Hıristiyan kız, evleneceği Müslüman gencin dinine ne sebeple girdi?
AHMED ŞAHİN
Biz hep şunu söylüyoruz:
- Bir misyonerin, dinini bilen Müslüman’ı etkilemesi mümkün değildir. Çünkü Müslüman kendi dininde neyi bulamamış ki misyonerin etkisine girip Hıristiyan olsun da, orada eksiğini tamamlasın? Yok ki Müslüman’ın böyle bir eksiği. Hazreti Âdem’den başlayarak tüm peygamberleri ve İlahi kitapları kucaklayarak gelen İslam, geçmiş İlahi dinlerin tüm kutsallarını içine almış, onlara inanmayı da şart koşmuştur. Bu sebeple Müslüman, Hazreti İsa’ya da Hazreti Musa’ya da inanır, hiçbir doğruyu dışarıda bırakmaz.
Geçmişi böyle kucaklayışından dolayı İslam tamdır. Bu bakımdan tam olan İslam’dan Hıristiyanlığa dönüşü akıl da, mantık da, ilim de kabul etmez. Lakin eksik olandan tam olana yönelişi ilim de, akıl da, mantık da kabul eder. Bu sebeple şimdiye kadar bu farkı bilen hiçbir Müslüman tam olan kendi dinini bırakıp da eksik olan Hıristiyanlığa yönelme gereği duymamıştır.
Müfessir Toptaş Hocaefendi, Müslüman bir gencin Hıristiyan kızla evlenmesi olayında bu konuyu çok güzel bir üslupla açıklamıştır. Bu olayı özetleyerek arz etmek istiyordum.
Müslüman bir gençle Hıristiyan bir kız evlenmek istediklerini, ailelerinin ise buna izin vermediğini, bir yol göstermesi için geldiklerini anlatırlar. Toptaş Hoca:
- Sizin evlenmenize dinen bir engel yoktur. Ama aranızda sonra bir sorun çıkar mı, çıkmaz mı o size bağlı, der.
- Bize bağlı nasıl bir sorun çıkar, deyince de şöyle açıklar muhtemel sorunlarını:
- Çünkü, der. Bir yavrunuz olursa Müslüman bey, İbrahim ismini tercih eder. Hıristiyan hanım da Abraham’ı isterse sorun çıkar. Nitekim Müslüman, çocuğunu sünnet ettirmek ister. Hıristiyan da vaftiz ettirmeyi düşünürse hangisinde karar kılınacak? Sünnette mi, vaftizde mi? Yine sorun çıkar! En iyisi siz dininizi birleştirin, bu sorunlar kalksın aradan... Şaşırırlar bu son cümleye.
- Nasıl birleştireceğiz dinimizi? Bu mümkün mü, deyince, mümkün olduğunu şöyle açıklar. Der ki:
- Müslüman, Hıristiyan olamaz!. Zira Hıristiyanlığın içinde Müslümanlık yoktur. Ama Hıristiyan, Müslüman olabilir. Çünkü Müslümanlığın içinde Hıristiyanlık vardır. Kur’an’da hem Hz. İsa, hem de Hz. Musa ve onlara inen kitaplar vardır. Öyle olunca Hıristiyanlar Müslüman olmak istediklerinde kendi kitabını ve peygamberini inkâr etmeye mecbur olmazlar. Sadece Hazreti İsa’yı peygamber olarak gönderen Allah, Hazreti Muhammed’i de peygamber olarak göndermiştir. İncil’i kitap olarak gönderen Allah, Kur’an-ı Kerim’i de kitap olarak göndermiştir, diyerek İslam’a girer, kendi kutsalına ait bir inkârı söz konusu olmadan Müslüman olur. Böylece dininizi birleştirmiş olursunuz, bir engeliniz de kalmaz.
Bu açıklamadan sonra, “Bir düşünelim.” diyerek ayrılırlar. daha sonra Toptaş Hoca’ya bir telefon gelir:
- Hocam söylediklerinizi çok makul ve mantıklı bulduk. Gerçekten de baktık ki, İslam inancında Hz. İsa ve İncil’in aslı da vardır. Böylece Hıristiyan kızın Müslüman olması hiç de zor olmadı. İncil’in aslını ve Hz. İsa’yı inkâr etmeden Müslüman oldu. Bundan dolayı çok mutlu ve huzurluyuz. Müslüman olarak mutlu yuvamızı kurduk. Teşekkür ederiz verdiğiniz bu kurtarıcı bilgi için...
Toptaş Hoca, İslam’ın bu özelliğine dikkat çekerek:
- İslam, kendinden önce indirilmiş olan İlahi kitapları ve peygamberleri ayrım yapmadan tümüyle kabul ettiğinden dolayı Hıristiyanlar kolayca İslam’a girebilirler. Çünkü ne kitaplarını, ne de peygamberlerini inkâra mecbur olmazlar. Hatta Amerika ve Avrupa’nın İslam’ın bu kucaklayıcı özelliğinden dolayı uzak olmayan bir gelecekte İslam’la buluşmaları akıldan uzak ihtimal değildir.
Sayı: 232
Bölüm: Hayatın İçinden
Ailem dergisi.
AHMED ŞAHİN
Biz hep şunu söylüyoruz:
- Bir misyonerin, dinini bilen Müslüman’ı etkilemesi mümkün değildir. Çünkü Müslüman kendi dininde neyi bulamamış ki misyonerin etkisine girip Hıristiyan olsun da, orada eksiğini tamamlasın? Yok ki Müslüman’ın böyle bir eksiği. Hazreti Âdem’den başlayarak tüm peygamberleri ve İlahi kitapları kucaklayarak gelen İslam, geçmiş İlahi dinlerin tüm kutsallarını içine almış, onlara inanmayı da şart koşmuştur. Bu sebeple Müslüman, Hazreti İsa’ya da Hazreti Musa’ya da inanır, hiçbir doğruyu dışarıda bırakmaz.
Geçmişi böyle kucaklayışından dolayı İslam tamdır. Bu bakımdan tam olan İslam’dan Hıristiyanlığa dönüşü akıl da, mantık da, ilim de kabul etmez. Lakin eksik olandan tam olana yönelişi ilim de, akıl da, mantık da kabul eder. Bu sebeple şimdiye kadar bu farkı bilen hiçbir Müslüman tam olan kendi dinini bırakıp da eksik olan Hıristiyanlığa yönelme gereği duymamıştır.
Müfessir Toptaş Hocaefendi, Müslüman bir gencin Hıristiyan kızla evlenmesi olayında bu konuyu çok güzel bir üslupla açıklamıştır. Bu olayı özetleyerek arz etmek istiyordum.
Müslüman bir gençle Hıristiyan bir kız evlenmek istediklerini, ailelerinin ise buna izin vermediğini, bir yol göstermesi için geldiklerini anlatırlar. Toptaş Hoca:
- Sizin evlenmenize dinen bir engel yoktur. Ama aranızda sonra bir sorun çıkar mı, çıkmaz mı o size bağlı, der.
- Bize bağlı nasıl bir sorun çıkar, deyince de şöyle açıklar muhtemel sorunlarını:
- Çünkü, der. Bir yavrunuz olursa Müslüman bey, İbrahim ismini tercih eder. Hıristiyan hanım da Abraham’ı isterse sorun çıkar. Nitekim Müslüman, çocuğunu sünnet ettirmek ister. Hıristiyan da vaftiz ettirmeyi düşünürse hangisinde karar kılınacak? Sünnette mi, vaftizde mi? Yine sorun çıkar! En iyisi siz dininizi birleştirin, bu sorunlar kalksın aradan... Şaşırırlar bu son cümleye.
- Nasıl birleştireceğiz dinimizi? Bu mümkün mü, deyince, mümkün olduğunu şöyle açıklar. Der ki:
Bu açıklamadan sonra, “Bir düşünelim.” diyerek ayrılırlar. daha sonra Toptaş Hoca’ya bir telefon gelir:
- Hocam söylediklerinizi çok makul ve mantıklı bulduk. Gerçekten de baktık ki, İslam inancında Hz. İsa ve İncil’in aslı da vardır. Böylece Hıristiyan kızın Müslüman olması hiç de zor olmadı. İncil’in aslını ve Hz. İsa’yı inkâr etmeden Müslüman oldu. Bundan dolayı çok mutlu ve huzurluyuz. Müslüman olarak mutlu yuvamızı kurduk. Teşekkür ederiz verdiğiniz bu kurtarıcı bilgi için...
Toptaş Hoca, İslam’ın bu özelliğine dikkat çekerek:
- İslam, kendinden önce indirilmiş olan İlahi kitapları ve peygamberleri ayrım yapmadan tümüyle kabul ettiğinden dolayı Hıristiyanlar kolayca İslam’a girebilirler. Çünkü ne kitaplarını, ne de peygamberlerini inkâra mecbur olmazlar. Hatta Amerika ve Avrupa’nın İslam’ın bu kucaklayıcı özelliğinden dolayı uzak olmayan bir gelecekte İslam’la buluşmaları akıldan uzak ihtimal değildir.
Sayı: 232
Bölüm: Hayatın İçinden
Ailem dergisi.