İlâhî Kelâm’a hizmet eden kalem
‘Kalem’ ve ‘yazdıkları’ ve dahi ‘yazıcılar’ hep kıymetli olageldi. Kıyâmete kadar da hayır kalemde ve kalemi kullananlarda olacaktır.
Tek şartla: İlâhî Kelâm’a hizmetkâr olabildikleri ölçüde.
“Bu yüzden çok yazdım!”
Mektûbât müellifi, İmam-ı Rabbânî’ye çok uzun yazmasının sırrını sorduklarında şöyle cevap vermiştir:
“Bize bütün yazılarımızın âhir zamanda gelecek olan Mehdî tarafından okunacağı ve hepsini makbul bulacağı bildirildi. Bu yüzden çok yazdım.”
Yeni harfler, eski harfler
Hattat Hamid Aytaç merhum, 1973 yılında Paşabahçe Cam Fabrikası’nda tabaklar üzerinde hat yazarken, bir askeri heyet gelip fabrikayı gezmiş. Heyetten bir Albay, Hattat Hamid Beyin çalışmasını görüp yanına yaklaşarak:
“Hocam! Bu yeni harfleri eski harflerin üslubuna sokamaz mıyız?” diye sorunca Hamid Bey: “Benim ömrüm kâfi gelmez. Şu gördüğün yazılar benim yazım değildir. Bunun koca bir tarihi var. Ta Devr-i Saadet’ten bugüne kadar, binlerce zekâ bunun üzerine emek vermiştir. Tekemmül ede ede bugüne gelmiştir. Bunun üzerinden bu şekil bir tarih geçerse, o zaman olabilir” diye cevap vermiştir.
Merhum Hatib Mehmed
Hatib Mehmed (Rahmetullahi Aleyh) namında ciddî bir ihtiyar talebe, İhtiyarlar Risalesi’ni yazıyordu. Tâ Onbirinci Rica’nın âhirlerinde merhum Abdurrahman’ın vefatının tam mukabilinde, kalemi “Lâ ilahe illâ hû” yazmış ve lisanı dahi “Lâ ilahe illallah” diyerek hüsn-i hâtimenin hâtemiyle sahife-i hayatını mühürlemiş, Risale-i Nur talebelerinin imanla kabre gireceklerine dair olan işarî beşaret-i Kur’âniyeyi vefatıyla imza etmiş. (Rahmetullahi Aleyhi Rahmeten Vâsia.) Âmin.
Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 23, Bedîüzzaman Said Nursî
Milletlerin hâfızası
Milletlerin tarihleri onların hafızasıdır. Tarihi ve kültürüyle bağlarını koparan bir millet hafızasını kaybeden kimse gibi şaşkın olur. Ecdâdımızın bin bir emekle mum ışığında yazdığı muazzam eserler, kütüphanelerin tozlu raflarında Müslümanların alakasını beklemektedir. Bu kitaplardan istifâde, İslâm harflerini bilmekle mümkündür. Bu hususta ihmal ve gevşeklik büyük mesuliyeti mûcibdir. Büyüklerimizin emsalsiz eserlerini okuyup anlayabilmek için Osmanlıcayı okumaya ve anlamaya gayret göstermek icâbeder.
alıntı irfan mektebindendir
‘Kalem’ ve ‘yazdıkları’ ve dahi ‘yazıcılar’ hep kıymetli olageldi. Kıyâmete kadar da hayır kalemde ve kalemi kullananlarda olacaktır.
Tek şartla: İlâhî Kelâm’a hizmetkâr olabildikleri ölçüde.
“Bu yüzden çok yazdım!”
Mektûbât müellifi, İmam-ı Rabbânî’ye çok uzun yazmasının sırrını sorduklarında şöyle cevap vermiştir:
“Bize bütün yazılarımızın âhir zamanda gelecek olan Mehdî tarafından okunacağı ve hepsini makbul bulacağı bildirildi. Bu yüzden çok yazdım.”
Yeni harfler, eski harfler
Hattat Hamid Aytaç merhum, 1973 yılında Paşabahçe Cam Fabrikası’nda tabaklar üzerinde hat yazarken, bir askeri heyet gelip fabrikayı gezmiş. Heyetten bir Albay, Hattat Hamid Beyin çalışmasını görüp yanına yaklaşarak:
“Hocam! Bu yeni harfleri eski harflerin üslubuna sokamaz mıyız?” diye sorunca Hamid Bey: “Benim ömrüm kâfi gelmez. Şu gördüğün yazılar benim yazım değildir. Bunun koca bir tarihi var. Ta Devr-i Saadet’ten bugüne kadar, binlerce zekâ bunun üzerine emek vermiştir. Tekemmül ede ede bugüne gelmiştir. Bunun üzerinden bu şekil bir tarih geçerse, o zaman olabilir” diye cevap vermiştir.
Merhum Hatib Mehmed
Hatib Mehmed (Rahmetullahi Aleyh) namında ciddî bir ihtiyar talebe, İhtiyarlar Risalesi’ni yazıyordu. Tâ Onbirinci Rica’nın âhirlerinde merhum Abdurrahman’ın vefatının tam mukabilinde, kalemi “Lâ ilahe illâ hû” yazmış ve lisanı dahi “Lâ ilahe illallah” diyerek hüsn-i hâtimenin hâtemiyle sahife-i hayatını mühürlemiş, Risale-i Nur talebelerinin imanla kabre gireceklerine dair olan işarî beşaret-i Kur’âniyeyi vefatıyla imza etmiş. (Rahmetullahi Aleyhi Rahmeten Vâsia.) Âmin.
Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 23, Bedîüzzaman Said Nursî
Milletlerin hâfızası
Milletlerin tarihleri onların hafızasıdır. Tarihi ve kültürüyle bağlarını koparan bir millet hafızasını kaybeden kimse gibi şaşkın olur. Ecdâdımızın bin bir emekle mum ışığında yazdığı muazzam eserler, kütüphanelerin tozlu raflarında Müslümanların alakasını beklemektedir. Bu kitaplardan istifâde, İslâm harflerini bilmekle mümkündür. Bu hususta ihmal ve gevşeklik büyük mesuliyeti mûcibdir. Büyüklerimizin emsalsiz eserlerini okuyup anlayabilmek için Osmanlıcayı okumaya ve anlamaya gayret göstermek icâbeder.
alıntı irfan mektebindendir