اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم Bismillahirrahmanirrahim… İslamiyet öyle büyük bir akımdır ki,yüzyıllardır süregelen ve hala büyümeye devam eden bir dindir.Peygamber Efendimiz (S.A.V.) doğumundan itibaren İslamiyet yağmurları her dilden,her dinden,her ırktan insanın üzerine bir nur sağanağı olarak yağar.Bu öyle bir sağanaktır ki üzerine düştüğü her insanı farklı yönlere getirir ve İslam’ın büyük tılsımının içerisine sokar.Fakat İslamiyet büyürken önüne çekilen setlerde azınacak miktarda değildir.Hz. Peygamberin peygamberlerinin ilk günlerinden itibaren İslamiyet yok edilmeye çalışılmıştır ama şuan 21. yüzyıldayız ve şuana kadar asla yok olmamıştır ve gittikçe büyüyen bir ateş misalidir ve Müslümanların imanını gittikçe kuvvetlendirmiştir.İnsanların bu düşüncede birleşmesinde Allah-ı Teala’nın şu sözleri kuşkusuz etkili olmuştur…
يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ
‘’Yurîdûne li utfiû nûrallâhi bi efvâhihim vallâhu mutimmu nûrihî ve lev kerihel kâfirûn(kâfirûne).’’
‘’Onlar Allah’ın nurunu ağızlarıyla üfleyerek söndürmek isterler,fakat kafirlerin hoşuna gitmese de Allah nurunu tamamlayacak.’’(Saff
İslamiyet gün geçtikçe büyüyen bir din haline gelmiştir. Şöyle ki ilk günden 21.yüzyıla kadar Müslüman insanların çoğalmaları ve dinlerini yaymaları sürekli devam etmiştir.Bazı kaynaklara göre 20. yüzyıldan itibaren 2 milyar Hristiyan insana karşı 1,5 milyar Müslüman insan vardır.
Bence bütün bunlar 20. yy. incelemesinin sonucudur. 20. yy içinde esaretten hürriyete İslam’ın horlanmasından sevilmesine hayat dışına itilmesinden hayatın içine gelmesine baş tacı edilmesine,zayıflıktan kuvvetliğe doğru bir gelişme vardır…Bunların hepsi bizim için Allah’a hamd edilerek Allah’a şükredilecek güzel gelişmelerdir…
Müslümanlığa akın akın geçişler günümüzde de sürekli devam ediyor çünkü İslamiyet artık kendini kanıtlamayı bıraktı ve artık İslamiyet büyük bir dindir. Buna örnek olarak son zamanlarda meydana gelmiş bir hikaye den bahsedebiliriz…
Avusturalyalı bir genç İslamiyeti bulma yolunda başından geçenleri anlatıyor bir konferansta ve o gencin hikayesini kendi dilinden dinlerken ne büyük bir dinin içerisindeyiz demekten kendimi alamıyorum ve Allah’a olan şükrümü haykırırcasına bağırmak istiyorum…
Ayrıca öyle bir durumda bulunuyorum ki, yaşadığım çevre,ülke İslamiyeti sahiplenmiş durumda değil.İslamiyeti yaşayan bir ülkede bir insan topluluğunda yaşayamıyorum.İslamiyetin dışında farklı bir dine sahip bir ülke ve birçok İslamiyet dışında farklı dinlere sahip insanlar içerisinde bulunuyorum…Fakat İslamiyet öyle bir büyüdü ki..ben bu farklı topluluğun içerisine girdiğimde ve İslamiyet’den bahsedildiğinde hepsinin İslamiyet hakkında küçükte olsa bilgileri olduğunu fark ettim.Ve tekrar hamd-ü senalarda bulundum.demek ki yanlışlıklara düşsekte doğru yoldayız demekten kendimi alamıyorum.
Hatta bunları yazarken geçenlerde meydana gelmiş bir olay yüzümde küçük bir tebessüme sebep oldu.Artık kendimizi kanıtladık ve yavaş yavaş dünya’yı değiştirmeye başlıyoruz dedim…geçenlerde Kocatepe Camii (Ankara) İmam Hatip-i İsmail Coşar Amerika da ki Harvard Üniversitesinde bir davete katılıyor ve üniversitenin kilisesini gezerken kendi kendine içinden bir şeyler mırıldanıyor.bunu duyan oradaki öğretim üyelerinin ısrarı ile başlıyor kilisenin içerisinde ezan okumaya ve büyük,ulu ezanımızla çınlatıyor kiliseyi o güzel sesiyle…ezan bittiğinde öğretim üyesi gözlerindeki yaşlarla hocamızdan bir de ilahi okumasını istiyor…nasıl ama bir kilise Hristiyanlığın baş sembolü ve içerisinde okunmuş olan İslamiyetin vazgeçilmez olan ezan-ı şerifi…
Ayrıca araştırmalarım sonucunda elde ettiğin şu bilgilerde beni oldukça şaşırttı dünyanın prestijli üniversitesi olan Harvard Üniversitesin de Müslüman öğrenciler için özel bir mescit bulunuyor,ayrıca her Cuma ezan sesleri yükseliyor ve başörtülü bayan öğrenciler için özel spor dersleri veriliyormuş ve daha fazlası…
Yani artık Müslümanlık,Müslüman,Ezan,İslamiyet,Ramazan ve diğerleri farklı dinlere mensup insanlar için şaşırtıcı bir durumda değil,hepsi bu gibi şeyleri İslamiyet’e özgü değerleri biliyor ve öğrenmeye çalışıyor…Hatta bu yazıyı yazmaya başladığımda arkadaşlarımla konuşurken aramızda İslamiyet konusunda tartışmalarda bulunduğumuzu fark ettim…Beraber İslamiyet hakkında bahsediyorduk laf lafı açtı ve kıyametten alametlerinden konu açıldı sonra şu konu üzerinde yorumlar yaptık.Kıyametin büyük alametlerinden olan güneşin batıdan doğması mevzusuna farklı bir yorum getirdik.Evet güneş batıdan doğacak deniyor Kur’an-ı Kerim’de…Fakat bizce bu doğuş bilimsel olarak güneşin doğudan değil de batıdan doğması değil,bizce bir gün İslamiyetin batıdan doğacağını söylüyor ve yani İslamiyetin artık doğu olarak değil de batı olarak eşleneceğin düşünüyoruz.Yani şimdiki teklonojinin zenginliğin,bilimselliğin en dorukta olduğu batıda Hristiyanlık’ın çanları değil İslam’ın ezan sesleri duyulacak diye yorumladık…
Artık dünyada ki herkes İslamiyet’den bahsediyor.Belki ilk zamanlar karışıklıklar olabilir ama eminim ki nasıl Peygamber Efendimiz ve sahabeler hiç yılmadan yollarına devam ettiler,amaçlarına ulaştılarsa ve şuan bizler efendimizi görmeden onun getirdiklerine inanıyorsak İslamiyeti anlatıyorsak yavaş yavaş gerçek amacımıza ulaşıyoruz demektir.Belki efendimiz zamanın da ki gibi işkencelerle karşı karşıya değiliz ama bu zamanın zorluklarıyla karşı karşıya olabiliyoruz bazı zamanlar…Fakat her şey düzelecek ben buna eminim.Biz şuan doruğa yaklaşık yaşıyoruz İslamı.Ve eminim ki çok yakında doruğunda doruğunda olacak İslamiyet.
Evet sonuç olarak İslamiyet gittikçe ışığı büyüyen bir nur yığınıdır.Işığı tüm dünyayı kaplamaya başladı ve en sonunda tüm dünya bu nurun ışığı ile aydınlanacaktır…Ve hayat kaynağı durumuna geleceğini düşünüyorum.İslamiyet ilk günde vazgeçilmezdi bugünde vazgeçilmiyor ve yarında vazgeçilemeyecek bir din olacak.Ve o hiçbir zaman sönmeyecek hep sürecektir…
İslamiyet’in nuru ile aydınlanmış yarınlara inşallah…
Dürriyekta
يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ
‘’Yurîdûne li utfiû nûrallâhi bi efvâhihim vallâhu mutimmu nûrihî ve lev kerihel kâfirûn(kâfirûne).’’
‘’Onlar Allah’ın nurunu ağızlarıyla üfleyerek söndürmek isterler,fakat kafirlerin hoşuna gitmese de Allah nurunu tamamlayacak.’’(Saff
İslamiyet gün geçtikçe büyüyen bir din haline gelmiştir. Şöyle ki ilk günden 21.yüzyıla kadar Müslüman insanların çoğalmaları ve dinlerini yaymaları sürekli devam etmiştir.Bazı kaynaklara göre 20. yüzyıldan itibaren 2 milyar Hristiyan insana karşı 1,5 milyar Müslüman insan vardır.
Bence bütün bunlar 20. yy. incelemesinin sonucudur. 20. yy içinde esaretten hürriyete İslam’ın horlanmasından sevilmesine hayat dışına itilmesinden hayatın içine gelmesine baş tacı edilmesine,zayıflıktan kuvvetliğe doğru bir gelişme vardır…Bunların hepsi bizim için Allah’a hamd edilerek Allah’a şükredilecek güzel gelişmelerdir…
Müslümanlığa akın akın geçişler günümüzde de sürekli devam ediyor çünkü İslamiyet artık kendini kanıtlamayı bıraktı ve artık İslamiyet büyük bir dindir. Buna örnek olarak son zamanlarda meydana gelmiş bir hikaye den bahsedebiliriz…
Avusturalyalı bir genç İslamiyeti bulma yolunda başından geçenleri anlatıyor bir konferansta ve o gencin hikayesini kendi dilinden dinlerken ne büyük bir dinin içerisindeyiz demekten kendimi alamıyorum ve Allah’a olan şükrümü haykırırcasına bağırmak istiyorum…
Ayrıca öyle bir durumda bulunuyorum ki, yaşadığım çevre,ülke İslamiyeti sahiplenmiş durumda değil.İslamiyeti yaşayan bir ülkede bir insan topluluğunda yaşayamıyorum.İslamiyetin dışında farklı bir dine sahip bir ülke ve birçok İslamiyet dışında farklı dinlere sahip insanlar içerisinde bulunuyorum…Fakat İslamiyet öyle bir büyüdü ki..ben bu farklı topluluğun içerisine girdiğimde ve İslamiyet’den bahsedildiğinde hepsinin İslamiyet hakkında küçükte olsa bilgileri olduğunu fark ettim.Ve tekrar hamd-ü senalarda bulundum.demek ki yanlışlıklara düşsekte doğru yoldayız demekten kendimi alamıyorum.
Hatta bunları yazarken geçenlerde meydana gelmiş bir olay yüzümde küçük bir tebessüme sebep oldu.Artık kendimizi kanıtladık ve yavaş yavaş dünya’yı değiştirmeye başlıyoruz dedim…geçenlerde Kocatepe Camii (Ankara) İmam Hatip-i İsmail Coşar Amerika da ki Harvard Üniversitesinde bir davete katılıyor ve üniversitenin kilisesini gezerken kendi kendine içinden bir şeyler mırıldanıyor.bunu duyan oradaki öğretim üyelerinin ısrarı ile başlıyor kilisenin içerisinde ezan okumaya ve büyük,ulu ezanımızla çınlatıyor kiliseyi o güzel sesiyle…ezan bittiğinde öğretim üyesi gözlerindeki yaşlarla hocamızdan bir de ilahi okumasını istiyor…nasıl ama bir kilise Hristiyanlığın baş sembolü ve içerisinde okunmuş olan İslamiyetin vazgeçilmez olan ezan-ı şerifi…
Ayrıca araştırmalarım sonucunda elde ettiğin şu bilgilerde beni oldukça şaşırttı dünyanın prestijli üniversitesi olan Harvard Üniversitesin de Müslüman öğrenciler için özel bir mescit bulunuyor,ayrıca her Cuma ezan sesleri yükseliyor ve başörtülü bayan öğrenciler için özel spor dersleri veriliyormuş ve daha fazlası…
Yani artık Müslümanlık,Müslüman,Ezan,İslamiyet,Ramazan ve diğerleri farklı dinlere mensup insanlar için şaşırtıcı bir durumda değil,hepsi bu gibi şeyleri İslamiyet’e özgü değerleri biliyor ve öğrenmeye çalışıyor…Hatta bu yazıyı yazmaya başladığımda arkadaşlarımla konuşurken aramızda İslamiyet konusunda tartışmalarda bulunduğumuzu fark ettim…Beraber İslamiyet hakkında bahsediyorduk laf lafı açtı ve kıyametten alametlerinden konu açıldı sonra şu konu üzerinde yorumlar yaptık.Kıyametin büyük alametlerinden olan güneşin batıdan doğması mevzusuna farklı bir yorum getirdik.Evet güneş batıdan doğacak deniyor Kur’an-ı Kerim’de…Fakat bizce bu doğuş bilimsel olarak güneşin doğudan değil de batıdan doğması değil,bizce bir gün İslamiyetin batıdan doğacağını söylüyor ve yani İslamiyetin artık doğu olarak değil de batı olarak eşleneceğin düşünüyoruz.Yani şimdiki teklonojinin zenginliğin,bilimselliğin en dorukta olduğu batıda Hristiyanlık’ın çanları değil İslam’ın ezan sesleri duyulacak diye yorumladık…
Artık dünyada ki herkes İslamiyet’den bahsediyor.Belki ilk zamanlar karışıklıklar olabilir ama eminim ki nasıl Peygamber Efendimiz ve sahabeler hiç yılmadan yollarına devam ettiler,amaçlarına ulaştılarsa ve şuan bizler efendimizi görmeden onun getirdiklerine inanıyorsak İslamiyeti anlatıyorsak yavaş yavaş gerçek amacımıza ulaşıyoruz demektir.Belki efendimiz zamanın da ki gibi işkencelerle karşı karşıya değiliz ama bu zamanın zorluklarıyla karşı karşıya olabiliyoruz bazı zamanlar…Fakat her şey düzelecek ben buna eminim.Biz şuan doruğa yaklaşık yaşıyoruz İslamı.Ve eminim ki çok yakında doruğunda doruğunda olacak İslamiyet.
Evet sonuç olarak İslamiyet gittikçe ışığı büyüyen bir nur yığınıdır.Işığı tüm dünyayı kaplamaya başladı ve en sonunda tüm dünya bu nurun ışığı ile aydınlanacaktır…Ve hayat kaynağı durumuna geleceğini düşünüyorum.İslamiyet ilk günde vazgeçilmezdi bugünde vazgeçilmiyor ve yarında vazgeçilemeyecek bir din olacak.Ve o hiçbir zaman sönmeyecek hep sürecektir…
İslamiyet’in nuru ile aydınlanmış yarınlara inşallah…
Dürriyekta
