Herkesin bildiği evliyaların eserlerinden ve hayatlarından örnek vermek istiyorum.
Muhiddin İbn-i Arabi’ye göre Abdûlkâdir Geylâni büyük makamlara ve hallere ulaşmış ender insanlardan biridir. O hilâfet makamı sahibidir. Bu makamlara ulaşanlar isterlerse, Rab adına kullarına tasarruf ve tahakküm (hükmetme) edebilirler. İstemezlerse bu yetkiyi kullanmazlar. Abdûlkâdir Geylâni tercihini “tasarruf” ve “tahakküm” ü kullanma yönünde yapmış ve bu sebeple de zâhir olmuştur. Başka bir yerde de onun vaktinin kutbu olduğu ve “tasarruf” ile emredildiğini bildirir. Zirâ o “racûl-i vahid” dir. (tek adam, ricâ-i gayb’ın en yetkilisi) bu tabiri ve Abdûlkâdir Geylâni ile alakasını şöyle açıklar:
“RACÛL’İ VAHİD BÂZAN KADIN DA OLABİLİR.” Racül’i Vahid’in delili: “O kulları üzerinde kâhîrdir. (Kahredici güce sahiptir.)” ayetidir. O, Allah-u Teâlâ dışında her şey üzerine hükmedebilir.” Prof. Dr. Dilaver GÜRER, Abdülkadir Geylani / Hayatı, Eserleri, Görüşleri, 2009, 4. Baskı, syf 104-105
]Yine Muhiddin İbn-i Arabi, mürşitlerinden biri olarak Kordovalı Fatma’yı gösterir ve onun için; "Tanrı'nın Kordova'lı Fatime bint Ibn el-Musenna adında sevgili kullarından biri ve bir arife mürit olarak hizmet ettim. Doksanbeş yaşından fazlaydı ve ben de kendisine bir süre hizmet ettim..." (İşbiliyye göre 14 sene). demektedir.
Bununla birlikte kadın mürşitler için; Prof. Dr. Annemarie Schimmel’in "Ruhum Bir Kadındır" adlı eseri, syf 37-57, Tasavvufta Kadınlar, başlığı altında; Meryem el-Basriyye, Bahriyye el-Mevsıliyye, Suriyeli Rabia eş-Şami, Emet el- Celil, Şavâna, Nişaburlu Fatıma, Rabia binti İsmail, Rabia el-Kasî, Hakim et-Tirmizi’nin eşi, el-Kettani’nin kızı Fatıma, Şibli’nin mürşidesi, Ebu Hayr et-Tinani el-Akta’nın büyükannesi Uveyne, Abdullah-ı Ensari’nin akrabası Bibi Nazanin, Ümmü Fadıl el-Hürmüziyye gibi bilhassa Peygamber sünnetini nakildeki çalışmalarıyla öne çıkan veliyelerin mevcudiyeti bir tasnif dahilinde ele alınırken İbni Arabi’nin hayatındaki veli hanımlara ve şeyhası (mürşidi) Fatıma binti el-Müsenna’ya özel bir yer ayırmaktadır.
NİYAZİ AŞIK
Muhiddin İbn-i Arabi’ye göre Abdûlkâdir Geylâni büyük makamlara ve hallere ulaşmış ender insanlardan biridir. O hilâfet makamı sahibidir. Bu makamlara ulaşanlar isterlerse, Rab adına kullarına tasarruf ve tahakküm (hükmetme) edebilirler. İstemezlerse bu yetkiyi kullanmazlar. Abdûlkâdir Geylâni tercihini “tasarruf” ve “tahakküm” ü kullanma yönünde yapmış ve bu sebeple de zâhir olmuştur. Başka bir yerde de onun vaktinin kutbu olduğu ve “tasarruf” ile emredildiğini bildirir. Zirâ o “racûl-i vahid” dir. (tek adam, ricâ-i gayb’ın en yetkilisi) bu tabiri ve Abdûlkâdir Geylâni ile alakasını şöyle açıklar:
“RACÛL’İ VAHİD BÂZAN KADIN DA OLABİLİR.” Racül’i Vahid’in delili: “O kulları üzerinde kâhîrdir. (Kahredici güce sahiptir.)” ayetidir. O, Allah-u Teâlâ dışında her şey üzerine hükmedebilir.” Prof. Dr. Dilaver GÜRER, Abdülkadir Geylani / Hayatı, Eserleri, Görüşleri, 2009, 4. Baskı, syf 104-105
]Yine Muhiddin İbn-i Arabi, mürşitlerinden biri olarak Kordovalı Fatma’yı gösterir ve onun için; "Tanrı'nın Kordova'lı Fatime bint Ibn el-Musenna adında sevgili kullarından biri ve bir arife mürit olarak hizmet ettim. Doksanbeş yaşından fazlaydı ve ben de kendisine bir süre hizmet ettim..." (İşbiliyye göre 14 sene). demektedir.
Bununla birlikte kadın mürşitler için; Prof. Dr. Annemarie Schimmel’in "Ruhum Bir Kadındır" adlı eseri, syf 37-57, Tasavvufta Kadınlar, başlığı altında; Meryem el-Basriyye, Bahriyye el-Mevsıliyye, Suriyeli Rabia eş-Şami, Emet el- Celil, Şavâna, Nişaburlu Fatıma, Rabia binti İsmail, Rabia el-Kasî, Hakim et-Tirmizi’nin eşi, el-Kettani’nin kızı Fatıma, Şibli’nin mürşidesi, Ebu Hayr et-Tinani el-Akta’nın büyükannesi Uveyne, Abdullah-ı Ensari’nin akrabası Bibi Nazanin, Ümmü Fadıl el-Hürmüziyye gibi bilhassa Peygamber sünnetini nakildeki çalışmalarıyla öne çıkan veliyelerin mevcudiyeti bir tasnif dahilinde ele alınırken İbni Arabi’nin hayatındaki veli hanımlara ve şeyhası (mürşidi) Fatıma binti el-Müsenna’ya özel bir yer ayırmaktadır.
NİYAZİ AŞIK
Moderatörün son düzenlenenleri:
