Kalkışma ya da Darbe Her Ne Halt ise Vatana İhanet şebekesi
Dağların yamacında açan kır çiçekleri değillerdi vatan için şehit olan evlatlarımız, gönlümüzde açan solmayan vatan çiçekleriydi onlar. Bizim için vatan için, istiklalimiz için canını feda eden bu evlatlarını ortaya çıkaran ve yetiştirilmesi için yardımcı olan, Yüce Alla c.c. sayesinde ülkemizdeki ayaklanmanın bertaraf edilmesi için, vatanın bizlerin refahı mutluluğu için kendilerini feda ederek Meleklerin ellerini tutarak cennete, Âlemlere Rahmet Nur Resulün yanına gitmişlerdir. Nefretin sesine kulak vererek nefretle yürüyenlere karşı, merhametin sesine kulak vererek karşı can verenlerin kahramanlar var oldukça, vatanda milleti ile vatan olacaktır ve Âlemlerin Rabbi yüce Allah c.c. İzni milleti ile vatan topraklarını o zalimlere çiğnettirmeyecektir.
Karaydı nefretten kir doluydu gözleri gönülleri, temizlemek gerekiyordu, vatan aşkı iman ile. Göğsümüzde esen vatanın bahar esintilerini bahar mevsimleri yıkmak için kalkışmaya kalkanların adımların bu vatan evlatlarımız şehit olarak bozguna uğrattı. Böyle bir dirilişi beklemeyen ve kalkışma ile kalkan bu vatan hainlerini bu kahramanlarımızın engel olması ile ilk adımda, dağılmalarına sebep oldu. Eğer bu kahramanlarımız vatan için canlarını, tankların kurşunların önüne siper olmasalardı eğer gerisini yazmak çok korkunç olacaktı. Felaketin çiçeklerini vatanın mukaddes topraklarına ekmeye çalışanlara millet, bu mukaddes emanet şehit topraklarımız sizler felaketin çiçeklerini ekemezsiniz diyerek tek bir ağızdan, tek bir yürekle seslendi ve karşı çıktı. Vatan gönlümüzde bir meşale, sönmeyen, söndürülmeyen imanın himayesinde gönlümüzdeki tek hazinedir vatan.
Akşam değildi karanlık, ama bu akşam 15 Temmuz akşamı bazı gönüllerdi karanlık. Nefretini kusmak için bekliyordu atakta. Gökyüzünde yıldızlar ve ay sanki sönüktü üzgündü. Aynı semanın altında yüzyıllardır gönülleri hoş tutmak için çırpınan bu milletin evlatları ecdatları hoş görünün gülümsemesi ile gezmiş hâkim olmuş, bu vatanın asil evlatlarının üzerine kara bulutları örtmek için karanlık gönüllü insanlar adım atmak için anı bekliyordu, haydin yıkın parçalayın emrini bekliyordu.
Lakin aynı dine mensup olduğunu sandığımız mürtet yani dinden dönenlerin bu kadar vahşet içinde olacakları hiç kimsenin aklının ucundan dahi geçmiyordu. Âlemleri yaratan yüce Allah c.c. imanlı olan kendisine kulluk eden vatanını milletini sevenle beraber olduğu gerçeğini çoktan unutmuşlardı. İnsanlığın gözü kulağı gönül sesi olan bu asil milletin vatanına kalkışma darbe daha doğrusu ihanetle saldırı emri geldi Amerika’daki o malum şahıs olmayan şahıs edepsiz imansız tarafında.
Nefretten usandık cefaya koştuk efendim
Cefaya koşarken vuslata erdi gönlümüz efendim
Yıkımla şer var derken şerden hayır çıktı efendim
Birlik beraberlik kardeşlikle vatana sarıldık efendim
Çek sandalları gidelim vatana doğru sandalcı
Vatana ihanet edenleri denize atalım yoksa halimiz acı
Ağlamasın yine analar kızlarımız gelinlerimiz ağlamasın bacı
Birlik beraberlik kardeşlikle vatana sarılalım efendim
Aslında Müslümanız diyen Müslümanlıkla hiç alakası olmayan bu insanların derdi, imanlı olarak imanın gereğini yapmak olamaz ve yahut ta insanlar için bir şeyler yapmakta değil amaçları, kendi kirli emellerine hizmet ettirecek bir despot sistemi oluşturmaktı. İslam dininde böylesine zulüm eden bir Müslümanı hiç tarif etmiyor, böylesi zalimler ile savaşın ortada kaldırın diyor. Nur Kur’an’da iman diye tarif edilen ve ona uyan Müslümanın amacı Salih amel işlemesi yönündedir. Yani iman eden her bir canlı, yaşadığı bu hayatın içinde hiç durmadan mutlaka Salih ameller üretmesini istemektedir. Müslüman ile mürtet arasındaki fark şimdi daha iyi anlaşılmış oldu.
İstanbul da asker olmayan nefrete bürünmüş malum olmayan şahsın adam olmayan zalimleri köprüyü tanklarla silahlı kişilerle kapatarak, Ankara da askerlerin Kızılay meydanın tankları düzerek semada uçakları ile ses sınırını açan ve masum insanlara kursunlar yağdırarak başlamıştı bu nefret akını… Ülke karanlığa sürüklenerek batırılmak yok edilmek isteniyordu. Bunu haber alan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gayet sakin kararlı tutumu ile televizyon kanallarında cep telefonu ile halkı sokağa çıkmaya vatanına sokaklara sahip olması için çıkmaları emri ile sokaklar bir anda insan seli ile doldu taştı. Televizyonların çoğu hale günlük dizilerinin yayınına devam ederken, ülkede olan bitenden habersizmiş gibi dizilerini yayınlamaya devam ediyordu. TRT kanalına giren darbeci zihniyet darbe metnini zorla spikere okuturken, millet TRT binasına doğru harekete çıkmıştı bilene… Tankların ateşi uçakların ateşi ile birçok vatandaşımız şehit olmuş hakkın Rahmetine kavuşmuştu.
İnanç ve duyguları barış ve huzur ortamını yıkmaya çalışan bu bir avuç insan olmayan nefret sahibi malum kişiler halkın bu dirilişle hareketi karşısında bir an sekteye uğradı şaşırdı irkildi. İnanç duygu ve huzur ortamını baskı ile zorbalıkla değiştirilmesine hali ile millet izin vermezdi ve vermesini beklemekte aptallık olurdu. Bir millet ki gönül dili ile konuşarak, merhameti ile gezerek bir karıncayı dahi ezmekten çekinen bir ecdadın torunlarıydı bu mukaddes vatanı dini değerleri imanı kardeşliği ile. Bu hadiseyi bilmeyeniniz yoktur Kanuni sultan Süleyman’ın:
Meyve ağaçlarını sarınca karınca
Günah var mı karıncayı kırınca?
Hocası Ebussuud soruyu şöyle cevaplıyordu:
Yarın Hakk’ın divanına varınca
Süleyman’dan hakkın alır karınca.
Bin bir çileyi gönüllere örmeye çalışan hainler, kendi başlarına ördüklerinden habersiz halkın tepkisi karşısında afalladı kaldılar. Aradan geçen üç dört saat sonra her şey anlaşılmış, bir gurup askerin içindeki vatan hainlerin kalkışma darbe hatta ihanetiyle Amerika da uzantısı olan o malum olmayan adı batasıcanın emriyle yaptığı anlaşılmış ve sokaklarda milletin akını ile hınca hınç dolmuş darbeciler geri adım atmak zorunda kalmıştı. Televizyonlar halkın içinde canlı yayına başlamıştı. İsterseniz şöyle bir kulak verelim, bakalım bu haksızlığa karşı çıkan bağımsızlığı için vatanı için sokağa haklı davası için çıkan halkımız neler söylüyor.
-Evet, saygıdeğer seyircilerimiz Milli iradeyi kutlayan ve yaşayan millet ile şu an meydanlardayız. Türkiye’mize çok ağır bir kalkışma ya da darbe her ne halt ise, onunla bedeller ödetmek ve halkın özgürlüğünü kısıtlayacak olan ve daha uzun yıllar da çok büyük bedeller ödeteceği bir yıkımla yıkacağı bu kalkışması çökerten hayır diyen, belirli bir hareket tablosu ile sistematik olarak yıkmaya kalkışanları, yıkan millet ile beraberiz. Aynı zamanda İnsanlarımızın kendisine ait olan ve ordusuna ait olan tankların altında birçok vatandaşımız ezildi, şehadete ulaştı, kendi askerleri tarafından değil -Askerlerimizi küçük düşüren ve uzaktan yakından ilgisi olmayan bu üniforma giymiş hainlerce kurşunlandı. Devletimizle mukaddes vatan için canını veren, ecdadın bu mukaddes emaneti olan vatanla birlikte, Meclisimizde üzülerek ifade ediyorum ki bu devletin uçakları tarafından hainlerce bombalandı. Büyük bir dirilişle, yağa kalkan milletin bu vatana kalkışma hareketinde bulunan vatan hainlerini püskürterek, vatana meydanlara sahip çıkmasın coşkusunu yaşayan milletin yanındayız, yaklaşalım bir vatandaşın coşkusunun yanına bakalım neler söyleyecek. Efendim isminizi öğrenebilir miyim?
-İsmim Mehmetçik, bugün hepimizin ismi Mehmetçik, soyadı ise Vatan oldu.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
Devam edecek İNŞALLAH
Dağların yamacında açan kır çiçekleri değillerdi vatan için şehit olan evlatlarımız, gönlümüzde açan solmayan vatan çiçekleriydi onlar. Bizim için vatan için, istiklalimiz için canını feda eden bu evlatlarını ortaya çıkaran ve yetiştirilmesi için yardımcı olan, Yüce Alla c.c. sayesinde ülkemizdeki ayaklanmanın bertaraf edilmesi için, vatanın bizlerin refahı mutluluğu için kendilerini feda ederek Meleklerin ellerini tutarak cennete, Âlemlere Rahmet Nur Resulün yanına gitmişlerdir. Nefretin sesine kulak vererek nefretle yürüyenlere karşı, merhametin sesine kulak vererek karşı can verenlerin kahramanlar var oldukça, vatanda milleti ile vatan olacaktır ve Âlemlerin Rabbi yüce Allah c.c. İzni milleti ile vatan topraklarını o zalimlere çiğnettirmeyecektir.
Karaydı nefretten kir doluydu gözleri gönülleri, temizlemek gerekiyordu, vatan aşkı iman ile. Göğsümüzde esen vatanın bahar esintilerini bahar mevsimleri yıkmak için kalkışmaya kalkanların adımların bu vatan evlatlarımız şehit olarak bozguna uğrattı. Böyle bir dirilişi beklemeyen ve kalkışma ile kalkan bu vatan hainlerini bu kahramanlarımızın engel olması ile ilk adımda, dağılmalarına sebep oldu. Eğer bu kahramanlarımız vatan için canlarını, tankların kurşunların önüne siper olmasalardı eğer gerisini yazmak çok korkunç olacaktı. Felaketin çiçeklerini vatanın mukaddes topraklarına ekmeye çalışanlara millet, bu mukaddes emanet şehit topraklarımız sizler felaketin çiçeklerini ekemezsiniz diyerek tek bir ağızdan, tek bir yürekle seslendi ve karşı çıktı. Vatan gönlümüzde bir meşale, sönmeyen, söndürülmeyen imanın himayesinde gönlümüzdeki tek hazinedir vatan.
Akşam değildi karanlık, ama bu akşam 15 Temmuz akşamı bazı gönüllerdi karanlık. Nefretini kusmak için bekliyordu atakta. Gökyüzünde yıldızlar ve ay sanki sönüktü üzgündü. Aynı semanın altında yüzyıllardır gönülleri hoş tutmak için çırpınan bu milletin evlatları ecdatları hoş görünün gülümsemesi ile gezmiş hâkim olmuş, bu vatanın asil evlatlarının üzerine kara bulutları örtmek için karanlık gönüllü insanlar adım atmak için anı bekliyordu, haydin yıkın parçalayın emrini bekliyordu.
Lakin aynı dine mensup olduğunu sandığımız mürtet yani dinden dönenlerin bu kadar vahşet içinde olacakları hiç kimsenin aklının ucundan dahi geçmiyordu. Âlemleri yaratan yüce Allah c.c. imanlı olan kendisine kulluk eden vatanını milletini sevenle beraber olduğu gerçeğini çoktan unutmuşlardı. İnsanlığın gözü kulağı gönül sesi olan bu asil milletin vatanına kalkışma darbe daha doğrusu ihanetle saldırı emri geldi Amerika’daki o malum şahıs olmayan şahıs edepsiz imansız tarafında.
Nefretten usandık cefaya koştuk efendim
Cefaya koşarken vuslata erdi gönlümüz efendim
Yıkımla şer var derken şerden hayır çıktı efendim
Birlik beraberlik kardeşlikle vatana sarıldık efendim
Çek sandalları gidelim vatana doğru sandalcı
Vatana ihanet edenleri denize atalım yoksa halimiz acı
Ağlamasın yine analar kızlarımız gelinlerimiz ağlamasın bacı
Birlik beraberlik kardeşlikle vatana sarılalım efendim
Aslında Müslümanız diyen Müslümanlıkla hiç alakası olmayan bu insanların derdi, imanlı olarak imanın gereğini yapmak olamaz ve yahut ta insanlar için bir şeyler yapmakta değil amaçları, kendi kirli emellerine hizmet ettirecek bir despot sistemi oluşturmaktı. İslam dininde böylesine zulüm eden bir Müslümanı hiç tarif etmiyor, böylesi zalimler ile savaşın ortada kaldırın diyor. Nur Kur’an’da iman diye tarif edilen ve ona uyan Müslümanın amacı Salih amel işlemesi yönündedir. Yani iman eden her bir canlı, yaşadığı bu hayatın içinde hiç durmadan mutlaka Salih ameller üretmesini istemektedir. Müslüman ile mürtet arasındaki fark şimdi daha iyi anlaşılmış oldu.
İstanbul da asker olmayan nefrete bürünmüş malum olmayan şahsın adam olmayan zalimleri köprüyü tanklarla silahlı kişilerle kapatarak, Ankara da askerlerin Kızılay meydanın tankları düzerek semada uçakları ile ses sınırını açan ve masum insanlara kursunlar yağdırarak başlamıştı bu nefret akını… Ülke karanlığa sürüklenerek batırılmak yok edilmek isteniyordu. Bunu haber alan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gayet sakin kararlı tutumu ile televizyon kanallarında cep telefonu ile halkı sokağa çıkmaya vatanına sokaklara sahip olması için çıkmaları emri ile sokaklar bir anda insan seli ile doldu taştı. Televizyonların çoğu hale günlük dizilerinin yayınına devam ederken, ülkede olan bitenden habersizmiş gibi dizilerini yayınlamaya devam ediyordu. TRT kanalına giren darbeci zihniyet darbe metnini zorla spikere okuturken, millet TRT binasına doğru harekete çıkmıştı bilene… Tankların ateşi uçakların ateşi ile birçok vatandaşımız şehit olmuş hakkın Rahmetine kavuşmuştu.
İnanç ve duyguları barış ve huzur ortamını yıkmaya çalışan bu bir avuç insan olmayan nefret sahibi malum kişiler halkın bu dirilişle hareketi karşısında bir an sekteye uğradı şaşırdı irkildi. İnanç duygu ve huzur ortamını baskı ile zorbalıkla değiştirilmesine hali ile millet izin vermezdi ve vermesini beklemekte aptallık olurdu. Bir millet ki gönül dili ile konuşarak, merhameti ile gezerek bir karıncayı dahi ezmekten çekinen bir ecdadın torunlarıydı bu mukaddes vatanı dini değerleri imanı kardeşliği ile. Bu hadiseyi bilmeyeniniz yoktur Kanuni sultan Süleyman’ın:
Meyve ağaçlarını sarınca karınca
Günah var mı karıncayı kırınca?
Hocası Ebussuud soruyu şöyle cevaplıyordu:
Yarın Hakk’ın divanına varınca
Süleyman’dan hakkın alır karınca.
Bin bir çileyi gönüllere örmeye çalışan hainler, kendi başlarına ördüklerinden habersiz halkın tepkisi karşısında afalladı kaldılar. Aradan geçen üç dört saat sonra her şey anlaşılmış, bir gurup askerin içindeki vatan hainlerin kalkışma darbe hatta ihanetiyle Amerika da uzantısı olan o malum olmayan adı batasıcanın emriyle yaptığı anlaşılmış ve sokaklarda milletin akını ile hınca hınç dolmuş darbeciler geri adım atmak zorunda kalmıştı. Televizyonlar halkın içinde canlı yayına başlamıştı. İsterseniz şöyle bir kulak verelim, bakalım bu haksızlığa karşı çıkan bağımsızlığı için vatanı için sokağa haklı davası için çıkan halkımız neler söylüyor.
-Evet, saygıdeğer seyircilerimiz Milli iradeyi kutlayan ve yaşayan millet ile şu an meydanlardayız. Türkiye’mize çok ağır bir kalkışma ya da darbe her ne halt ise, onunla bedeller ödetmek ve halkın özgürlüğünü kısıtlayacak olan ve daha uzun yıllar da çok büyük bedeller ödeteceği bir yıkımla yıkacağı bu kalkışması çökerten hayır diyen, belirli bir hareket tablosu ile sistematik olarak yıkmaya kalkışanları, yıkan millet ile beraberiz. Aynı zamanda İnsanlarımızın kendisine ait olan ve ordusuna ait olan tankların altında birçok vatandaşımız ezildi, şehadete ulaştı, kendi askerleri tarafından değil -Askerlerimizi küçük düşüren ve uzaktan yakından ilgisi olmayan bu üniforma giymiş hainlerce kurşunlandı. Devletimizle mukaddes vatan için canını veren, ecdadın bu mukaddes emaneti olan vatanla birlikte, Meclisimizde üzülerek ifade ediyorum ki bu devletin uçakları tarafından hainlerce bombalandı. Büyük bir dirilişle, yağa kalkan milletin bu vatana kalkışma hareketinde bulunan vatan hainlerini püskürterek, vatana meydanlara sahip çıkmasın coşkusunu yaşayan milletin yanındayız, yaklaşalım bir vatandaşın coşkusunun yanına bakalım neler söyleyecek. Efendim isminizi öğrenebilir miyim?
-İsmim Mehmetçik, bugün hepimizin ismi Mehmetçik, soyadı ise Vatan oldu.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
Devam edecek İNŞALLAH