinin içinde kaybolur. Hz. Mevlana'nın ellerine kapanır:
"Bir dinin velisi böyle olursa, kimbilir nebisi nasıl olur?" diyerek, heyecan ve dehşet içinde kalır
Hz. Mevlana mürîdesi Gürcü Hatun'un paşa olan beyi, Kayseri'ye ta'yin olur. Gürcü Hatun, Selçuklu sarayının meşhur ressam ve nakkaşı Aynü'd-Devle'yi Hz. Mevlana'ya gizlice resmini çizip kendisine getirmesi için gönderir. Ressam, gafilane huzura çıkıp vaziyeti Hz. Mevlana'ya anlatır. O da metebessim bir şekilde:
"Sana emredileni arzu ettiğin şekilde yerine getir." der.
Ressam çizmeye başlar. Fakat, her çizdiğinde kağıttakini ayrı, karşısındakini ayrı görür. Tam yirmi adet kağıt eskitir.
Sonunda da aynı netice olur. Ressamın san'atı, kendi çizgilerinin içinde kaybolur. Hz. Mevlana'nın ellerine kapanır:
"Bir dinin velisi böyle olursa, kimbilir nebisi nasıl olur?" diyerek, heyecan ve dehşet içinde kalır