Tavsiye, rica, kayırmak, tutmak, haksız olarak yardımda bulunmak, bir şeyin yapılmasını istemek. Adam kayırmak, başkası için aracılık yaparak ona hakkı olmayan bir şeyin verilmesi için çalışmaktır. İslâm'da kötülenen ve terkedilmesi istenen bir davranıştır.
Kur'an-ı Kerîm'de iltimas anlamı daha çok şefaatte bulunma, aracılık etme anlamında kullanılır.
Ayetlerde şöyle buyurulur: "O gün münafık erkek ve kadınlar, müminlere; Bize bakın da nurunuzdan istifade edelim, derler. Onlara; "Arkanıza dönün de nur isteyin" denilir. Müminlerle münafıklar arasına kapısı olan sur (duvar) çekilir. Onun içinde rahmet, dış tarafında da azap vardır" (el-Hadîd,57/13);
"Kim iyi bir işe aracılık ederse, Onun sevabından hissesi vardır. Kim de kötü bir işe aracılık ederse, Onun günahından payı vardır. Allah herşeye kadirdir"(en-Nisâ, 4/85).
Hz. Peygamber haksız yere aracılık yapmayı yasaklamıştır. Hz. Âîşe'den nakledildiğine göre, Kureyş'ten şerefli bir kadın hırsızlık yapmıştı. Hz. Peygamber'e bir aracı göndererek, cezalandırılmasını engellemek istediler. Bu iş için de Hz. Peygamber (s.a.s)'in sevdiği Usame'yi aracı yaptılar. Üsame, gelerek kadının affedilmesini istedi. Hz. Peygamber; "Ya Üsame, Allah'ın hadlerinden bir cezanın uygulanmaması için şefaatte mi bulunuyorsun dedi ve topluluğa şöyle buyurdu: Ey insanlar! Sizden öncekiler, şerefli bir kimse hırsızlık yapınca, onu serbest bırakmaları, zayıf bir kimse hırsızlık yapınca ise ona haddi uygulamaları yüzünden sapıttılar. Allah'a yemin ederim ki, eğer Muhammed'in kızı Fâtîma hırsızlık yapsaydı, Muhammed O'nun da elini keserdi"(Buhârî, Hudûd, 12).
Hayırlı ve güzel işler için aracılık yapma ve araya girme ise ayet ve hadislerde teşvik edilmiştir: "Musa'nın kız kardeşi; "Sizin için, ona bakıp yetiştirecek ve şefkatli davranacak bir aile göstereyim mi?" dedi"(el-Kasas,28/12). Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur: "Kim bir hayra yol gösterir, aracılık ederse, bu kimse için bu hayrı işleyenin ecri kadar ecir vardır "(Müslim, İmâre, 133; Ebû Dâvud, Edeb, 115; Tirmizî, İlm, 14; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 120, V, 274, 357).
İltimas hayra değil şerre yol açar, temelinde haksızlık yatar. Çünkü bu yolla bir kimseye hakkı olmayan bir iş verilmiş, bir şey kazandırılmış olur. Yahut da başkasının hakkı ona verilir. Böyle bir aracılıktan sakınmak gerekir.
İltimas İslâm toplumu ve İslâm devleti bünyesinde sosyal dayanışmayı, insanlar arasındaki güven duygusunu yok eder. Zulüm ve adâletsizliğin artmasına sebep olur. Bu yüzden de İslâm'ın hakim olduğu bir ortamda ne kimseden iltimas beklemeli ve ne de başkasına kötü bir şefaatte bulunmamalıdır.
Şâmil İA
Kur'an-ı Kerîm'de iltimas anlamı daha çok şefaatte bulunma, aracılık etme anlamında kullanılır.
Ayetlerde şöyle buyurulur: "O gün münafık erkek ve kadınlar, müminlere; Bize bakın da nurunuzdan istifade edelim, derler. Onlara; "Arkanıza dönün de nur isteyin" denilir. Müminlerle münafıklar arasına kapısı olan sur (duvar) çekilir. Onun içinde rahmet, dış tarafında da azap vardır" (el-Hadîd,57/13);
"Kim iyi bir işe aracılık ederse, Onun sevabından hissesi vardır. Kim de kötü bir işe aracılık ederse, Onun günahından payı vardır. Allah herşeye kadirdir"(en-Nisâ, 4/85).
Hz. Peygamber haksız yere aracılık yapmayı yasaklamıştır. Hz. Âîşe'den nakledildiğine göre, Kureyş'ten şerefli bir kadın hırsızlık yapmıştı. Hz. Peygamber'e bir aracı göndererek, cezalandırılmasını engellemek istediler. Bu iş için de Hz. Peygamber (s.a.s)'in sevdiği Usame'yi aracı yaptılar. Üsame, gelerek kadının affedilmesini istedi. Hz. Peygamber; "Ya Üsame, Allah'ın hadlerinden bir cezanın uygulanmaması için şefaatte mi bulunuyorsun dedi ve topluluğa şöyle buyurdu: Ey insanlar! Sizden öncekiler, şerefli bir kimse hırsızlık yapınca, onu serbest bırakmaları, zayıf bir kimse hırsızlık yapınca ise ona haddi uygulamaları yüzünden sapıttılar. Allah'a yemin ederim ki, eğer Muhammed'in kızı Fâtîma hırsızlık yapsaydı, Muhammed O'nun da elini keserdi"(Buhârî, Hudûd, 12).
Hayırlı ve güzel işler için aracılık yapma ve araya girme ise ayet ve hadislerde teşvik edilmiştir: "Musa'nın kız kardeşi; "Sizin için, ona bakıp yetiştirecek ve şefkatli davranacak bir aile göstereyim mi?" dedi"(el-Kasas,28/12). Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur: "Kim bir hayra yol gösterir, aracılık ederse, bu kimse için bu hayrı işleyenin ecri kadar ecir vardır "(Müslim, İmâre, 133; Ebû Dâvud, Edeb, 115; Tirmizî, İlm, 14; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 120, V, 274, 357).
İltimas hayra değil şerre yol açar, temelinde haksızlık yatar. Çünkü bu yolla bir kimseye hakkı olmayan bir iş verilmiş, bir şey kazandırılmış olur. Yahut da başkasının hakkı ona verilir. Böyle bir aracılıktan sakınmak gerekir.
İltimas İslâm toplumu ve İslâm devleti bünyesinde sosyal dayanışmayı, insanlar arasındaki güven duygusunu yok eder. Zulüm ve adâletsizliğin artmasına sebep olur. Bu yüzden de İslâm'ın hakim olduğu bir ortamda ne kimseden iltimas beklemeli ve ne de başkasına kötü bir şefaatte bulunmamalıdır.
Şâmil İA