İnanmak büyük bir hazinedir.
İnanmak çok zor, inanmış görünen bir çok kişiler tereddüd içindedirler
fakat belli etmezler.
Çünkü her kişinin içinde h.z Allahı inkâr eden kâfir nefs var.
Resulullah s.a.v Efendimiz hadisi şerifinde;
Nefsini bilen Rabbini bilir buyurmasının sırrını öğrenmek ve nefsimizi bilmemiz lâzım.
Ancak o zaman Rabbimizi bilir O,na kalpten iman ederiz.
Biz şimdi bu hakikatı buraya yazıyoruz, içinde terbiye görmemiş h.z Allaha inanmıyan
nefs taşıyan, nefsini bilmeyen birisi bu yazıyı okuduğu zaman, bu yazıyı yazan bizden tiksinir.
Ne diyor bu yobaz, insan içinden gelen duyguları ile hareket etmeli diye düşünür ve bu işlerden
uzak durur ilgi duyanlara da düşman olur.
Çünkü içinden gelen arzunun şeytanın arzusu olduğundan habersizdir.
Az evvel, h.z Allaha nasıl iman edilir, çaresi nedir diye düşünmüştük ve nefsini bilen
Rabbini bilir hadisi şerifine tutunmuştuk.
O zaman biz kendisine uyduğumuz irademizi ki bunun adı nefstir onu kontrol altına alacağız.
Burada bizim en kıymetli olan cevherimiz aklımızdır onu devreye sokacağız nefsimizin irademizin
hükmettiği işleri akıl süzgecinden geçireceğiz nefsimizin hükmünü aklımızla uygulayacağız.
Bu çalışmayı yaparken kuran ve sünnet ışığından ayrılmayacağız.
Eğer kuran ve sünnet ışığı olmazsa akıl da yanılır.
Hadisi şerifte Resulullah s.a.v. Efendimiz;
En şiddetli düşmanın iki yanınız arasındaki nefsindir.(Beyhaki)
Buyurduğuna göre, Peygamber Efendimize iman eden bir mümin
nefsinin kendisine düşman olduğunu öğrenmiş olur.
Nefsinin kendisine düşman olduğunu öğrenen de nefsini bilmiş olur.
Ayeti kerimede;
Rabbimin merhameti olmadıkça,nefs olanca şiddetiyle kötülüğü emreder.(Yusuf 53)
Emri İlâhiyesini duyan da, nefsin şiddetinden kurtulmanın ancak h.z Allaha iman etmekle
O,ndan yardım almakla mümkün olacağını da bilmiş olur.
Yani nefsinin düşman olduğunu bilmeyen Rabbine kalpten iman edemez ancak dil ile söyler.
Ayeti kerimede;
Nefsini tertemiz yapıp arındıran felâh bulmuş kurtulmuştur.
Onu kirletip örten kişi ise,ziyana uğramıştır.(Şems 9-10)
Varın siz düşünün nefsini bilmeyen insanların akibetini,
Şu anda yeryüzünde yaşayan insanların çoğu nefsini
ilâh edinmiş nefslerine tapmaktadırlar.
Diyeceksiniz nefsine tapıyor bu kişi allaha nasıl inansın.
İçinden gelen arzuya karşı gelemiyor inanmadığı için de h.z Allahtan yardım alamıyor.
Aklını kullanacak, düşünecek ki, bu zamana kadar nefsime uydum başım belâdan
kurtulmadı, bundan sonra dikkat etmeliyim nefsine uyanlardan uzak olmalıyım,
beni insan yaratan Allahın sevdiği imanlı kişilerle irtibat kurmalıyım.
Kişi yaratıcısınını aradığı müddetçe bu yolda sebat ettikçe bir gün gelir h.z Allah
ona kendisini bulacak bir vesile nasip eder.
Hadisi şerifinde Resulullah s.a.v. Efendimiz buyuruyor.;
Vallahi ben,vefatımdan sonra, Allaha şirk koşmanızdan korkmuyorum,
Fakat nefslerinize uyacağınızdan korkuyorum. (Buhari 661)
H.z Allah c.c cümle ümmeti muhammedi nefslerini şeytana kaptıran kullarından
eylemesin Zatına has kul, Peygamberi Muhammed Mustafa S.A.V.Efendimize
ümmet etsin inşaAllah..
Kalpteniman.
İnanmak çok zor, inanmış görünen bir çok kişiler tereddüd içindedirler
fakat belli etmezler.
Çünkü her kişinin içinde h.z Allahı inkâr eden kâfir nefs var.
Resulullah s.a.v Efendimiz hadisi şerifinde;
Nefsini bilen Rabbini bilir buyurmasının sırrını öğrenmek ve nefsimizi bilmemiz lâzım.
Ancak o zaman Rabbimizi bilir O,na kalpten iman ederiz.
Biz şimdi bu hakikatı buraya yazıyoruz, içinde terbiye görmemiş h.z Allaha inanmıyan
nefs taşıyan, nefsini bilmeyen birisi bu yazıyı okuduğu zaman, bu yazıyı yazan bizden tiksinir.
Ne diyor bu yobaz, insan içinden gelen duyguları ile hareket etmeli diye düşünür ve bu işlerden
uzak durur ilgi duyanlara da düşman olur.
Çünkü içinden gelen arzunun şeytanın arzusu olduğundan habersizdir.
Az evvel, h.z Allaha nasıl iman edilir, çaresi nedir diye düşünmüştük ve nefsini bilen
Rabbini bilir hadisi şerifine tutunmuştuk.
O zaman biz kendisine uyduğumuz irademizi ki bunun adı nefstir onu kontrol altına alacağız.
Burada bizim en kıymetli olan cevherimiz aklımızdır onu devreye sokacağız nefsimizin irademizin
hükmettiği işleri akıl süzgecinden geçireceğiz nefsimizin hükmünü aklımızla uygulayacağız.
Bu çalışmayı yaparken kuran ve sünnet ışığından ayrılmayacağız.
Eğer kuran ve sünnet ışığı olmazsa akıl da yanılır.
Hadisi şerifte Resulullah s.a.v. Efendimiz;
En şiddetli düşmanın iki yanınız arasındaki nefsindir.(Beyhaki)
Buyurduğuna göre, Peygamber Efendimize iman eden bir mümin
nefsinin kendisine düşman olduğunu öğrenmiş olur.
Nefsinin kendisine düşman olduğunu öğrenen de nefsini bilmiş olur.
Ayeti kerimede;
Rabbimin merhameti olmadıkça,nefs olanca şiddetiyle kötülüğü emreder.(Yusuf 53)
Emri İlâhiyesini duyan da, nefsin şiddetinden kurtulmanın ancak h.z Allaha iman etmekle
O,ndan yardım almakla mümkün olacağını da bilmiş olur.
Yani nefsinin düşman olduğunu bilmeyen Rabbine kalpten iman edemez ancak dil ile söyler.
Ayeti kerimede;
Nefsini tertemiz yapıp arındıran felâh bulmuş kurtulmuştur.
Onu kirletip örten kişi ise,ziyana uğramıştır.(Şems 9-10)
Varın siz düşünün nefsini bilmeyen insanların akibetini,
Şu anda yeryüzünde yaşayan insanların çoğu nefsini
ilâh edinmiş nefslerine tapmaktadırlar.
Diyeceksiniz nefsine tapıyor bu kişi allaha nasıl inansın.
İçinden gelen arzuya karşı gelemiyor inanmadığı için de h.z Allahtan yardım alamıyor.
Aklını kullanacak, düşünecek ki, bu zamana kadar nefsime uydum başım belâdan
kurtulmadı, bundan sonra dikkat etmeliyim nefsine uyanlardan uzak olmalıyım,
beni insan yaratan Allahın sevdiği imanlı kişilerle irtibat kurmalıyım.
Kişi yaratıcısınını aradığı müddetçe bu yolda sebat ettikçe bir gün gelir h.z Allah
ona kendisini bulacak bir vesile nasip eder.
Hadisi şerifinde Resulullah s.a.v. Efendimiz buyuruyor.;
Vallahi ben,vefatımdan sonra, Allaha şirk koşmanızdan korkmuyorum,
Fakat nefslerinize uyacağınızdan korkuyorum. (Buhari 661)
H.z Allah c.c cümle ümmeti muhammedi nefslerini şeytana kaptıran kullarından
eylemesin Zatına has kul, Peygamberi Muhammed Mustafa S.A.V.Efendimize
ümmet etsin inşaAllah..
Kalpteniman.