İmam Mâlik [r.a.] dünyalığa kıymet vermez, ilmiyle sadece Allah rızasını gözetirdi. Ondan nakledilen şu hikâye açıkça buna işaret eder:
Bir gün Hârûn Reşid’in huzuruna çıkmıştım. Künyemle hitap ederek bana dedi ki:
- Ey Ebû Abdullah, buraya gelip gitmen ve çocuklarımızın senden Muvatta’yı (İmam Mâlik’in meşhur ve muteber hadis kitabı) işitip ders alması ne iyi olurdu. dedi.
Ben de,
- Allah Teâlâ emîrimizi yüceltsin, bu ilim sizden, yani Kureyş’ten çıktı. Eğer siz bunu yüceltirseniz o yücelir, eğer kıymet vermezseniz o da önemini kaybeder. İlim kimsenin ayağına gitmez, ilmin olduğu yere gidilir, dedim.
Bunun üzerine Hârûn Reşid,
- Doğru diyorsun, dedikten sonra çocuklarına dönüp, “Siz de camiye gidin ve diğer insanlarla bir arada dinleyin” diye emretti.
Bir gün Hârûn Reşid’in huzuruna çıkmıştım. Künyemle hitap ederek bana dedi ki:
- Ey Ebû Abdullah, buraya gelip gitmen ve çocuklarımızın senden Muvatta’yı (İmam Mâlik’in meşhur ve muteber hadis kitabı) işitip ders alması ne iyi olurdu. dedi.
Ben de,
- Allah Teâlâ emîrimizi yüceltsin, bu ilim sizden, yani Kureyş’ten çıktı. Eğer siz bunu yüceltirseniz o yücelir, eğer kıymet vermezseniz o da önemini kaybeder. İlim kimsenin ayağına gitmez, ilmin olduğu yere gidilir, dedim.
Bunun üzerine Hârûn Reşid,
- Doğru diyorsun, dedikten sonra çocuklarına dönüp, “Siz de camiye gidin ve diğer insanlarla bir arada dinleyin” diye emretti.