İsra ve Miraç
17/1- Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.1 1
17/60- Hani sana, “Muhakkak Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır” demiştik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı da, Kur’an’da lanetlenmiş bulunan o ağacı da sırf insanları sınamak için vesile yaptık. Biz onları korkutuyoruz. Fakat bu, sadece onların büyük azgınlıklarını (daha da) artırdı.12 12
53/1,2- Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı.
53/10- Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti.
53/11- Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı.
53/12- (Şimdi siz) gördüğü şey hakkında onunla tartışıyor musunuz?
53/13- Andolsun ki, o, Cebrail’i bir başka inişte daha (aslî suretiyle) görmüştü.
53/14- Sidretü’l Müntehâ’nın yanında.
53/15- Me’va cenneti onun (Sidre’nin) yanındadır.
53/16- O zaman Sidre’yi kaplayan kaplamıştı.
53/17- Göz (gördüğünden) şaşmadı ve (onu) aşmadı.1 1
53/18- Andolsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü.
53/3- O, nefis arzusu ile konuşmaz.
53/5,6,7- (Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî sûretine girip) doğruldu.
53/8- Sonra (ona) yaklaştı derken sarkıp daha da yakın oldu.
53/9- (Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar, yahut daha az oldu.
17/1- Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.1 1
17/60- Hani sana, “Muhakkak Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır” demiştik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı da, Kur’an’da lanetlenmiş bulunan o ağacı da sırf insanları sınamak için vesile yaptık. Biz onları korkutuyoruz. Fakat bu, sadece onların büyük azgınlıklarını (daha da) artırdı.12 12
53/1,2- Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı.
53/10- Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti.
53/11- Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı.
53/12- (Şimdi siz) gördüğü şey hakkında onunla tartışıyor musunuz?
53/13- Andolsun ki, o, Cebrail’i bir başka inişte daha (aslî suretiyle) görmüştü.
53/14- Sidretü’l Müntehâ’nın yanında.
53/15- Me’va cenneti onun (Sidre’nin) yanındadır.
53/16- O zaman Sidre’yi kaplayan kaplamıştı.
53/17- Göz (gördüğünden) şaşmadı ve (onu) aşmadı.1 1
53/18- Andolsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü.
53/3- O, nefis arzusu ile konuşmaz.
53/5,6,7- (Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî sûretine girip) doğruldu.
53/8- Sonra (ona) yaklaştı derken sarkıp daha da yakın oldu.
53/9- (Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar, yahut daha az oldu.