Kanaat ve tok gözlülük hadisleri (2)

ma'vera

Emektar
Özel Üye
KANAAT VE TOK GÖZLÜLÜK ( 2 )

Amr b. Tağlib (r.a)’dan. Şöyle demiştir:

“ Rasûlullah (s.a.v)’e birtakım mal yahut esir getirilmişti. Onu bölüştürdü, ama bazı

kimselere verirken bazı kimselere vermedi. Daha sonra vermediği kimselerin gücenip

konuştukları bilgisi kendisine ulaştı. Bunun üzerine (çıkıp hutbe verdi ) Allah’a hamdü

sena etti, sonra şöyle buyurdu:

Bundan sonra şunu belirtmek isterim ki, vallahi ben bir kimseye verirken diğer bir

kimseye vermeyebilirim. Halbuki vermediğim kimseyi daha çok severim. Ancak,

kalplerinde sabırsızlık ve hırs gördüğümden, birtakım kimselere veririm, birtakım

kimseleri de Allah’ın kalplerinde yarattığı gönül zenginliği ve hayra bırakırım. Amr b.

Tağlib de bu bıraktıklarımdandır.


Amr b. Tağlib (r.a):

“ Vallahi, Rasûlullah (s.a.v)’in benim için söylediği bu sözüne karşın kızıl develere ( o

dönem Arapların en değerli malıdır) sahip olmayı istemem.” Demiştir.

(Müttefekun aleyh )

***************

Hakîm b. Hizâm ( r.a)’dan. Hz. Peygamber (s.a.v):

Yukarıdaki ( veren ) el, aşağıdaki (alan ) elden hayırlıdır. Vermeye önce bakımını

üstlendiklerinden başla. Sadakanın en hayırlısı zenginlik üzerinden olanıdır. ( Yani

elindekini verdiğinde fakir bırakacak şekilde sadaka vermek iyi değildir.) Kim iffet isterse

Allah onu iffetli yapar. Kim de zenginlik isterse Allah onu zengin yapar.
” Buyurmuştur.

( Müttefekun aleyh )

Hadisin metni Buhârî’ye aittir. Müslim’in metni ise daha kısadır.Hadisimizde sözü geçen

iffet iki anlam ifade edebilir. Birincisi, Türkçe’de kullandığımız iffet anlamıdır. İkincisi de,

dilenip insanlardan bir şeyler istemekten geri durmak anlamıdır.

***********

Muaviye (r.a), Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu demiştir:

Bir şey istemekte ısrarlı olmayınız. Allah’a yemin olsun ki, sizden biriniz benden bir şey

ister de, bu isteği benim istemediğim halde ona geçerse, kendisine verdiğim şeyin

bereketini görmez.


( Müslim )

***************

Avf b. Malik el-Eşcaî (r.a)’dan. Şöyle demiştir:

“ Dokuz veya sekiz yahut yedi kişi olarak Rasûlullah (s.a.v)’in yanında bulunuyorduk.

Bize:

Allah’ın Rasûlüne biat etmez misiniz?” buyurdu. Halbuki biz, yakın bir zamanda

kendisine biat etmiştik. Bu nedenle kendisine:

“ Ey Allah’ın Rasûlü, sana biat etmiştik?” dedik. Tekrar:

Allah’ın Rasûlüne biat etmez misiniz?” buyurdu. Biz de ellerimizi uzattık ve:

“ Ey Allah’ın Rasûlü, sana biat etmiştik. Şimdi ne üzere biat edelim?” dedik.

Şöyle buyurdu:

Kendisine hiçbir şeyi ortak koşmadan Allah’a kulluk edeceğinize, beş vakit farz namazı

kılacağınıza, itaat edeceğinize
, - bu arada sesini kıstı- insanlardan bir şey

istemeyeceğinize dair biat edeceksiniz.”


Biat eden bu arkadaşlarımdan bazılarını gördüm ki, bunlardan birisinin kamçısı yere

düşerdi de, onu alıverecek kimseden bile onu istemezdi.”

(Müslim)

**************

İbni Ömer (r.a)’dan. Hz. Peygamber (s.a.v):

Sizden birinizin dilenciliği devam eder durur, sonunda yüzünde bir parça et kalmamış

halde Allah’ın huzuruna çıkar.
” Buyurmuştur.

( Müttefekun aleyh )

************

İbni Ömer (r.a)’dan. Rasûlullah (s.a.v) minberde; sadaka vermeyi ve dilencilikten geri

durmayı dile getirmiş ve:

Yukarıdaki el aşağıdaki elden daha hayırlıdır; yukarıdaki el, harcayandır (infakta

bulunandır) aşağıdaki el ise dilenendir.
” Buyurdu.” Demiştir.

( Müslim)

************

Semûra b. Cündüb (r.a)’dan. Rasûlullah (s.a.v):

Dilenmek, yüzü tırmalayıp yolmaltır. Bir kimse dilencilik yapmakla yüzünü tırmalayıp

yolar. Ancak, bir kimsenin yetki sahibi birisinden ( sultandan ) istemesi veya dilenmeyi

zorunlu kılan haller bunun dışındadır.
” Buyurmuştur.

( Hadisi Tirmizî rivayet etmiş ve: “ Hadis, hasen hadistir.” Demiştir.)


Kaynak: Riyâzü’s-Sâlihîn

S: 300 – 301 – 302 – 303
 
Üst