Evliyaullahtan bir zat, Ramazan günü talebeleriyle birlikte bir şehre gitmek için yola çıktılar.
Şehre yaklaştıklarında akın akın insanların kendilerini karşılamak üzere yollara öküldüklerini gördüler. Mübarek zat, hemen çıkınından kuru ekmeğini çıkararak ağzına attı. Bunu gören ahali, (Biz de bu zatı, âlim bir veli bilirdik, Ramazan günü oruç tutmuyor, üstelik açıktan oruç yiyor. Böyle birisi ile konuşulur mu hiç?) diyerek dağıldılar.
Talebeleri yaptığı hareketin sebebi hikmetini sorduklarında, (O kadar insanın bizim için
yollara döküldüğünü gördüğümde kalbime kibir ve büyüklenme gelmesinden korktum,
onların gözünden düşüp nefsimi aşağılatmak için bunu yaptım. Ekmeği ısırdım ama
yutmadım. Herkes ekmeği yediğimi sandı. Kalbime kibir yerleşerek Allahü teâlânın
gazabına sebep olsaydım, hâlim ne olurdu) dedi.
Şehre yaklaştıklarında akın akın insanların kendilerini karşılamak üzere yollara öküldüklerini gördüler. Mübarek zat, hemen çıkınından kuru ekmeğini çıkararak ağzına attı. Bunu gören ahali, (Biz de bu zatı, âlim bir veli bilirdik, Ramazan günü oruç tutmuyor, üstelik açıktan oruç yiyor. Böyle birisi ile konuşulur mu hiç?) diyerek dağıldılar.
Talebeleri yaptığı hareketin sebebi hikmetini sorduklarında, (O kadar insanın bizim için
yollara döküldüğünü gördüğümde kalbime kibir ve büyüklenme gelmesinden korktum,
onların gözünden düşüp nefsimi aşağılatmak için bunu yaptım. Ekmeği ısırdım ama
yutmadım. Herkes ekmeği yediğimi sandı. Kalbime kibir yerleşerek Allahü teâlânın
gazabına sebep olsaydım, hâlim ne olurdu) dedi.