İmâm-ı A'zam Hazretlerinin Son Vasiyeti
İmâm-ı A'zam hazretlerinin son vasiyeti, Riyâdün Nâsıhîn kitabında, kısaca şöyledir:
1- Îmân, dil ile ikrâr, kalb ile tasdîktir. Îmânda azalma, çoğalma olmaz. Ancak parlaklığında, kuvvetinde çoğalma olur. Amel, îmândan parça değildir. Îmân herkes için lâzım olduğu hâlde, her amel, herkes için lâzım değildir. Meselâ nisâba ulaşmayan fakir zekât vermez. Hayz ve nifas hâlindeki kadın namaz kılmaz. Fakire ve böyle özürlü kadınlara îmân lâzım değildir denemez. Hayrın ve şerrin takdîri Allahü teâlâdandır.
2- Ameller farz, fazîlet ve günâh olmak üzere üçe ayrılır.
3- (Allahü teâlâ Arş'ı istivâ etmiştir.) demek, (Arş'ta duruyor) demek değildir. Arş sonradan yaratılmıştır. Hak teâlânın Arş'a ihtiyâcı yoktur.
4- Allahü teâlânın kelâmı [Kur'ân-ı kerîm] mahlûk değildir.
5- Eshâb-ı kirâmın en üstünleri sırası ile dört halifedir. Eshâbı seven mümin, müttekî, onlara düşman olanlar, münâfık ve şakîdir.
6- Kulların yaptığı işler mahlûktur. Çünkü kulun kendisi mahlûktur.
7- Yaratıcı ve rızık verici Allahü teâlâdır. İnsanlar, mümin, kâfir ve münâfık olmak üzere üçe ayrılır. Cenâb-ı Hak, mümine ibâdeti, kâfire îmânı, münâfıka da ihlâsı farz kılmıştır.
8- Mest üzere mesh câizdir.
9- Kabir suâli haktır. Cennet ve Cehennem ebedîdir.
10- Allahü teâlâ, bütün mahlûkâtı öldükten sonra diriltir. Cennettekiler, nasıl olduğu bilinmeden, bir şeye benzetilmeden ve cihetsiz olarak Allahü teâlâyı göreceklerdir. Peygamber efendimizin şefâati haktır. Bütün günahı olan müminlere şefâat edecektir. Hazret-i Âişe, Hazret-i Hatice'den sonra bütün kadınların en üstünü ve müminlerin annesidir.
İmâm-ı A'zam hazretlerinin son vasiyeti, Riyâdün Nâsıhîn kitabında, kısaca şöyledir:
1- Îmân, dil ile ikrâr, kalb ile tasdîktir. Îmânda azalma, çoğalma olmaz. Ancak parlaklığında, kuvvetinde çoğalma olur. Amel, îmândan parça değildir. Îmân herkes için lâzım olduğu hâlde, her amel, herkes için lâzım değildir. Meselâ nisâba ulaşmayan fakir zekât vermez. Hayz ve nifas hâlindeki kadın namaz kılmaz. Fakire ve böyle özürlü kadınlara îmân lâzım değildir denemez. Hayrın ve şerrin takdîri Allahü teâlâdandır.
2- Ameller farz, fazîlet ve günâh olmak üzere üçe ayrılır.
3- (Allahü teâlâ Arş'ı istivâ etmiştir.) demek, (Arş'ta duruyor) demek değildir. Arş sonradan yaratılmıştır. Hak teâlânın Arş'a ihtiyâcı yoktur.
4- Allahü teâlânın kelâmı [Kur'ân-ı kerîm] mahlûk değildir.
5- Eshâb-ı kirâmın en üstünleri sırası ile dört halifedir. Eshâbı seven mümin, müttekî, onlara düşman olanlar, münâfık ve şakîdir.
6- Kulların yaptığı işler mahlûktur. Çünkü kulun kendisi mahlûktur.
7- Yaratıcı ve rızık verici Allahü teâlâdır. İnsanlar, mümin, kâfir ve münâfık olmak üzere üçe ayrılır. Cenâb-ı Hak, mümine ibâdeti, kâfire îmânı, münâfıka da ihlâsı farz kılmıştır.
8- Mest üzere mesh câizdir.
9- Kabir suâli haktır. Cennet ve Cehennem ebedîdir.
10- Allahü teâlâ, bütün mahlûkâtı öldükten sonra diriltir. Cennettekiler, nasıl olduğu bilinmeden, bir şeye benzetilmeden ve cihetsiz olarak Allahü teâlâyı göreceklerdir. Peygamber efendimizin şefâati haktır. Bütün günahı olan müminlere şefâat edecektir. Hazret-i Âişe, Hazret-i Hatice'den sonra bütün kadınların en üstünü ve müminlerin annesidir.