Peygamber Efendimize ilk vahyin nâzil olduğu mağara.
Hirâ aslında, Mekke'nin üç mil kuzeydoğusunda bir dağın adı olup bu dağdaki bir mağarada Peygamber efendimize ilk vahyin gelmesiyle İslam tarihinde meşhur olmuştur. İlk vahyin geldiği mekân oluşu sebebiyle bu dağa "Cebelü'n-nûr (Nur Dağı)" adı da verilir.
Peygamber efendimiz, risâlet görevinin kendisine verilmesinden önce, özellikle 35 yaşından sonra Mekke'nin şirk, ahlâksızlık, haksızlık ve zulümle dolu havasından sıyrılarak sık, sık Hirâ Dağı'ndaki bu mağaraya gidip uzlete çekiliyor, Hirâ Mağarası'nda kendisini Allah'a vererek O'nun varlığını, birliğini, kudret ve azametini; insanların aczini ve Allah'a olan ihtiyaçlarını, ama buna karşılık onların isyanını, ahlâksızlık ve sapıklıklarını tefekkür ederek Cenâb-ı Hakk'a ubûdiyette bulunuyordu. İşte bu şekilde Hak Teâlâ'ya kullukta bulunduğu anlardan birisinde kırk yaşında iken bu mağarada O'na ilk vahiy indirildi ve peygamberlik verildi.
Rasûlü Ekrem, peygamberliğinden sonra da bazan Hirâ Dağı'na gitmiştir. Meselâ bir defasında ashâbından bir grupla Hirâ'nın zirvesine çıkmış, bu sırada dağ sarsılıp sallanmaya başlamıştı. Bunun üzerine Peygamber efendimiz; "Sâkin ol, ey Hirâ! Şu anda senin üzerinde bulunanlar ya bir peygamber, ya bir sıddîk, ya bir şehittir" buyurmuştu (Müslim, Fedâilü's-Sahâbe, 50).
Hirâ Dağı'nda susuzluk sebebiyle hemen hemen hiç nebat ve ağaç mevcut değildir. Sadece çok az miktarda dikenli çalılar görülür. Hirâ Mağarası bugün dahi mevcûdiyetini korumakta olup hacca ve umreye gidenlerin ziyaret ettiği bir yerdir.
Ahmet ÖNKAL
Hirâ aslında, Mekke'nin üç mil kuzeydoğusunda bir dağın adı olup bu dağdaki bir mağarada Peygamber efendimize ilk vahyin gelmesiyle İslam tarihinde meşhur olmuştur. İlk vahyin geldiği mekân oluşu sebebiyle bu dağa "Cebelü'n-nûr (Nur Dağı)" adı da verilir.
Peygamber efendimiz, risâlet görevinin kendisine verilmesinden önce, özellikle 35 yaşından sonra Mekke'nin şirk, ahlâksızlık, haksızlık ve zulümle dolu havasından sıyrılarak sık, sık Hirâ Dağı'ndaki bu mağaraya gidip uzlete çekiliyor, Hirâ Mağarası'nda kendisini Allah'a vererek O'nun varlığını, birliğini, kudret ve azametini; insanların aczini ve Allah'a olan ihtiyaçlarını, ama buna karşılık onların isyanını, ahlâksızlık ve sapıklıklarını tefekkür ederek Cenâb-ı Hakk'a ubûdiyette bulunuyordu. İşte bu şekilde Hak Teâlâ'ya kullukta bulunduğu anlardan birisinde kırk yaşında iken bu mağarada O'na ilk vahiy indirildi ve peygamberlik verildi.
Rasûlü Ekrem, peygamberliğinden sonra da bazan Hirâ Dağı'na gitmiştir. Meselâ bir defasında ashâbından bir grupla Hirâ'nın zirvesine çıkmış, bu sırada dağ sarsılıp sallanmaya başlamıştı. Bunun üzerine Peygamber efendimiz; "Sâkin ol, ey Hirâ! Şu anda senin üzerinde bulunanlar ya bir peygamber, ya bir sıddîk, ya bir şehittir" buyurmuştu (Müslim, Fedâilü's-Sahâbe, 50).
Hirâ Dağı'nda susuzluk sebebiyle hemen hemen hiç nebat ve ağaç mevcut değildir. Sadece çok az miktarda dikenli çalılar görülür. Hirâ Mağarası bugün dahi mevcûdiyetini korumakta olup hacca ve umreye gidenlerin ziyaret ettiği bir yerdir.
Ahmet ÖNKAL