SETR
© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
İslamda Nikah ve Düğün Merasimi
Aslında İslam dini, "nikâh"ı, iki taraf için de kolaylaştırmıştır. Nikahın en önemli esasları "icab ve kabul" ile "şahitler"dir.
"İcab", bir tarafın diğerine talip olması, "kabul" de muhatabın bu evlilik teklifini kabul etmesidir. Bu icab ve kabul, "iki erkek" veya "bir erkek, iki kadın" şahidin önünde gerçekleşmişse, nikah da tamamlanmış sayılmaktadır. Bu icab ve kabul, vekiller vasıtasıyla da gerçekleşebilir.
Diğer taraftan "erkeğin, kızın şahsına vermesi gereken bir borcu" sayılabilecek "mehir", evliliğin şartlarından birisi değildir. Daha doğru ifadesiyle, mehir konuşulmadan da nikah gerçekleşmiş (sahih) olur, ama eksiktir. Nikahın tamamlanabilmesi için nikâh esnasında veya daha sonra "ne olduğu tesbit edilmiş" bir mehrin ödenmesi gerekmektedir. Mehir, başlık parası değildir. Yani kızın velisine veya ailesine verilmez. Bizzat evlenecek kızın kendi malıdır ve miktarı, kızın kendi insiyatifindedir. Mehrini, ne kadar isterse o kadar yüksek tutabilir. Çünkü bu, bir anlamda onun hayat sigortası olacaktır.
Şahitler önünde birbirine talip olduklarını ifade eden iki taraf, mehirde de anlaştıktan sonra evlenmiş sayılırlar. Artık kadın kocasına, kocası da hanımına helaldir. Nikahla birlikte, akrabalar arasındaki mahremiyet ölçüleri de yeniden şekillenmiş olur.
Nikahın bir "velime" (düğün yemeği) ile çevreye ilan edilmesi sünnettir. Peygamber Efendimiz, nikahın ilan edilmesini, düğün yemeğine de fakir-zengin herkesin davet edilmesini tavsiye etmiştir. Lakin düğünü, israfa kayacak şekilde abartılı bir şekilde ve gösterişle icra etmek ise, haram kılınmıştır.
Not: Bu konu Halime Demireşik'in "Hanım Gözüyle Müminlerin Anneleri" kitabından alıntı yapılmıştır.
Aslında İslam dini, "nikâh"ı, iki taraf için de kolaylaştırmıştır. Nikahın en önemli esasları "icab ve kabul" ile "şahitler"dir.
"İcab", bir tarafın diğerine talip olması, "kabul" de muhatabın bu evlilik teklifini kabul etmesidir. Bu icab ve kabul, "iki erkek" veya "bir erkek, iki kadın" şahidin önünde gerçekleşmişse, nikah da tamamlanmış sayılmaktadır. Bu icab ve kabul, vekiller vasıtasıyla da gerçekleşebilir.
Diğer taraftan "erkeğin, kızın şahsına vermesi gereken bir borcu" sayılabilecek "mehir", evliliğin şartlarından birisi değildir. Daha doğru ifadesiyle, mehir konuşulmadan da nikah gerçekleşmiş (sahih) olur, ama eksiktir. Nikahın tamamlanabilmesi için nikâh esnasında veya daha sonra "ne olduğu tesbit edilmiş" bir mehrin ödenmesi gerekmektedir. Mehir, başlık parası değildir. Yani kızın velisine veya ailesine verilmez. Bizzat evlenecek kızın kendi malıdır ve miktarı, kızın kendi insiyatifindedir. Mehrini, ne kadar isterse o kadar yüksek tutabilir. Çünkü bu, bir anlamda onun hayat sigortası olacaktır.
Şahitler önünde birbirine talip olduklarını ifade eden iki taraf, mehirde de anlaştıktan sonra evlenmiş sayılırlar. Artık kadın kocasına, kocası da hanımına helaldir. Nikahla birlikte, akrabalar arasındaki mahremiyet ölçüleri de yeniden şekillenmiş olur.
Nikahın bir "velime" (düğün yemeği) ile çevreye ilan edilmesi sünnettir. Peygamber Efendimiz, nikahın ilan edilmesini, düğün yemeğine de fakir-zengin herkesin davet edilmesini tavsiye etmiştir. Lakin düğünü, israfa kayacak şekilde abartılı bir şekilde ve gösterişle icra etmek ise, haram kılınmıştır.
Not: Bu konu Halime Demireşik'in "Hanım Gözüyle Müminlerin Anneleri" kitabından alıntı yapılmıştır.