...Hem anla ki, adâvet kadar hayat-ı İslâmiyeye en müthiş bir maraz-ı muzır dahi, hırstır.
Hırs, sebeb-i haybettir ve illet ve zillettir; ve mahrumiyet ve sefaleti getirir. Evet, her milletten ziyade hırsla dünyaya saldıran Yahudi milletinin zillet ve sefaleti, bu hükme bir şahid-i kâtı'dır.
Evet, hırs, zîhayat âleminde en geniş bir daireden tut, tâ en cüz'î bir ferde kadar sû-i tesirini gösterir. Tevekkülvâri taleb-i rızık ise, bilâkis medar-ı rahattır ve her yerde hüsn-ü tesirini gösterir. İşte, bir nevi zîhayat ve rızka muhtaç olan meyvedar ağaçlar ve nebatlar, tevekkülvâri, kanaatkârâne yerlerinde durup hırs göstermediklerinden, rızıkları onlara koşup geliyor. Hayvanlardan pek fazla evlât besliyorlar. Hayvânat ise, hırsla rızıkları peşinde koştukları için, pek çok zahmet ve noksaniyetle rızıklarını elde edebiliyorlar.
Hem hayvânat dairesi içinde zaaf ve acz lisan-ı hâliyle tevekkül eden yavruların meşru ve mükemmel ve lâtif rızıkları hazine-i rahmetten verilmesi; ve hırsla rızıklarına saldıran canavarların gayr-ı meşru ve pek çok zahmetle kazandıkları nâhoş rızıkları gösteriyor ki, hırs sebeb-i mahrumiyettir; tevekkül ve kanaat ise vesile-i rahmettir.
Hem daire-i insaniye içinde her milletten ziyade hırsla dünyaya yapışan ve aşk ile hayat-ı dünyeviyeye bağlanan Yahudi milleti, pek çok zahmetle kazandığı, kendine faydası az, yalnız hazinedarlık ettiği gayr-ı meşru bir servet-i ribâ ile bütün milletlerden yedikleri sille-i zillet ve sefalet, katl ve ihanet gösteriyor ki, hırs maden-i zillet ve hasârettir. (Mektubat, Yirmi İkinci Mektup, s.262)
Bediüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK:
ADÂVET : Düşmanlık, kin.
HAZÎNE-İ RAHMET : Rahmet hazînesi.
HIRS : Açgözlülük, kanaatsizlik.
İLLET : Yara, hastalık vücut ağrıları.
KATL : Öldürmek.
MÂDEN-İ ZİLLET VE HASÂRET : Aşağılık ve zarar sebebi, kaynağı.
MARAZ-I MUZIR : Zararlı hastalık.
SEBEB-İ HAYBET : Kayıp ve mahrumiyet sebebi.
SERVET-İ RİBÂ : Faiz serveti.
SÛ-İ TESİR : Kötü tesir, etki.
SİLLE-İ ZİLLET VE SEFÂLET : Aşağılama ve horlanma tokadı.
ŞÂHİD-İ KATI\' : Şâhitliğinden şüphe edilmeyen.
ZÎHAYAT : Hayat sahibi, canlılar.
ZİLLET : Aşağılık, horluk, alçaklık.
Hırs, sebeb-i haybettir ve illet ve zillettir; ve mahrumiyet ve sefaleti getirir. Evet, her milletten ziyade hırsla dünyaya saldıran Yahudi milletinin zillet ve sefaleti, bu hükme bir şahid-i kâtı'dır.
Evet, hırs, zîhayat âleminde en geniş bir daireden tut, tâ en cüz'î bir ferde kadar sû-i tesirini gösterir. Tevekkülvâri taleb-i rızık ise, bilâkis medar-ı rahattır ve her yerde hüsn-ü tesirini gösterir. İşte, bir nevi zîhayat ve rızka muhtaç olan meyvedar ağaçlar ve nebatlar, tevekkülvâri, kanaatkârâne yerlerinde durup hırs göstermediklerinden, rızıkları onlara koşup geliyor. Hayvanlardan pek fazla evlât besliyorlar. Hayvânat ise, hırsla rızıkları peşinde koştukları için, pek çok zahmet ve noksaniyetle rızıklarını elde edebiliyorlar.
Hem hayvânat dairesi içinde zaaf ve acz lisan-ı hâliyle tevekkül eden yavruların meşru ve mükemmel ve lâtif rızıkları hazine-i rahmetten verilmesi; ve hırsla rızıklarına saldıran canavarların gayr-ı meşru ve pek çok zahmetle kazandıkları nâhoş rızıkları gösteriyor ki, hırs sebeb-i mahrumiyettir; tevekkül ve kanaat ise vesile-i rahmettir.
Hem daire-i insaniye içinde her milletten ziyade hırsla dünyaya yapışan ve aşk ile hayat-ı dünyeviyeye bağlanan Yahudi milleti, pek çok zahmetle kazandığı, kendine faydası az, yalnız hazinedarlık ettiği gayr-ı meşru bir servet-i ribâ ile bütün milletlerden yedikleri sille-i zillet ve sefalet, katl ve ihanet gösteriyor ki, hırs maden-i zillet ve hasârettir. (Mektubat, Yirmi İkinci Mektup, s.262)
Bediüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK:
ADÂVET : Düşmanlık, kin.
HAZÎNE-İ RAHMET : Rahmet hazînesi.
HIRS : Açgözlülük, kanaatsizlik.
İLLET : Yara, hastalık vücut ağrıları.
KATL : Öldürmek.
MÂDEN-İ ZİLLET VE HASÂRET : Aşağılık ve zarar sebebi, kaynağı.
MARAZ-I MUZIR : Zararlı hastalık.
SEBEB-İ HAYBET : Kayıp ve mahrumiyet sebebi.
SERVET-İ RİBÂ : Faiz serveti.
SÛ-İ TESİR : Kötü tesir, etki.
SİLLE-İ ZİLLET VE SEFÂLET : Aşağılama ve horlanma tokadı.
ŞÂHİD-İ KATI\' : Şâhitliğinden şüphe edilmeyen.
ZÎHAYAT : Hayat sahibi, canlılar.
ZİLLET : Aşağılık, horluk, alçaklık.